Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 01/06/2022 NUMARASI : 2021/317 ESAS- 2022/140 KARAR DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Sosyal Güvenlik Hukukundan Kaynaklanan) KARAR : İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı SGK vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gelmiş olmakla dosya incelendi, yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yıllardır yurt dışında yaşadığını, 29.10.2002 tarihinden beri de yurt dışında %66 (yüzde altmış altı oranda) engelli olduğu, müvekkilin yurt dışında engelli yardımı aldığını bunun emeklilik aylığı olmadığını, engeli olması sebebi ile yurt dışında fiili çalışmadığını, davalı Kurum 01.04.2016/23.08.2020 tarihleri arasındaki dönemin; fiilen çalışılan dönemmiş gibi değerlendirip müvekkilin almakta olduğu emeklilik aylığını iptal ettiğini, yaşlılık aylığı olarak 01.04.2016- 23.08.2020 tarihleri arasında ki...

İSTİNAF NEDENLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: İş kazasından kaynaklı tazminat davalarının görülmesi için ön koşul zararlandırıcı olayın Kurumca iş kazası niteliğinde olduğunun tespit edilmesidir. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanını doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında ise Kurum taraf değildir. Öte yandan 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Kanun'un 55. maddesinde, “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez.” düzenlemesine yer verilmiştir. Adalet Komisyonunun 55. madde gerekçesine göre; “sosyal güvenlik ödemelerinin, denkleştirme (indirim) işlevi görebilmesi, onun sorumluluğu doğuran olaya sebebiyet verenlere rücu edilebilmesine bağlıdır....

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesince verilen …tarih ve E:…, K:…sayılı kararla; ilgili mevzuat hükümleri uyarınca idari para cezalarına itirazlar ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun Geçici 4. maddesi kapsamındaki uyuşmazlıklar hariç olmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu veya Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda iş mahkemelerinin görevli olduğunun açık olduğu, bakılan davada ise, davacının 5510 sayılı Kanun'un 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında iş kanunu hükümlerine göre çalıştırıldığı ve dava konusu uyuşmazlığın davalı idarenin iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklandığı anlaşıldığından, davacının görevine son verilmesine ilişkin işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın görüm ve çözümünde iş mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle, davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir....

    Sosyal güvenlik hakkı, bireylerin geleceğe güvenle bakmalarını sağlayan bir insan hakkı olup aynı zamanda sosyal hukuk devleti içerisinde yer alan ve bu ilkeyi oluşturan temel kavramlardan birisidir. Bu nedenle de sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanan davalarda Kurum tarafından icra edilen işlemlerin anayasal bir hak olan sosyal güvenlik hakkını zedelememesine dikkat edilmelidir. Nitekim aynı esaslar Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2020 tarih ve 2016/10-1602 Esas, 2020/711 Karar sayılı ilamında kabul edilmiştir. 6. Genel olarak idarenin, özel olarak da somut uyuşmazlıkta Sosyal Güvenlik Kurumun hukuki sorumluluğu idare işlevinden kaynaklanmaktadır....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/12/2021( Ara Karar Tarihi) NUMARASI : 2021/322 ESAS (DERDEST DOSYA) DAVA KONUSU : Alacak (Sosyal Güvenlik Hukukundan Kaynaklanan) KARAR : Hatay 5....

      -TL “..., ... yer satış hisse bedeli” açıklamasıyla ödemede bulunduğunu, müvekkilinin alacaklı taraf ile arasında miras hukukundan kaynaklı bir ilişkisi olmadığını iddia ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. C....

        Kaldı ki davaya konu sosyal güvenlik hakkı, bireylerin geleceğe güvenle bakmalarını sağlayan bir insan hakkıdır. Aynı zamanda sosyal güvenlik, sosyal hukuk devleti içerisinde yer alan ve bu ilkeyi oluşturan temel kavramlardan birisidir. Bu esası göz önüne alan 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası (Anayasa) “Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler” başlığı altında “sosyal güvenlik hakkını” düzenlemiş ve 60. madde ile “Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar” hükmünü getirmiştir. Görüldüğü gibi vatandaşlara bu konuda anayasal bir hak tanınırken, Devlete de onların bu haktan yararlanmasını sağlayacak şartları hazırlama görevi yüklenmiştir. Bu anayasal görevin yerine getirilmesi için getirilen yasal düzenlemeler ve kurulan kurumların görevleri de bu bilinçle değerlendirilmelidir....

          Bu durumda mahkemece, 6111 sayılı Kanun'un 59. ve geçici 1. maddesi gereği Sosyal Güvenlik Kurumu'nun sorumluluğuna geçen tedavi giderlerinin de dava konusu olduğu gözetilerek, konusunda uzman doktor bilirkişiden, gerekli evraklar dosya arasına alındıktan sonra, davacının yaralanması ve maluliyeti dikkate alınarak, tedavi giderleri konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, davacı tarafından talep edilen tedavi giderlerinden 2918 sayılı Yasanın 98. maddesi ve yönetmelik kapsamında kalanların ve Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğuna esas olanların belirlenerek, tedavi giderinden açıklanan yasal ../... mevzuat hükümleri gözönüne alınarak Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumlu tutulması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir....

            in 03.08.2013 ve 18.08.2013 tarihli uçuşlarına bilet aldığını, gidiş - dönüş için 596,41 Euro ödediğini, ancak uçuş günü müvekkilinin "transit vizesi bulunmadığı" gerekçesi ile Zürih aktarmalı olarak Japonya'ya uçması, davalı tarafından yetkilendirilmiş olan Gözen Güvenlik A.Ş. yetkililerince engellendiğini, bunun üzerine davacının başka bir hava yolu aracılığı ile uçuşunu gerçekleştirdiğini, ancak bilet tutarının iadesi yapılmadığını ileri sürerek, 899 Euro tutarındaki zararının tahsilini, talep ve dava etmiştir. Mahkemece, iddia ve tüm dosya kapsamına göre, taşıma hukukundan kaynaklı alacak davası olduğu, TTK'nın 4/1. maddesi uyarınca ticari dava olup 4077 sayılı Yasa kapsamında kalmadığı, davacının da tüketici tanımına uymadığı gerekçesi ile dava dilekçesinin mahkemelerinin görevsizliği nedeni ile reddine, dosyanın davaya bakmakla görevli İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi' ne gönderilmesine, karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

              Mahkemece, dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumu’na başvuru yapılmasının dava şartı olduğu ve davacının kuruma başvurmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya içeriğiyle örtüşmemektedir. Zira eldeki davada Sosyal Güvenlik Kurumu taraf değildir. Mahkeme gerekçesinde söz edilen dava şartı Sosyal Güvenlik Kurumuna karşı açılacak davalar için öngörülmüştür. Davacının talebi meslek hastalığı nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup yasaya göre dava açmadan önce Kuruma başvuru yapmanın gerekliliğine ilişkin bir şart mevcut değildir....

              UYAP Entegrasyonu