Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

O halde muvazaa; tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacı ile ve fakat kendi gerçek iradelerine uymayan ve aralarında hüküm ve sonuç doğurmayan bir görünüş yaratmak hususunda anlaşmalarıdır, şeklinde tanımlanabilir. Bir başka ifadeyle, irade açıklamasında bulunan taraflar bu açıklamanın kendisine yapıldığı kişi, irade açıklamasının sonuç doğurmaması konusunda anlaşmışlar, yalnız gerçek bir hukuki işlemin bulunduğu görüşünü yaratmayı istemişlerse, muvazaadan söz edilir. Muvazaa daha çok sözleşmenin yorumuyla ilgili olduğundan, öğreti ve uygulamada muvazaa kapsamlı olarak incelenmiş ve belirli kurallara bağlanmıştır....

    A.Ş'ndeki payı %40 iken %4'lere düşmesine sebep olacak sermaye artırımı kararının iptal edildiğini, davalı ...'in de bu şirketin ortağı ve yönetim kurulu üyesi olduğunu, sermaye artımına ilişkin genel kurul kararının iptali davası devam ederken davalı ...'in müvekkilinden mal kaçırmak kastıyla müvekkili tarafından şirkete sermaye konulan, şirket aktifine katılan, şirketin tek malvarlığı olan 3 adet taşınmazı muvazaalı bir surette davalı şirkete devrettiğini, taşınmazların müvekkiline ait olduğunun mahallinde herkes tarafından bilindiğini ileri sürerek taşınmazların davalı şirket adına olan kaydının iptali ile şirket adına tesciline, bunun mümkün olmaması halinde 6100 sayılı HMK'nın 107. maddesi uyarınca belirlenecek maddi tazminatın davalı ...'den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Ancak, böyle hâllerde genel muvazaa hükümlerinin uygulanması gerekir. Gerçekten, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 19. maddesi hükmünde genel muvazaa düzenlenmiş olup, “…..tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır” hükmü getirilmiştir. Mirasçı sözleşmenin tarafı olmadığından sözleşmenin muvazaalı olarak yapıldığı iddiası her türlü delille kanıtlanabilir. Özellikle, resmi sicillere bağlı tutulan malların muvazaalı devrinde TBK'nın 19. maddesinin uygulanabileceği ve muvazaa iddiasının araştırılacağı yasal ve yargısal uygulama gereğidir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.05.2009 günlü ve 1999/4-286 esas, 1999/293 karar sayılı kararında da aynı görüş benimsenmiştir. Somut olayda ise, yukarıda açıklanan ilke ve olguları kapsar biçimde bir araştırma ve incelemenin yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur....

        İşverenler arasında muvazaalı biçimde asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulmasının önüne geçilmek amacıyla İş Kanununun 2 nci maddesinde bazı muvazaa kriterlerine yer verilmiştir. Muvazaa Borçlar Kanununda düzenlenmiş olup, tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla, kendi gerçek iradelerine uymayan, aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmesini arzu etmedikleri, görünüşte bir anlaşma olarak tanımlanabilir. Muvazaada, taraflar arasında üçüncü kişileri aldatma kastı bulunmakta ve sözleşmedeki gerçek amaç gizlenmektedir. Muvazaa genel ispat kuralları ile ispat edilebilir. Bundan başka İş Kanununun 2 nci maddesinin yedinci fıkrasında sözü edilen hususların, aksi kanıtlanabilen adi kanunî karineler olduğu kabul edilmelidir....

        ın bilgisi ve rızası dahilinde yapıldığı, esasen dava konusu taşınmazların hiçbir zaman şirkete sermaye olarak konulmadığı, söz konusu işlemin yalnızca Tarım Bakanlığından teşvik alınması amacıyla yapıldığı, TMK'nun 2. Maddesi gereğince herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını ifa ederken iyi niyet ve dürüstlük kurallarına uyması gerektiği, hiç kimsenin kendi muvazaasından faydalanamayacağı, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde ilk derece mahkemesinin uyuşmazlık konusu maddi olgulara yönelik tespit ve hukuki değerlendirmelerinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, söz konusu tespit ve değerlendirmelerin oluşa ve dosya kapsamına uygun olduğu değerlendirildiğinden, ileri sürülen istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK'nun 355....

