Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yargılama sırasında, 25.02.2011 tarihinde 6111 sayılı "Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun" yürürlüğe girmiştir. Bu kanunun 59. maddesi ve geçici madde 1 ile trafik kazası sebebi ile kazazedelerin sağlık hizmet bedellerinin, sosyal güvenceleri olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik kurumu tarafından karşılanacağı ve yine bu kanunun yayınlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin de Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Buna göre; 6111 Sayılı Kanun gereği yasanın yayımlandığı tarihten önce ve sonra meydana gelen tüm trafik kazaları nedeni ile sunulan belgeli sağlık hizmet bedelleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacaktır....

    İş Mahkemesince ise, dava konusu itibariyle yetkinin kamu düzenine ilişkin olmadığı, davalı şirketin cevap dilekçesi sunmadığı, SGK'nın ise yetkisizlik itirazının bulunmadığı, mahkemece yetkinin kamu düzenine ilişkin olduğu kanaatiyle resen yetkisizlik kararı verildiği, oysaki sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanan davalarda yetki kamu düzeninden olmadığından davalı taraflarca süresinde ileri sürülmedikçe davaya bakan mahkeme yetkili hale geleceği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Hizmet tespiti davalarında şu dört yer yetkili sayılır....

      Somut olayda, mahkemece davanın dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5510 sayılı Yasanın uygulanmasına ilişkin olduğu, adı geçen yasanın 101. maddesinin uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıkların iş mahkemesinde görüleceğinin düzenlendiği, sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanan davaların iş mahkemesince görülmesi gerektiği ve dava konusu uyuşmazlığın da bu kapsamda olduğundan iş mahkemesince sonuçlandırılması gerekeceğinden bahisle mahkemenin görevsizliğine dair yazılı şekilde karar verilmiştir....

        Kaldı ki davaya konu sosyal güvenlik hakkı, bireylerin geleceğe güvenle bakmalarını sağlayan bir insan hakkıdır. Aynı zamanda sosyal güvenlik, sosyal hukuk devleti içerisinde yer alan ve bu ilkeyi oluşturan temel kavramlardan birisidir. Bu esası göz önüne alan 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası (Anayasa) “Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler” başlığı altında “sosyal güvenlik hakkını” düzenlemiş ve 60. madde ile “Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar” hükmünü getirmiştir. Görüldüğü gibi vatandaşlara bu konuda anayasal bir hak tanınırken, Devlete de, onların bu haktan yararlanmasını sağlayacak şartları hazırlama görevi yüklenmiştir. Bu anayasal görevin yerine getirilmesi için getirilen yasal düzenlemeler ve kurulan kurumların görevleri de bu bilinçle değerlendirilmelidir....

        İlk Derece Mahkemesinin Kararı ; ''..Dosya arasında bulunan Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Ankara Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Kocatepe Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi'nin 16/03/2015 tarih, 007611 sayılı sağlık kurulu raporunda, davacı T1 sürekli iş görmezlik derecesinin %0 olduğunun tespit edildiği görülmüştür. Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'nun 2015/9903Esas, 90/13204Karar sayılı kararında, davacı T1 maluliyetinin gerekmediğinin tespit edildiği görülmüştür. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Bağcılar Sosyal Güvenlik Merkezi'nin 17/10/2014 tarih ve 158 sayılı kararı ile davacı T1 23/11/2012 tarihinde maruz kaldığını iddia ettiği kazanın iş kazası sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava konusu İtirazın İptaline (Sosyal Güvenlik Hukukundan Kaynaklanan İtirazın İptali) ilişkin olduğu, inceleme görevinin Hakimler ve Savcılar Kurulu 1. Dairesinin Bölge Adliye Mahkemelerinin iş bölümüne ilişkin 21/06/2019 tarih ve 678 sayılı kararının 7. Hukuk Dairesi işbölümünde olduğunu ve incelemenin 7.Hukuk Dairesine ait olduğu, Dairemize ait olmadığı anlaşılmakla Aidiyet (Gönderme) kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 6100 sayılı HMK'nın 352. maddesi gereğince yapılan ön inceleme sonucunda dosyanın Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda HMK'nun 352/1- a maddesi uyarınca, oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi....

