Anılan düzenleme ile; Sosyal Sigortalar Kurumu, Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar (...) Kurumu ve Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı her türlü alacakları, hakları, borçları ile birlikte, hiçbir işleme gerek kalmaksızın bu Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla görevleri ile birlikte 5502 sayılı Kanunla ihdas edilen Sosyal Güvenlik Kurumuna devredilmiştir....
Sosyal güvenlik il müdürlükleri ve sosyal güvenlik merkezleri, ikinci fıkrada belirtilen kriterlere uygun olarak teşkilâtlanma usûl ve esasları yönetmelikle belirlenmek üzere idarî iş ve işlemler açısından dört kategoriye ayrılabilir. 01.10.2010 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Sosyal Güvenlik Kurumu Taşra Teşkilatı Kuruluş ve Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik ile Kurumun taşra teşkilatının kuruluş, çalışma usul ve esasları ile personelin görev, yetki ve sorumluluklarını düzenlenmiştir. Sosyal güvenlik merkezleri idari işlemler açısından, sosyal güvenlik merkezi, sağlık sosyal güvenlik merkezi ile mali hizmetler sosyal güvenlik merkezi olarak üç kategoriye ayrılır....
Mahkemece ,Davacının 01.06.1995 tarihinden itibaren SSK’na tabi çalıştığı süreler dışında ...’a tescil edildiği 01.11.1999 tarihine kadar 2926 sayılı Yasa kapsamında tarım ... sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmiştir. 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanununun Geçici 1. maddesi; “4947 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Teşkilâtı Kanunu ile kurulan Sosyal Güvenlik Kurumu, 4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu ile kurulan Sosyal Sigortalar Kurumu, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu ile kurulan Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu ile 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile kurulan Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığının; merkez ve taşra teşkilâtlarının kadroları ile kadrolarında görev yapan memur ve işçileri, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (B) bendi gereği çalıştırılan personeli mevcut statüleri ile her türlü taşınır ve taşınmazları...
Davanın yasal dayanağı olan 3201 sayılı Kanunun “Başvurulacak Kuruluşlar” başlıklı 29.07.2003 tarih 4958 sayılı Kanun ile değişik 3. maddesi hükmünde: “1) Halen yurtdışında bulunanlar; a)Yurtdışına çıkmadan önce Türkiye’de herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması olmayanlar Sosyal Sigortalar Kurumuna, b) Yurtdışına çıkmadan önce Türkiye’de son defa prim, kesenek ve karşılık ödenen sosyal güvenlik kuruluşuna, c) Ev kadınları Bağ-Kur’a yazılı olarak müracaat etmek suretiyle borçlanabilirler. 2)Türkiye’ye döndükten sonra yurtdışında geçen hizmetlerini borçlanmak isteyenler; a) Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmayanlar, sosyal sigortalar kurumuna, b)Müracaat tarihinde çalışmakta olanlar tabi oldukları sosyal güvenlik kuruluşuna, c) Başvuru tarihinde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmamakla birlikte yurda dönüş tarihinden sonraki çalışmalarından dolayı son defa tabi oldukları sosyal güvenlik kuruluşuna, d) Hizmetlerinden bir kısmı yurtdışında iken...
K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mahkemenin karar tarihinden önce 20.05.2006 tarihinde yürürlüğe giren 16.05.2006 gün ve 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu’nun geçici 1. maddesi hükmü gereğince, 4947 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Teşkilatı Kanunu ile kurulan Sosyal Güvenlik Kurumu, 4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu ile kurulan Sosyal Sigortalar Kurumu, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu ile kurulan Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu ile 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile kurulan Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı’nın; merkez ve taşra teşkilatlarının kadroları ile kadrolarında görev yapan memur ve işçileri, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4. maddesinin (B) bendi gereği çalıştırılan personeli mevcut statüleri ile her türlü taşınır ve taşınmazları, tapuda bu kurumlar adına...
