İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı davacı taraf istinaf başvurusunda özetle; Anayasa hükümleri ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluş Kanununa göre siyesi partiler bakımından Anayasa Mahkemesine verilen görevin siyasi partilerin kapatılmalarına ve devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmalarına karar vermek, mali denetimlerini yapmak veya yaptırmak ve dağılma durumunu tespit etmek ve siyasi partiye Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının resen yazıyla ihtar başvurusunda bulunması halinde ihtar kararı vermekten ibaret olduğunu, Türk Medeni Kanunu ve dernekler hakkında uygulanan diğer kanunların, Siyasi Partiler Kanununa aykırı olmayan hükümleri siyasi partiler hakkında da uygulanacağını, yapılan atıflara göre siyasi partilerin olağan ya da olağanüstü büyük kongreleri dahil her kademedeki kongreleri için Dernekler Kanununun bu kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağını, Dernekler Kanununda dernek genel kurullarının toplanma usulüyle ilgili bir hükmün bulunmadığını...
Siyasi partilerin, belde, ilçe ve il teşkilatlarının parti tüzel kişiliğinden ayrı ve bağımsız bir tüzel kişilikleri yoktur. Partiyi temsil yetkisi, genel başkana aittir. Kanunlardaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, parti adına dava açma, davada husumet yetkisi genel başkana ve ona izafeten parti tüzüğünün göstereceği parti mercilerine aittir (2820 SPK md. 15/3). Parti tüzüğünde (md. 36/2-son) genel başkanın temsil edeceği, yokluğunda kendisine vekillik etmek üzere genel başkan yardımcılarından birini görevlendireceği belirtilmiştir. Dava, olağanüstü kongre toplanması için kayyım atanmasına ilişkin olup, husumet ilgili partinin İl Yönetim Kurulu Başkanlığı ile Merkez İlçe Geçici Yönetim Kurulu Başkanlığına yöneltilmiştir. Yukarıda açıklanan hükümler uyarınca davalıların temsil yetkisi bulunmamaktadır....
mahkemenin bu itirazları diğer işlerden önce ve en geç otuz gün içinde basit muhakeme usulüne göre inceleyerek kesin olarak karara bağlayacağı; 121. maddesinde ise, Türk Medeni Kanunu ile Dernekler Kanununun ve dernekler hakkında uygulanan diğer kanunların bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin, siyasi partiler hakkında da uygulanacağı hükme bağlanmıştır; Demokratik Sol Parti Tüzüğünün 17. maddesinde, Kurultay'ın parti örgütünün merkez organları arasında sayıldığı; 82. maddesinde de, merkez organlarında görevli olanlarca işlenen parti suçlarının merkez disiplin kurulunun yetki alanı içinde kaldığı; 84. maddesinin 3 numaralı bendinde, partiye zarar verici davranış ve açıklamalarda bulunmanın, 20 numaralı bendinde, partinin bütünlüğünü bozmaya veya sarsmaya yönelik çalışma yapmanın veya bu tür eylemlere katılmanın disiplin kurulunun görev ve yetki alanına giren parti suçunu oluşturduğu; 78 ve 86. maddelerinde ise Merkez Disiplin Kurulunun kararlarının kesin olduğu açıkca belirtilmiştir...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun 121. maddesi yollaması ile 4721 sayılı TMK 87/5. maddesi gereğince olağan genel kurul toplantısını iki kez üst üste yapmayan siyasi parti ilçe teşkilatının hukuki varlığının sona erdiğinin tespiti istemine ilişkindir....
Maddesinin parti il kongresinin süresi içinde yapmayan parti il teşkilatları hakkında uygulanamaz. Çünkü 2820 Sayılı Kanunun 101 ve 104. Maddelerinde siyasi partiler yönünden yaptırım uygulama yetkisi bizzati Anayasa Mahkemesi'ne tanınmıştır. Kongre yapılmamasının yaptırımı 2820 Sayılı kanunun 104. Maddesinde düzenlenmiş olup bunun da müeyyidesinin Anayasa Mahkemesi tarafından ilgili Siyasi Partiye ihtar verilmesi olduğunun açıkça yazılı olduğu, siyasi partinin hukuki varlığının mevcut olup olmadığı konusunun yalnızca Anayasa Mahkemesince incelenmesi mümkün olduğu anlaşılmış, siyasi partilerin İl Dernekler Müdürlüğü'ne bağlanmasındaki amacın, iş ve işlemlerin takibini kolaylaştırma ve verimli hale getirmek olduğu göz önüne alındığında, yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın reddine " karar verilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde özetle, dava tarihi itibariyle davalı siyasi partinin üyesi olduğu ve başkan adayı olduğundan hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, parti tüzüğünde ilçe başkanlığı seçimine girecek adayların parti üyesi olması gerektiği yönünde bir düzenleme bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, siyasi parti ilçe kongresinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, kararı davacı istinaf etmiştir. 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun Kongrelerle İlgili Genel Hükümler başlıklı 29....
İNCELEME VE GEREKÇE:Eldeki dava, bir Siyasi Partiye ait karar defterinin taşıma sırasında zayi olduğunun tespit edilerek zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir. 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 121. maddesi gereğince Türk Medeni Kanunu ile Dernekler Kanunu'nun ve dernekler hakkında uygulanan diğer kanunların, bu kanuna aykırı olmayan hükümleri siyasi partiler hakkında da uygulanır. 5253 sayılı Dernekler Kanunu'nun 36.maddesinde ise kanunda hüküm bulunmayan hallerde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.Türk Medeni Kanunu'nun 87. maddesinde, derneklerin kendiliğinden sona erme halleri düzenlenmiş olup, ikinci fıkrasında, her ilgilinin sulh hukuk hakiminden derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespitini isteyebileceği öngörülmüştür.Siyasi partilerin, belde, ilçe ve il teşkilatlarının parti tüzel kişiliğinden ayrı ve bağımsız bir tüzel kişilikleri yoktur. Partiyi temsil yetkisi, genel başkana aittir....
Türk Medeni Kanununun 75/2 madde ve fıkrasında ise "yönetim kurulu toplantıya çağırmazsa; üyelerden birinin başvurusu üzerine, sulh hakimi, üç üyeyi genel kurulu toplantıya çağırmakla görevlendireceği" öngörülmüştür. 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun 6. maddesinde; her Türk vatandaşının, kanunda ve parti tüzüğünde gösterilen şartlara ve usullere göre siyasi partilere üye olma ve dilediği anda üyelikten çekilme hakkına sahip olduğunu, aynı zamanda birden fazla siyasi partinin üyesi olamayacağını, aksi halde üyelik sıfatının bu siyasi partilerin hepsinden birden sona ermiş olacağını, aynı Yasanın 11. maddesinde ise onsekiz yaşını dolduran, medeni ve siyasi haklarını kullanma hakkına sahip olan her Türk vatandaşının bir siyasi partiye üye olabileceğini, 42. maddesinde ise siyasi partilerin ilçe teşkilatının, kendi çevrelerindeki üyelerini muntazaman kayıt ve sıra numarası ve partiye giriş çıkış tarihleri ve üye hakkında diğer bilgileri ihtiva eden bir üye kayıt defterine kaydedileceğini...
Parti işlerini düzenleyen parti iç yönetmelikleri merkez karar organı tarafından yapılır." 93'ncü maddesinde; "Siyasi partilerin parti içi çalışmaları, parti yönetimi, denetimi; parti organları için yapılacak seçimler ile parti genel başkanlığınca, genel merkez organlarınca ve parti gruplarınca alınan kararları ve yapılan eylem ve işlemleri parti tüzüğüne, parti üyeleri arasındaki eşitlik ilkesine ve demokrasi esaslarına aykırı olamaz.” 104'ncü maddesinde; “ Bir siyasi partinin bu Kanunun 101 inci maddesi dışında kalan emredici hükümleriyle diğer kanunların siyasi partilerle ilgili emredici hükümlerine aykırılık halinde bulunması sebebiyle o parti aleyhine Başsavcılığınca re'sen yazı ile başvurulur. söz konusu hükümlere aykırılık görürse bu aykırılığın giderilmesi için ilgili siyasi parti hakkında ihtar kararı verir.” 121’nci maddesinde ise; “Türk Kanunu Medenisi ile Dernekler Kanununun ve dernekler hakkında uygulanan diğer kanunların bu kanuna aykırı olmayan hükümleri, siyasi partiler...
Dava konusu istem, siyasi parti ilçe teşkilatının kapatılmasına değil, iki kez üst üste olağan genel kurul toplantısını yapmaması nedeni ile kendiliğinden dağılma halinin ve buna bağlı olarak hukuki varlığının sona erdiğinin tespitine yöneliktir. Anayasa hükümleri ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanuna göre, siyasi partiler bakımından Anayasa Mahkemesine verilen görev; siyasi partilerin kapatılmalarına ve Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmaları ile mali denetimlerini yapmak veya yaptırmakla, dağılma durumunu tespit etmek ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının res'en yazı ile ihtar başvurusunda bulunması halinde ilgili siyasi partiye ihtar kararı vermekten ibarettir. Anayasa ve 6216 sayılı Kanun, siyasi partilerin her kademedeki kongrelerinin yargısal denetimi ile ilgili Anayasa Mahkemesine bir görev vermemiştir....