        Bilindiği üzere, sosyal güvenlik hakkı temel insan haklarından olup, uluslararası hukuk normları ile Anayasada güvence altına alınmıştır. Bireyleri toplum içinde iktisadi bakımdan desteklemeyi, muhtaçlığa düşmesini önlemeyi, sosyo – ekonomik ve fizyolojik risklerin sonuçlarına karşı korumayı hedef alan bir haktır. (K. Arıcı, Türk T3 Ankara 2015, s.95). Ölüm ise gerçekleşmesi mutlak, ancak ne zaman gerçekleşeceği bilinmeyen tipik bir sosyal güvenlik riskidir (K. Arıcı, Türk T3 Ankara 2015, s.386). Bu risk hak sahibi konumunda olan dul eş ve yetim çocuk yönünden etkili olacaktır. Sigortalının ölümü ile birlikte sağ kalan hak sahibi aile bireyleri gelir kaybına uğrayacak bu nedenle sosyal güvenlik yönünden bir korumaya gereksinim duyacaklardır. İşte bu noktada ölüm sigortası ile risk altında olan hak sahiplerinin sosyal güvenlik hakları koruma altına alınmıştır. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle konuya ilişkin yasal mevzuatın belirlenmesi ve incelenmesinde zorunluluk bulunmaktadır....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/05/2019 NUMARASI : 2013/444 ESAS - 2019/270 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (Sosyal Güvenlik Hukukundan Kaynaklanan) KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Kurumlarından 16581861 sigorta sicil numaralı T3 22/09/2010 tarihinden geçerli olmak üzere yaşlılık aylığı bağlandığını, Tokat Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünde 1011696.60.04 sicil sayılı dosyada Eylül Tekstil Ayten Kargın adına işlem gören işyeri ile ilgili olarak Sosyal Güvenlik Kontrol Memurlarınca tanzim olunan raporda 23/01/2007 27/08/2008 tarihleri arasında hizmetleri iptal edildiğinden yaşlılık aylığı da başlangıç tarihi itibariyle kesildiğini, Sosyal güvenlik kontrol memurluğunun 13/06/2012 tarih ve MÇ-71 sayılı raporuna göre; Tc numaralı T3 söz konusu işyerinden kurumlarına kayden bildirilen sigortalı hizmetlerinin fiili çalışmaya dayanmadığı ve yersiz olarak kuruma sigortalı bildirimlerinin yapıldığı, yapılan bu tespite göre, 23/01/2007- 27/08/2008 tarihleri arasında hizmetleri...

        İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 08/11/2021 NUMARASI : 2021/253 ESAS/ DERDEST DAVA KONUSU : ALACAK (Sosyal Güvenlik Hukukundan Kaynaklı) KARAR : İlk drece mahkemesince, ihtiyati tedbir kararının kabulüne dair verilen karara karşı davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilince itiraz edilmiş, verilen itirazın reddi kararına karşı davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gelmiş olmakla; dosya incelendi, yapılan müzakere sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline akciğer kanserİ mezotelyoma hastalığı tanısı konulduğunu, tedavisi için nivolumab etkin maddeli Opdivo IV infüzyonluk çözelti konsantresi içeren flakon isimli ilacı kullanması gerektiğini, etkin maddeli ilacın temin edilebilmesi amacıyla 26/08/2021 tarihinde dilekçe ile davalı Kuruma başvurduğunu ancak talebinin reddedildiğini, müvekkilinin sağlığına kavuşabilmek amacıyla ilaç kullanması gerektiğini...

        İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 11/08/2021 NUMARASI : 2020/281 E., 2021/480 K., DAVA KONUSU : Tespit (Sosyal Güvenlik Hukukundan Kaynaklanan) KARAR : GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin, terörle mücadele sırasında gazi olduğunu, maluliyet aylığına hak kazandığını, aynı zamanda 3713 sayılı Kanundan kaynaklı istihdam hakkını kullanarak davalı idarede 03.08.1998 tarihinde çalışmaya başladığını, halen davalı idarede çalışmaya devam ettiğini, davacının yaptığı araştırma sonucunda işe girdiği tarihte uzun vadeli sigorta kollarına tabi bildirilirken daha sonra tek taraflı işlemle kısa vadeli sigorta kollarına tabi olarak bildirilmeye başlandığını öğrendiğini, davacının hizmet dökümünün incelenmesinde, işe giriş tarihinde tüm sigorta kollarından hizmet bildirilirken sonradan yapılan işlemle bu hizmetlerin iptal edilerek kısa vadeli sigorta kollarına dönüştürüldüğünün tespit edildiğini, bu nedenle davacının yaşlılık aylığına hak kazanmak...

        UYAP Entegrasyonu