Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi sıfatıyla) -KARAR- 01.07.2016 tarihinde kabul edilip 23.07.2016 günlü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6723 Sayılı Yasa'nın 21. maddesi ile 2797 Sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60. maddesinin 3. fıkrası değiştirilmiştir. Bu düzenlemeye göre dosya kendisine gönderilen ilgili hukuk dairesi 1 ay içinde yapacağı ön inceleme sonucunda iş bölümü bakımından kendisini görevli görmez ise gerekçeleri ile birlikte dosyayı bir ay içinde görevli Daireye gönderecektir. Bu durumda dosya içeriğine, temyiz isteminin kapsamına göre, uyuşmazlık sosyal güvenlik hukukundan kaynaklı olup, temyiz itirazlarını inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu Kararı uyarınca Yargıtay 10. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 10. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 03.09.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi....

    Yapılacak değerlendirmede, öncelikle davacıya dava dilekçesi açıklattırılarak, davacının 506 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Kanunun 4/a maddesi kapsamındaki sigortalılık sürelerinin dikkate alınmasını istediği belirlendiği takdirde, 2829 sayılı Kanundan yararlanmak için kişiyi tüm sosyal güvenlik kurumlarına tabi hizmet sürelerini birleştirmeye zorlamanın, sosyal güvenlik sistemi ve amacı ile bağdaşmadığı gerçeği dikkate alınmak suretiyle, (YHGK'nun, 2002/21-132, 2002/139 sayılı kararı ile aynı yönde, 2006/21-485, 2006/ 483 ve 2010/ 10-126, 2010/ 133 sayılı kararları) davacının 01.10.1981-23.02.2010 tarihleri arasındaki 6158 günlük SSK'lı çalışmaları gözetildiğinde, anılan 506 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Kanunun 4/a maddesi kapsamındaki sigortalılık sürelerinin aylık bağlanması için yeterli olduğunun anlaşılması karşısında, aksini öngören Kurum işleminin yerinde olduğundan bahsetmek mümkün değildir....

      İSTİNAF NEDENLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: 506 sayılı Kanunun “Aylığın başlangıcı” başlığını taşıyan 62. maddesinde, sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan sonra yazılı istekte bulunan ve yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalıya, bu isteğinden sonraki ay başından başlanarak aylık bağlanacağı belirtilmiş, 01.10.2008 günü yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun “Yaşlılık aylığının başlangıcı, kesilmesi veya sosyal güvenlik destek primi ödenmesi” başlıklı 30. maddesinde de, 4. maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde belirtilen sigortalılardan yaşlılık aylığına hak kazananlara, yazılı istek tarihinden sonraki ay başından itibaren aylık bağlanacağı açıklanmıştır....

      İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1- Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, 2- Kurumca yapılan işlemlerin yerinde olduğu ve mevzuata uygun olduğu, 3- Yerel mahkemece eksik inceleme ile hüküm kurulduğu, Gerekçeleri ve resen tespit edilecek gerekçelerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, davacının sigortalılık başlangıcının yurt dışı çalışma başlangıcı olan 26/02/1982 tarihi olduğunun tespiti ile davacıya 01/05/2014 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanması ve ödenmeyen aylıkların yasal faiziyle ödenmesi istemine ilişkindir. Davanın yasal dayanağı 3201 sayılı Yasada düzenlenmiştir....

      Tek sınır Sosyal Güvenlik Kurumunca sağlanan taban aylığından aşağı olmamaktır. Geçici 20. maddenin ilk şeklinde herhangi bir üst sınır da belirtilmediğinden Sandık Senedine göre yapılan artışlarda herhangi bir üst sınır uygulanmaz. Bununla birlikte, sandıklarca yapılacak yardımların, SGK sigortalısı bir kişiye yapılan yardımlardan aşağı olamayacağı yönündeki kural, Sandıkça aylık ve yardımlara tatbik edilecek artışların, SGK'nın aylık artış oranlarından aşağı olamamasını gerektirdiği biçiminde anlaşılamaz. Ayrıca SGK aylığına esas alınan sigorta primine esas kazanç miktarı oranlanarak gösterge rakamının da bu orana göre belirlenmesi mümkün değildir. Geçici 20. maddenin uygulanması ile ilgili uygulamadaki tereddütleri gidermek için 6111 sayılı Kanunun 53. maddesi ile ek fıkra eklenerek, “Birinci fıkranın (b) bendinin uygulanmasında, yardımların sağlanması ve bağlanması yönünden alt sınırın belirlenmesinde muadil miktar karşılaştırması esas alınır” denilmiştir....

        Sigortalı Lehine Yorum İlkesi ve Sosyal Güvenlik Hakkı: İş ve Sosyal Güvenlik Hukukunun temel ilkelerinden birisi de, işçi-sigortalı lehine yorum ilkesidir. İş hukukunun temel prensipleri arasında yer alan işçinin korunması ilkesinin bir sonucu olan işçi lehine yorum ilkesi, sosyal güvenlik hukukunda kendini sigortalı lehine yorum şeklinde göstermektedir. Sosyal güvenlik hukukunda genel amaç, bu haktan olabildiğince fazla kesimin yararlanabilmesi yani kapsamının genişletilmesidir. Diğer bir ifadeyle bu hukukun uygulanmasında esas alınacak temel ilkelerden birisi de şartlar elverdiği ölçüde sigortalı lehine yorum yapılmasıdır. Sosyal devlet; bireylere belirli bir sosyal güvenlik hakkı ve asgari gelir düzeyi öngören, sağlık ve refah hizmetlerinden serbestçe yararlanma ve belirli bir yaşa kadar eğitim olanağı sunan, bir takım sosyal riskleri önleyici tedbirler alan devlet anlayışıdır....

          K A R A R 3201 sayılı Yasa uyarınca yurtdışı hizmetlerini borçlanarak kendisine 01.12.2008 tarihinde aylık bağlanan davacı, yaşlılık aylığı aldıktan sonra çalışmaya başlaması nedeniyle sosyal güvenlik destek prim kesintisi ile dahi yaşlılık aylığı alamayacağını bildiren Kurum işleminin iptalini ve durdurulan yaşlılık aylıklarının kesildiği tarihten itibaren işleyecek faizleriyle birlikte fazlaya ilişkin hakkı saklı olmak üzere 1000TL’sinin tahsilini istemektedir. Davacı 22.03.2011 hakim havale tarihli ıslah dilekçesi ile; 19/06/2010 tarihinden itibaren aylık bağlanması gerektiğinin tespiti ile 6.479,59 TL birikmiş aylığın yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir....

            İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 16/06/2022 NUMARASI : 2020/46 Esas - 2022/99 Karar DAVA KONUSU : TESPİT (SOSYAL GÜVENLİK HUKUKU ) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının maluliyeti nedeni ile kurumdan almakta olduğu aylığın, İzmit Sosyal Güvenlik Merkezinin yazısı ile meslekte kazanma gücü kayıp oranının %40 ın altında olduğu gerekçesi ile kesildiğini, bu nedenle dacının %58 lik maluliyet oranına göre gelir bağlanması talebinin reddine ilişkin kurum işleminin iptaline, yersiz ödemelere ilişkin kararın kaldırılmasına, maluliyetin tespiti ile davacının maluliyet aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir....

            Ancak, 506 sayılı Yasanın 92.maddesine göre, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile iş kazaları ile meslek hastalıkları sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık ve gelirlerden yüksek olanın tümü, eksik olanın da yarısı bağlanır. Bu aylık ve gelirler eşitse, iş kazaları ile meslek hastalıkları sigortasından bağlanan gelirin tümü, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından bağlanan aylığın da yarısı verilir....

              Sigortalının ölümü ile birlikte sağ kalan hak sahibi aile bireyleri gelir kaybına uğrayacak bu nedenle sosyal güvenlik yönünden bir korumaya gereksinim duyacaklardır. İşte bu noktada ölüm sigortası ile risk altında olan hak sahiplerinin sosyal güvenlik hakları koruma altına alınmıştır. Ancak Sosyal güvenlik hakkının kullanımı yasa ile sınırlanmış ve belirli koşulların varlığına bağlanmıştır. Sigortalının ölümü ile birlikte sosyal güvenlik hakları koruma altına alınan hak sahiplerinin de ölüm sigortasından yararlanabilmeleri için kanun koyucu tarafından belirli sınırlamalar getirilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu