Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının talebi bildirilen sürelerde hemşire olarak çalıştığının tespitine ilişkin olup, anılan kanunda sigortalıların çalışmalarını hangi ünvan ile yaptıklarına dair bir tespit durumu söz konusu olmamakla, davacının iş bu davayı açmasında sosyal güvenlik hukuku yönünden hukuki yararı yoktur. Yukarıdaki açıklamalar ışığı altında, inceleme konusu dava değerlendirildiğinde davacının sosyal güvenlik hukuku yönünden hukuki yararı bulunmadığından davanın reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi de, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davalı Kurum avukatının, bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.12.2016 gününde oybirliği ile karar verildi. ......

    Prim (sosyal sigorta primi) kelimesinin sosyal güvenlik hukuku açısından tanımı ise, yürürlükte bulunan sosyal sigorta mevzuatı bakımından, sigortalılara yapılacak sosyal sigorta yardımları ile Kurumun yönetim giderlerini karşılamak amacıyla yasaca belirlenen usul ve esaslara göre sigortalıdan ve işverenden zorunlu olarak alınan nakit şeklinde yapılabilir. (Güzel, A./Okur, A.R./ Caniklioğlu, N.: Sosyal Güvenlik Hukuku, 16. Baskı, İstanbul 2016, s. 222). Sosyal sigortalarda prim ödeme yükümlülüğünün muhtevası ve ödenecek primlerin miktarı kanunla belirlenir. Kanun koyucu prime esas kazanç belirlemesi yaptıktan sonra sigortalılar ve varsa işverenleri bu miktarlardan belirli bir oranda prim ödemekle yükümlü tutulmaktadır. (Arıcı, K.; Türk Sosyal Güvenlik Hukuku, Ankara 2015, s. 206)....

      Kamu hukuku içinde yer alan sosyal güvenlik hukuku, bir kamu hizmetinin yürütümünü düzenlediği için aynı zamanda “idare hukukunun da” bir parçasıdır. Özel hukukla bağını sınırlı olarak korumuştur. Kendi kamu hukukundan kaynaklanan yapısına uygun medeni ve borçlar hukuku ilkelerinden de yararlanmaktadır. Prim, sosyal sigortaların temeli olup;çeşitli sosyal risklere karşı bireylerin ekonomik açıdan güvenliğini karşılama amacıyla alınmaktadır. Sosyal risklerin gerçekleşmesi halinde sigortalıya yapılacak yardımların karşılığı olmak üzere, zorunlu olarak sigortalı adına ve hesabına Sosyal Güvenlik Kurumu'na ödenen işçi, işveren ve devlet katkısından oluşan parasal bir kaynaktır....

        Belirtmek gerekir ki 6735 sayılı Uluslararası İşgücü Kanununun “Bildirim ve sosyal güvenlik yükümlülüğü” başlıklı 22 nci maddesinde; “Yabancı çalıştıran işverenler ile süresiz veya bağımsız çalışma izni bulunan yabancılar, çalışma izninin veya çalışma izni muafiyeti kapsamında çalışmanın başlaması ve sona ermesi durumu ile çalışma izni veya çalışma izni muafiyetinin iptalini gerektirecek hâlleri on beş gün içinde Bakanlığa bildirmekle yükümlü oldukları, Çalışma izni veya çalışma izni muafiyeti alan yabancılar ile yabancı çalıştıran işverenler, sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan yükümlülüklerini kanuni süresi içinde 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu hükümlerine göre yerine getirecekleri, Türkiye’nin taraf olduğu sosyal güvenlik sözleşmeleri hükümlerinin saklı olduğu” öngörülmüştür. 6. 5510 sayılı Kanun'un "sigortalı sayılmayanlar" başlıklı 6. maddesinde "Uluslararası sosyal güvenlik sözleşmeleri hükümleri saklı kalmak kaydıyla; yabancı bir ülkede...