          Şti.nin şirket sermaye artırımında ayni sermaye olarak kullanılabileceğinin TESPİTİNE 3-) Harç peşin alınmış olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-) Tespit isteyen tarafından yapılan giderlerin üzerlerinde bırakılmasına, 5-)Tespit isteyen tarafından yatırılan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde ve talep halinde tespit isteyene / vekiline iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu oybirliğiyle karar verildi.01/04/2022 Başkan ... e-imzalıdır Üye ... e-imzalıdır Üye ... e-imzalıdır Katip ... e-imzalıdır...

            edildiğini, davalı eşler arasında muvazaa bir sözleşme yapıldığını, davalı vekil ------vekalet veren aleyhine vekalet görevini kötüye kullandığını, diğer davalı ------ kocası ile işbirliği yaparak vekaleti kötüye kullanmasına muvazaa sözleşme yaparak vekalet verenin zararına işlem yaparak kendi adına haksız çıkar sağlamasına yardımcı olduğunu, davalılar hakkında -------soruşturma sayılı dosya ile şikayette bulunulduğunu iddia ederek; ihtiyati tedbir talebinin kabulünü, davaya konu satış sözleşmesine ilişkin hiçbir işlem yapılmamasını, ilgili kararın------ bildirilmesini, davanın kabulü ile ------ Noterliğinin 06/10/2008 tarih ve ------ yevmiye sayısında kayıtlı-------müvekkiline ait olan ----- 4.900 hissenin davalı -------- satışının geçersizliğinin tespiti ile iptalini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir....

              Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 2016/204 Esas, 2017/21 Karar sayılı kararıyla; bozma ilamı uyarınca davalı ile taşeronlar arasında muvazaa olduğunun açıkça tespit edildiği gerekçesiyle ücret farkı ve döner sermaye alacak kalemleri yönünden taleple bağlı kalınarak ayrı ayrı 1.000,00 TL'nin kabulüne karar verildiği, davacının brüt 29.268,33 TL ücret farkı alacağı ile brüt 17.249,09 TL döner sermaye alacağı bulunduğunun tespitine karar verildiği, kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 15/02/2018 tarih, 2017/19954 Esas, 2018/2822 Karar sayılı ilamıyla onanarak kesinleştiği, eldeki davanın kesinleşen dosyada tespit edilen ücret farkı ve döner sermaye payı alacağı yönünden yapılan icra takibine itirazın iptaline ilişkin olup, Yargıtay ilamındaki tespitlere göre; davalı T3'nın husumete ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir....

              İş mahkemesinin muvazaa tespit davasının açıldığı tarihte davacının çalışmasının bulunduğu şirketlerden ve muvazaa tespit kararının kapsadığı dönemde ihale alan şirketlerden olmadıkları, bir ihale dönemi için kurulan asıl-alt işverenlik ilişkisinin geçersiz veya muvazaaya dayanması önceki ve sonraki ihale dönemleri bakımından bir sonuç doğurmayacağı ve her ihale sözleşmesi kendi dönemi ve şartlarında değerlendirmeye tabi tutulması gerektiği, başka bir anlatımla, önceki ihale sözleşmelerinin kanuna uygun kurulmamış olması veya muvazaalı olması, sonrakilerin de aynı şekilde kanuna uygun kurulmadığını ya da muvazaaya dayandığını göstermeyeceği daha sonra yapılan sözleşmenin ayrıca kanuna uygunluk ve muvazaa yönünden değerlendirmeye tabi tutulması gerektiği bu sebeple davalı tarafından yapılan sözleşmelerin kanuna uygun olmadığına ya da muvazaalı olduğuna ilişkin kesinleşmiş yargı kararları sadece muvazaalı olduğu tespit edilen ihale dönemlerini bağlayacak olup önceki ve sonraki ihale dönemleri...

              TEKSTİL’in hisse devir sözleşmesinin yapıldığı sıralarda borca batık ve aciz halinde bir şirket olduğunu, bu nev’i hiçbir faaliyeti olmayan bir şirketin hisselerinin 3.000.000 TL’ye devre-dilmesinin işlemde muvazaa olduğunu gösterdiğini iddia ederek 13.04.2018 tarihli hisse devir sözleşmesinin muvazaa nedeniyle geçersiz olduğunun tespitine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu