Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki dava, sosyal güvenlik hukuku ile ilgili tespit istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 21. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 22/05/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    İş ve sosyal güvenlik hukukunun kamusal tarafı ve emredici kurallar içermesi nedeni ile yabancılık taşıyan bir uyuşmazlıkta, taraflar yabancı hukukun uygulanmasını öngörseler dahi özellikle işçi veya sigortalının Türk vatandaşı olması halinde, uygulanacak yabancı hukuk kuralının Türk kamu düzenine açıkça aykırı olması halinde Türk İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku kuralları uygulanacaktır. 5. Yurt dışı işyerinde çalışan işçinin sosyal güvenlik hakkı: 5.1. Sosyal Güvenlik Hakkının niteliği: Anayasa’nın 60. Maddesi uyarınca “Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar”. Belirtmek gerekir ki; Sosyal devlet olmanın bir gereği ve sonucu, sosyal güvenlik hakkının tüm bireylere sağlanması ve güvence altına alınmasıdır. Sosyal güvenlik hakkı vazgeçilmez bir anayasal haktır ve kamu düzenindendir. 5.2....

      Belirtmek gerekir ki 6735 sayılı Uluslararası İşgücü Kanununun “Bildirim ve sosyal güvenlik yükümlülüğü” başlıklı 22 nci maddesinde; “Yabancı çalıştıran işverenler ile süresiz veya bağımsız çalışma izni bulunan yabancılar, çalışma izninin veya çalışma izni muafiyeti kapsamında çalışmanın başlaması ve sona ermesi durumu ile çalışma izni veya çalışma izni muafiyetinin iptalini gerektirecek hâlleri on beş gün içinde Bakanlığa bildirmekle yükümlü oldukları, Çalışma izni veya çalışma izni muafiyeti alan yabancılar ile yabancı çalıştıran işverenler, sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan yükümlülüklerini kanuni süresi içinde 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu hükümlerine göre yerine getirecekleri, Türkiye’nin taraf olduğu sosyal güvenlik sözleşmeleri hükümlerinin saklı olduğu” öngörülmüştür. 6. 5510 sayılı Kanun'un "sigortalı sayılmayanlar" başlıklı 6. maddesinde "Uluslararası sosyal güvenlik sözleşmeleri hükümleri saklı kalmak kaydıyla; yabancı bir ülkede...

        Sosyal güvenlik hukukunun ilgi alanı kamusal olup, otoritesi kamu düzenini ilgilendirmektedir. Bu nedenle sosyal güvenlik hukuku ile ilgili yasalar yürürlüğe girdiği tarihten itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurur. 5510 sayılı kanun prim alacaklarının tahsilinde 506 sayılı kanunda yer almayan yeni bir düzenleme getirmiştir. Kamusal niteliği gereği sosyal güvenlik hukuku ile ilgili yasalar yürürlüğe girdiği anda hukuksal sonuçlarını doğurur. Öte yandan Medeni Kanunun dürüst davranma başlıklı 2. Maddesinde yer alan ve maddenin düzenleniş amacı olan dürüstlük kuralı da gözönüne alınmalıdır. Madde herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılması hukuk düzeni korumayacağı gibi hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı ilkesi de birlikte gözetildiğinde 5510 sayılı yasanın 8....

          Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Birinci Dairesinin 20.11.2012 tarih 2783 sayılı kararı ile Sosyal Güvenlik Mahkemelerinin görev alanı ile birlikte sosyal güvenlik davalarına bakmakla görevli iş mahkemeleri belirlenmiştir. Ayrıca, bir yerde birden fazla iş mahkemesi arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisidir. Somut olayda, dava prime esas kazancın tespiti istemine ilişkin olup sosyal güvenlik hukuku ile ilgili bir dava niteliğindedir. Ancak yukarıdaki açıklamalar kapsamında Ankara 32. İş Mahkemesi HSYK tarafından belirlenen sosyal güvenlik davalarına bakmakla görevli iş mahkemesi olmadığından mahkemece iş bölümü ilişkisi dikkate alınarak gönderme kararı verilmesi gerekmektedir. Yukarıda belirtilen nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan gerekçeyle kabulü ile mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1- a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine kesin olarak karar verilmiştir....

          DAVACININ İDDİALARI : 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'na, 7143 sayılı Kanunun 23. maddesi ile eklenen Ek 18. madde uyarınca, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından, 11 milyon 832 emekliye Ramazan ve Kurban Bayramlarında 1000'er TL. tutarında bayram ikramiyesi verilirken, 5510 sayılı Kanunun Geçici 20. maddesi kapsamındaki 150 bin Banka sandık emeklilerinin bu haktan yararlanamadıkları, söz konusu ödemenin yapılıp yapılmayacağına ilişkin inisiyatifin banka sandıklarına bırakıldığı, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun Geçici 20. maddesine göre kurulmuş Banka Sandık Vakıflarının yapacakları her türlü yardımların, aynı maddenin onbirinci ve onikinci fıkraları uyarınca Sosyal Güvenlik Kurumunun görüşü ile yapmak durumunda oldukları, 5510 sayılı Kanun'un geçici 20. maddesinin yürürlüğe girdiği 30/04/2008 tarihi itibarıyla Sosyal Güvenlik Kurumu emeklileri aynı emekli aylığı ve yardımları alan banka sandık emeklilerinin bayram ikramiyelerinden yararlandırılmaması...

            Hukuk Dairesinin temel görevi 26.02.2016 gün ve 29636 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak 1 Mart 2016 tarihinden itibaren uygulamaya başlanılmasına karar verilen Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 12/02/2016 tarih ve 2016/1 sayılı Kararında belirtildiği üzere “Sosyal Güvenlik Hukuku’ndan kaynaklanan davalar”la sınırlıdır. Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu: Dava, davacının çalışmaları nedeniyle hizmet tespiti ile birlikte işçilik alacaklarına dair açılmış iken mahkemece 01.02.2008 tarihli ara karar ile her iki dosyanın davacının talepleri dikkate alınarak tefrik kararı verildiği, sosyal güvenlik hukuku ile ilgili olarak açılan dava ile ilgili olarak Yargıtay ... Hukuk Dairesince verilen onama kararı ile sonuçlandırılmış olduğu, bu davanın ise kesinleşen hizmet tespiti davasından sonra işçilik alacaklarına dair devam eden diğer uyuşmazlık ile ilgili olduğu ve tanımlanan niteliği ile dosyadaki temyiz incelemesinin Yargıtay ......

              XVII No.2 (2020). s: 665 vd., Aydın, Ufuk (2017), Yargıtay'ın İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Kararlarının Değerlendirilmesi Semineri 2015-İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Derneği, ...: ... Yayıncılık, s. 557- 868). 6.Maddi hukukta iş kazası ve meslek hastalığı kavramının iki boyutu ele alınmaktadır: İlk olarak ikili ilişkinin tarafları arasında meselenin iş hukuku ve iş sözleşmesi boyutudur. İkinci olarak ise denetleme ve gözetleme yükümlülüğü çerçevesinde sosyal güvenlik hukuku bakımından konu ele alınmaktadır. Türk hukukunda TBK, İş Kanunu, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu başta olmak üzere pek çok hukuki düzenlemede işçinin, işveren tarafından korunması ve gözetilmesine ilişkin hükümler kabul edilmiştir. İş Sağlığı ve İş Güvenliği hükümlerinin de doğrudan uygulanan kurallar olduğu unutulmamalıdır. 7.Türk Sosyal Güvenlik mevzuatına göre sözleşme ile kayıt ettirilmeyen ve sigorta ettirilmeyen bir çalışanın meydana gelen kaza sonrasında ......

                Nedeni çok açık olup, bu konuda yetişmiş ihtisas mahkemelerinin yorumu ve ilgili sosyal güvenlik yasalarının doğru yorumlanabilme yetisi öne çıkmaktadır.Bir eylemin haksız fiil olması sosyal güvenlik açısından çok önemli değildir.Ceza hukukunda ücretlerin çifte bordro ile bildirilmesi, prim kaybına sebebiyet verilmesi, hizmetlerin hiç bildirilmemesi farklı kimlikle işe girilmesi esasen ceza hukukunda evrakta sahtecilik ve yalan beyanda bulunma suçlarını oluşturulabileceğine rağmen, sosyal güvenlik hukukunu bu yönüyle etkilemez. Esasen bu hukuki ilişkilerin hepsi birer haksız fiildir ve İş Mahkemelerinde davalarının görülmesine engel teşkil etmemektedir. Sosyal devlet anlayışında sosyal güvenlik hakkından vazgeçilemez. Ancak fiili çalışma olgusuna önem verilir. Aynı gerekçe ile yukarda sayılan eylemlerin haksız fiil olması nedeniyle yüksek daire çoğunluk görüşüne göre bu konulu davaların genel mahkemelerde görülmesi gerekecektir....

                  İş Mahkemelerince ayrı ayrı gönderme kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, haksız yere tahsil edilen işsizlik ödeneğinin davalıdan tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. 7.İş Mahkemesi'nce, davanın,4447 sayılı yasa kapsamından kaynaklandığı ve sosyal güvenlik hukuku ile ilgili olduğu, Hakimler ve Savcılar ... Kurulu 1.Dairesinin 20.11.2012 gün ve 2783 Sayılı Kararı ilede Sosyal Güvenlik Hukukundan kaynaklanan davaların görüleceği İş Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik (gönderme) kararı verilmiştir. 22.İş Mahkemesi ise, HSYK kararında hangi davalara mahkememizce bakılacağı açık ve ayrıntılı olarak belirtildiği, davaya konu işlemin ise bu kararda belirtilen işlerden olmadığı gibi,....'nunda davalı sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu