nin soyadının “...” olarak,oğlu ... ...'nin adının “... ...” ,soyadının “...” olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece; davacının soyismini değiştirme talebinde hukuki yararı bulunduğu, talebinin nüfus mevzuatına uygun olduğundan ...'in ... olan soyadının iptali ile ... olarak düzeltilmesine, müvekkilinin oğlu ...'in evlilik dışı dünyaya geldiği, çocukla ilgili tashih taleplerinin değişikliğinde babanın muvafakatının gerektiği gerekçesi ile ... ile ilgili talebin reddi ile dava kısmen kabul edilerek, ... T.C. kimlik numaralı ...'in ... olan soyadının iptali ile ... olarak düzeltilmesine, çocuk ... ile ilgili talebin reddine karar verilmiştir. Dava, nüfus k...ın düzeltilmesi istemine ilişkindir. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, annenin soyadının mahkeme kararı ile değiştirilmiş olmasının anne hanesinde kayıtlı olup annenin soyadını taşıyan 16.04.2007 doğumlu küçük ...'...
Ölü olduğu anlaşılan eşin soyadının değiştirilmesine ilişkin davada davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığı gibi soyadının düzeltilmesi istenilen nüfus kaydının kapalı olması nedeniyle de nüfus kayıtları üzerinde herhangi bir işlem yapılamaz. Mahkemece, davacının eşinin nakilden önceki kapalı kaydındaki soyadının değiştirilmesine ilişkin açmış olduğu davanın bu nedenlerle reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 03.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ın hangi nedenle iş yerinde olmadığına dair şerh verilmediğinden; yapılan tebligatın usulsüz ve sanık müdafiinin öğrenme üzerine ileri sürdüğü 25/02/2009 tarihli temyiz talebinin süresinde olduğu kabul edilerek, mahkemenin 26/02/2009 tarih ve 2007/25 Esas, 2008/535 Karar sayılı ek kararının kaldırılması ile yapılan incelemede; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanık ... müdafiinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, 11/04/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
olması, c- 5252 sayılı Yasanın 5/1. madde ve fıkrası uyarınca hükmolunan ağır para cezasının adli para cezasına dönüştürülmesi gerektiğinin ve 29.12.2004 günlü Resmi Gazete’de yayımlanarak 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5275 sayılı “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 122. maddesiyle 647 sayılı Yasanın yürürlükten kaldırılması karşısında, kaldırılan bu yasanın 4786 sayılı Yasa ile değişik 5/5. madde ve fıkrası uyarınca ödenmeyen para cezasına gecikme zammının uygulanamayacağının gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi (BOZULMASINA), 2.7.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kocanın Soyadının Kullanılmasına İlişkin Verilen İzin Kararının Kaldırılması Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; bozulmasına dair Dairemizin 26.03.2015 gün ve 23501-5664 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir....
ın maliki olduğu 8, 52, 53,54, 55, 189, 215, 216, 335, 336 ve 396 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydında sehven soyadının yer almadığını ileri sürüp, kayıt malikinin kimlik bilgilerinin nüfus kaydına uygun şekilde düzeltilmesi ile adı geçen taşınmazların yönetimi için ............. Sulh Hukuk Mahkemesinin 28.02.2013 tarih 2012/1466 Esas 2013/338 Karar sayılı ilamı atanan kayyımın görevinin sonlandırılmasına karar verilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece;"... Somut olayda kısa ve gerekçeli kararda "davanın kabulüne" denildiği hâlde kayyımlık kararının kaldırılması isteği yönünde olumlu veya olumsuz hüküm kurulmamıştır....
Sözü edilen madde hükümlerinden de açıkça anlaşıldığı üzere kocası ölen kadın kendi istemi ile bekarlık soyadını almadıkça veya haklı nedenlere dayanarak soyadının değiştirilmesini isteyip bu yolda mahkemece karar verilmiş olmadıkça, ölen kocasının soyadını taşımayı sürdürür. Kocası ölmekle dul kalan kadının kendisi dışında üçüncü kişilerin onun soyadının değiştirilmesi konusunda dava açma hakları ve dolayısı ile aktif husumet ehliyetleri yoktur. Somut olayda dava ...'ın ölen kocasının soyadını kullanmasının önlenmesi ve bu soyadının nüfustan silinmesi davasını açmış bulunan .... ve ... adlı kişilerin böyle bir davayı açmakta aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gözetilerek, davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu nediyle reddine hükmedilmesi gerekirken davaya bakılarak işin esası hakkında hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir....
nin nüfus kaydında soyadının yer almadığını, esasen soyadının "..." olduğunu ileri sürerek ...'nin nüfus kaydına "..." soyadının eklenmesini istemiş; mahkemenin ancak hatalı olan nüfus kayıtlarını düzeltmekle görevli olduğu, iddia edilen soyadının nüfus kaydına işlenmesi görevinin nüfus müdürlüğüne ait idari bir işlem olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş olup verilen karar Dairemizce onanmıştır. Davacı vekilinin karar düzeltme istemi üzerine dosya içindeki bilgi ve belgelerin, özellikle nüfus kayıtlarının yeniden incelenmesinde; davacının murisi ... ve ... kızı ...'nin 01.01.1985 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Soyadı Kanunu 02.07.1934 tarihinde kabul edilerek 02.07.1934 tarih 2741 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış ve Kanunun 14. maddesine göre de, yayın tarihinden altı ay sonra yürürlüğe gireceği belirtilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesine açmış olduğu dava sonunda verilen 4.5.2005 gün 2005/3-127 sayılı kararla "..." olan soyadının "..." olarak değiştirildiği anlaşılmaktadır. Açıklanan bu hususlar 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 36. maddesinin (b) bendi gereğince davanın reddi gerekirken kabulü ile davacının soyadının -istem gibi- değiştirilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 15.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
in” adının “...” olarak düzeltilmesini ve yine aynı taşınmazda 5/232 pay sahibi “... oğlu ...”e “...” olan soyadının eklenmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuş, mahkemece “davanın kabulü ile 7588 ada 13 nolu parseldeki malik ...'in soyadının ..., malik ...'nin soyadının ise “...” olarak düzeltilmesine” karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2- HMK'nun 26/1 maddesi gereğince “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” Somut olayda; 7588 ada 13 parsel sayılı taşınmazda ... isminde kayıt maliki bulunmadığı ve talep de olmadığı halde davacının talebi aşılarak “...'...