nın yapılan yargılamaları sonunda; atılı suçtan beraatlerine dair Yığılca Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 19.09.2008 gün ve 2008/5 Esas, 2008/89 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtayca incelenmesi katılan mağdure vekili ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü: Mağdurenin Yığılca Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.10.2007 tarihli kararı ile koruma altına alınarak Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna (SHÇEK) bağlı yurda yerleştirildiği, daha sonra Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı yurda nakledildiği ve koruma kararı hüküm tarihi olan 09.09.2008 tarihinde de devam ettiğinden davanın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına ihbar edilmesi gerektiği halde, ihbar edilmediği, hükümden sonra gerekçeli kararın tebliği üzerine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekilinin hükümleri kanuni süresinde temyiz ederek beraat kararlarının...
de kabul edilmiş veya gelmiş olan kişilere yardım etmek, sosyal adaleti pekiştirici tedbirler alarak gelir dağılımının adilane bir şekilde tevzi edilmesini sağlamak, sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı teşvik etmek olduğu, parasal kaynaklarının sağlanması için Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonunun kurulmasının öngörüldüğü, Fonun görevlerinin 21.08.2005 tarihli ve 25913 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu Kurulunun Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik kapsamında düzenlendiği, buna göre Fonun görevleri arasında; "Fonda toplanan kaynakların, vakıflar ve Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğünce yürütülecek sosyal yardım proje ve programları ile yatırım programları çerçevesinde dağıtım önceliklerini belirlemek ve dağıtımına karar vermek, vakıflarda çalıştırılacak personelin nitelikleri ile özlük hakları ve diğer hususlarla ilgili belirlenecek kriterleri görüşmek ve karara bağlamak ile Vakıflardan ve diğer kurum ve kuruluşlardan gelen sosyal...
Anayasa ile vakıflara ilişkin kanun hükümleri karşısında bu sonuca ulaşmak kaçınılmaz olduğu gibi; sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarını düzenleyen Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu hükümleri de, özellikle vakfın gelirleri, yapısı, karar alma mekanizması bakımından farklı bir sonuç öngörmemektedir. Somut olayda, gerek ilk derece mahkemesi gerekse bölge adliye mahkemesince, 3294 sayılı Kanunun amacının getirilmesi noktasında parasal kaynaklarının sağlanması için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanının Başkanlığında Başbakanlık Müsteşarı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Müsteşarı, İçişleri, Maliye ve Sağlık Bakanlıklarının Müsteşarları ile Sosyal Yardımlar Genel Müdürü ve ......
Dolayısıyla; davacının, Sosyal Yardımlaşma Vakıflarının özel hukuk hükümlerine tabi kamu tüzel kişiliğine sahip oldukları yönündeki değerlendirmesi isabetli değildir. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının kısmen kamu kaynağı kullanmaları, kamu kurumu olarak nitelendirilmelerine yeterli bir sebep değildir. Zira; 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma Dayanışma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu'nun 8. maddesinde; Vakfın gelirlerinin, "Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonundan aktarılacak miktardan, işletme ve iştiraklerden elde edilecek gelirlerden ve diğer gelirlerden" oluşacağı hüküm altına alınmıştır. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı resmi senedinin 5. maddesinde ise, vakfın gelir kaynaklarının "3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma Dayanışma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu'nun 8 inci maddesinde sayılan gelirler ile nakdi ve ayni, menkul ve gayrimenkul olmak üzere iktisadi değeri olan halk teberrularmdan oluşacağı" belirtilmektedir....
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 56. maddesinin ikinci fıkrası olup, uyuşmazlığın çözümünde sosyal güvenlik, sosyal güvenliğin amaç ve yöntemleri, sosyal sigortalar, sosyal güvenlik sistemi gibi kavram ve olguların değerlendirilmesine gereksinim bulunmaktadır. Sosyal sigorta sistemlerinde sigortalılar veya hak sahipleri belli şartların yerine getirilmesi halinde sosyal edime (yardıma) hak kazanırlar. Sosyal edim ya da sosyal yardım hakkı kişilerin belli bir yardım ya da edim üzerinden yargısal yönden icrası mümkün kamusal talep hakkını ifade eder....