          XVII No.2 (2020). s: 665 vd., Aydın, Ufuk (2017), Yargıtay'ın İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Kararlarının Değerlendirilmesi Semineri 2015-İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Derneği, ...: On İki Levha Yayıncılık, s. 557- 868). 6. Maddi hukukta iş kazası ve meslek hastalığı kavramının iki boyutu ele alınmaktadır: İlk olarak ikili ilişkinin tarafları arasında meselenin iş hukuku ve iş sözleşmesi boyutudur. İkinci olarak ise denetleme ve gözetleme yükümlülüğü çerçevesinde sosyal güvenlik hukuku bakımından konu ele alınmaktadır. Türk hukukunda TBK, İş Kanunu, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu başta olmak üzere pek çok hukuki düzenlemede işçinin, işveren tarafından korunması ve gözetilmesine ilişkin hükümler kabul edilmiştir. İş Sağlığı ve İş Güvenliği hükümlerinin de doğrudan uygulanan kurallar olduğu unutulmamalıdır. 7....

            Dava; Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından trafik kazasında yaralanan sigortalısına ödenen tedavi giderinin olayda kusurları bulunan davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, istemin kısmen kabulüne dair verilen karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından trafik kazasında yaralanan sigortalıya yapılan tedavi gideri ödemesinin olayda kusurları bulunan davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkin olup, Sosyal Güvenlik Hukuku kapsamında yapılan ödemenin tahsili istendiğine göre 5521 sayılı yasanın 1.maddesi uyarınca görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğu anlaşılmaktadır. Şu halde davaya asliye hukuk mahkemesinde bakılmış olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerektirmiştir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA; bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 14/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              İnceleme konusu karar, sosyal güvenlik primi talebine ilişkin olup, yukarıda sözü edilen Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun işbölümü kararına göre, belirgin biçimde Dairemizin inceleme alanı dışında kalmakta ve sosyal güvenlik primi taleplerinin eldeki derdest dosyalar da dahil olmak üzere temyiz incelemesi Yargıtay 21. Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz incelemesi Dairemizin görevine girmeyip Yargıtay 21. Hukuk Dairesi'nin görevine girdiğinden, dava dosyasının 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 6723 sayılı Kanun ile değişik 60/3. maddesi gereğince Yargıtay 21. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, 22.05.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                Madde hükmünü, karşılıklılık esasına dayalı uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış yabancı ülke vatandaşlarına, hiçbir şekilde Türk sosyal güvenlik sisteminin uygulanamayacağı şeklinde değil, bunlara öncelikle ilgili sosyal güvenlik sözleşmesi hükümlerinin uygulanacağı, burada hüküm yoksa 5510 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanacağı şeklinde anlamak gerekir.(Prof. Dr. A. Can Tuncay,/ Prof Dr. Ömer Ekmekçi, Sosyal Güvenlik Hukuku Dersleri,15. Bası, Beta Yayınevi, sh.243; Prof. Dr. Ali Güzel , Prof. Dr.Ali Rıza Okur / Doç. Dr....

                  Son yıllarda bizzat sosyal güvenlik sisteminin kendisi ülke ekonomisinden istikrarsızlık yaratan ana sebeplerden biri haline gelmiştir. İstihdam yapısını gösteren mevcut verilere göre, işgücünün ancak yarısı sosyal sigorta güvenlik kapsamına tabi çalışırken, işgücünün diğer yarısı (yaklaşık 11 milyon kişi) kayıt altına alınamamıştır. Tüm sosyal güvenlik sisteminin finansman sorununun bir bölümü gelirleri azaltıcı, diğer bir kısmı ise giderleri artırıcı gelişme ve uygulamalardan kaynaklanmaktadır....

                    Bu durumda uyuşmazlık, dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun uygulanmasına ilişkindir. Adı geçen Yasanın 101. maddesinde yasanın uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların İş Mahkemesinde görüleceği öngörülmüş, 5521 Sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1.maddesinde 6352 Sayılı Yasanın 39.maddesi ile yapılan değişiklik ile de "birden fazla İş Mahkemesi bulunan yerlerde, Sosyal Güvenlik Hukukundan kaynaklanan davaların görüleceği İş Mahkemelerinin Hakimler ve Savcılık Yüksek Kurulu tarafından belirleneceği" hükmü getirilmiş, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 1.Dairesinin 20.11.2012 gün ve 2783 Sayılı Kararı ile de 1.1.2013 tarihinden itibaren uygulanmak üzere ...'da Sosyal Güvenlik İş Mahkemesi faaliyete geçirilmiştir. Bu durumda, uyuşmazlığın Sosyal Güvenlik Hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıkları çözmekle görevlendirilen ... 19. İş Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

                      UYAP Entegrasyonu