Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, taşınmaz tellallığı sözleşmesinden kaynaklanan ücret alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümü için simsarlık (telallık) sözleşmesinin hukuki niteliği üzerinde durulmasında yarar vardır. Simsarlık sözleşmesi mülga 818 sayılı Borçlar Kanununun (BK.) 404- 409’uncu maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun (TBK.) 520- 525’inci maddeleri arasında düzenlenmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 520/1. maddesinde simsarlık sözleşmesinin tanımı "...simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir" şeklinde yapılmıştır....

TBK madde 520'de simsarlık sözleşmesine yer verilmiş ve taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekle tabi kılınmıştır. Taraflar arasındaki takip konusu sözleşmenin ise 90 gün süre ile sınırlı tutulduğu, taraflar arasında 03.04.2015 ile 06.04.2015 tarihleri arasında elektronik posta yazışmalarının yapıldığı ve söz konusu komisyonculuk sözleşmesinin 15.11.2015 tarihine kadar uzatıldığı, düzenlendiği 15.08.2014 tarihin üzerinden geçen 90 günlük süre sonunda söz konusu simsarlık sözleşmenin, geçerlilik şartlarına uyularak mevcut sürenin uzatılmadığı veyahut yenilenmediği, taraflar arasında yapılan posta yazışmalarının da geçerli bir yazılı simsarlık sözleşmesi olduğunun kabulü mümkün olamayacağı anlaşılmaktadır....

Uyuşmazlık, davacının takip konusu bonodan dolayı simsarlık sözleşmesi kapsamında sorumlu olup olmadığı, simsarlık sözleşmesinin geçerli olup olmadığı ve kararın usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir. TBK'nın 520/3 maddesinde simsarlık sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması gerektiği belirtilmiş olup yazılı şeklin unsurlarının mevcut olup olmadığının genel hükümlere göre belirlenmesi gerekir. TBK'nın 14. maddesi uyarınca, sözleşmede tarafların imzalarının bulunması şarttır. Diğer yandan, bu belgenin simsarlık sözleşmesi sayılabilmesi için simsarlık sözleşmesinin asli unsurlarını da içermesi gerekir. Bu hukuki açıklamalara göre somut olaya gelindiğinde; davalının simsarlık sözleşmesi olarak dayandığı sözleşmenin simsarlık sözleşmesinin unsurlarını taşıdığı anlaşılmaktadır. Sözleşmede mülk sahibinin imzasının bulunmamasının simsarlık sözleşmesinin geçerliliğine etkisi yoktur....

Bu karara göre dairemizin görevi "6098 sayılı TBK 2. kısmında yer alan ve diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmeler ile özel kanunlara göre yapılıp diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmelerden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar " yine aynı karara göre İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12-13-14-43. Hukuk Dairesisinin görevi "6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda yer alan ticari işletme, ticaret sicili ve unvanı, haksız rekabet, ticari defterler, acente, şirketler (anonim, limited, kollektif ve komandit), kıymetli evrak (poliçe, bono, çek ve diğerleri), yolcu ve eşya taşıma, deniz ticareti (gemi, donatma iştiraki, deniz kazaları, deniz taşımaları), sigorta (hayat, mal, sorumluluk ve deniz sigortaları) ve ilişkilerinden ve sigorta sözleşmesinden kaynaklanan prim alacaklarına ilişkin davalar ile 6098 sayılı TBK'nın 520 vd. maddelerinde düzenlenen simsarlık (tellallık) sözleşmesinden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar"dır....

    Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 22/09/2020 tarih ve 2018/965 esas 2020/561 karar sayılı karara karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş ise de;Dava konusu uyuşmazlık ve istinaf talebi, nakliyat poliçesi kapsamında davacı ... tarafından sigortalısına ödenen hasar bedelinin, taşıyan ile sigortalısından rücuan tahsiline ilişkin başlatılan takibe itirazın iptali talebinden kaynaklanmaktadır. “6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda yer alan ticari işletme, ticaret sicili ve unvanı, haksız rekabet, ticari defterler, acente, şirketler (anonim, limited, kollektif ve komandit), kıymetli evrak (poliçe, bono, çek ve diğerleri), yolcu ve eşya taşıma, deniz ticareti (gemi, donatma iştiraki, deniz kazaları, deniz taşımaları), sigorta (hayat, mal, sorumluluk ve deniz sigortaları) ve ilişkilerinden ve sigorta sözleşmesinden kaynaklanan prim alacaklarına ilişkin davalar ile 6098 sayılı TBK'nın 520 vd. maddelerinde düzenlenen simsarlık (tellallık) sözleşmesinden kaynaklanan...

      İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, simsarlık sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin HSK'nın 564 ve 586 sayılı işbölümü kararları gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12.,13.,14. veya 43. Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı, iş bölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12.,13.,14.veya 43. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, Dair; HMK'nın 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda 20/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

      Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, vekâlet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. ... Asliye Hukuk Mahkemesince, vekâlet sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. ... Tüketici Mahkemesi tarafından ise tarafların mesleki amaçla hareket ettiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir....

        Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkindir. ... Tüketici Mahkemesince, davacının site yönetimi olup tüzel kişi sıfatı bulunmadığı dolayısıyla tüketici sıfatına haiz olmadığı anlaşıldığından eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemesinin görevli olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 2....

          simsarlık sözleşmesinden doğan alacaklar, yüklenicinin yüklerinin ağır kusuru ile hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi dışında eser sözleşmesinden doğan alacakların ise beş yıllık zamanaşımına tabi olduğu, bu sürelerin sözleşme ile değiştirilemez ve zamanaşımı alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlar demekte olduğu, borçlulara olağan zamanaşımı içerisinde borçlarının ifa gününün geldiğinin ihtarına dair bir bildirim yapılmadığı gibi olağan zamanaşımı süresi içerisinde de haklarında bir dava açılmış olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....

            c) Simsarlık ilişkisi, simsar ile iş sahibi arasında yapılan bir sözleşme ile kurulur. Simsar ile iş sahibi arasında sürekli bir hukuki bağlantı yoktur. Simsarlık sözleşmesinin geçerliliği bir şekle bağlı değildir; ne var ki TBK. m. 520/3(BK m. 404/3) taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi için bir geçerlilik şekli kabul etmiştir. Buna göre, "taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz". Simsarlık faaliyeti sonucu kurulacak sözleşme (asıl sözleşme), herhangi bir nitelikte sözleşme olabilir. Simsarlık sözleşmesi, vekalet sözleşmesinin konusu belirli (akit yapma hususunda aracılık faaliyetinde bulunma) ve simsarın her zaman ücrete hak kazandığı özel bir çeşididir. Bu sebeple TBK. m. 520/2'ye(BK m.404/2) göre "simsarlık sözleşmesine, kural olarak vekalete ilişkin hükümler uygulanır" denilmiştir. Simsarlığın önem ve yararı şu şekilde açıklanmaktadır: bir akdin yapılması için tarafların birbirleriyle buluşmaları lazımdır....

              UYAP Entegrasyonu