Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Yanlışlık eda ile ilgili olup, edada bulunan da bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır. HGK'nun 05/12/1984 tarih ve 1982/13-387 esas, 1984/997 karar sayılı kararı ile herhangi bir şart tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemenin idare tarafından BK'nın sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenebileceği açıklanmıştır....

    Uyuşmazlık, davacı tarafından yaptırılan yapılar yönünden davalıların, sebepsiz zenginleşip zenginleşmedikleri ve zenginleşme zamanının tespitinde toplanmaktadır. 02.02.1991 gün, 1990/1 E-1991/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı gibi, iade borcunun kapsamını belirleme de öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir. Uyuşmazlık konusu olayda olduğu gibi dava tarihinden çok önce yapılan ve davacı tarafından kullanılarak yararlanılan giderler nedeniyle, sebepsiz zenginleşme borçlusunun (davalıların) bu giderlerin yapıldığı tarihte ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği kabul edilemez. Sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade isteminde bulunabilmek için bir tarafın malvarlığının diğer tarafın mal varlığı aleyhine çoğalması gerekir. Bu azalma ve çoğalmanın dava konusu taşınmazın davacı tarafından davalılara teslim edildiği tarihte gerçekleştiğinin kabulü zorunludur....

      Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının, geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Kural olarak zenginleşen, başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. (TBK m.77/1) Borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Burada kastedilen yanlışlık, eda ile ilgili olup, edada bulunanda bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır....

      Borçlar Kanununun sebepsiz zenginleşmeyi düzenleyen 61 ( TBK 77md.) ve devamı maddelerine göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene yada borçlu bulunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen , aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Sebepsiz zenginleşmede iade borcunun kapsamını düzenleyen BK'nin 63/1 maddesine (TBK 79.md) göre iyiniyetli zenginleşen geri verme anında elinde kalanla sorumlu olacağı halde, aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca kötü niyetli zenginleşen kural olarak zenginleşmenin tamamını geri vermekle yükümlüdür....

        Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacı yanın sebepsiz zenginleşme nedeni ile alacak talebinde bulunduğu halde, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin sona ermediği, davalının dava konusu yerde halen faaliyetini sürdürdüğü, sebepsiz zenginleşme koşullarının oluşmadığı, muaccel hale gelmiş bir alacak bulunmadığı, sözleşme devam ederken bu şekilde bir davanın açılamayacağı, dava koşullarının oluşmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 28.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 22.10.2008 gün ve 2005/75-2008/409 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmayıp dava da sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanılarak açılmıştır. Mahkemece de sebepsiz zenginleşme olarak tavsifi yapıldığından uyuşmazlığın niteliğine göre dosyanın temyiz incelemesi görevi Yüksek 3. Hukuk Dairesi’ne ait bulunduğundan Dairemizin görevsizliğine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 23.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Sebepsiz zenginleşmeye dayalı ... talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığında bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Somut olayda, her ne kadar davacı bu davasında sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak ... talebinde bulunmuş, mahkemece davacının müsnet suçu işlediği gerekçesi ile reddine karar verilmişse de, davacı, davaya konu edilen parayı belediye başkanı olması nedeni ile kendi aleyhine açılan ... davasında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinden faydalanmak için yatırdığı, ... dosyasının dava zamanaşımı dolduğundan bahisle düşürüldüğü, bu hali ile ... dosyasının sonuçsuz kaldığı, davacının kendi açısından ödediği paranın sebepsiz kaldığı, ... dosyasında davacının şahsi kusurundan söz edilmediği ve ... dosyasının tüm sonuçlarıyla ortadan kalktığı anlaşılmıştır....

              Uyuşmazlığın, taşaron işçi ...’a ödenen fazla çalışma ücreti alacağının davalılardan sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda rücuan yasal faizi ile birlikte tahsiline ilişkin olduğu, davada 5510 sayılı Kanunun uygulama yeri bulunmadığı gibi, uyuşmazlığın 5510 sayılı Kanunun uygulanmasından kaynaklandığını ortaya koyacak yasada başka bir hüküm de mevcut değildir. Aksine, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan bu davanın yasal dayanağı Borçlar Kanununun maddeleri olduğu, davanın genel görevli asliye hukuk mahkemesinde görülmesi ve Yargıtay Hukuk ve Ceza Daireleri İş Bölümü Üçüncü Hukuk Dairesi Başlılıklı 1. maddesinde “Kararı veren mahkemenin sıfatına, nitelendirmesine ve sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, geçersiz sözleşmeden kaynaklanan (sebepsiz zenginleşmeden)” kaynaklı davalarda görevli olduğu belirtildiğinden, konunun sebepsiz zenginleşme hükümlerini ilgilendirdiğinden, dosyanın 3. Hukuk Dairesinin görev dahilinde bulunduğu anlaşılmakta olup, dosyanın 3....

                Sebepsiz zenginleşme için, bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 77 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır....

                Sebepsiz zenginleşme kurumunun en önemli temel özelliği olan şahsilik prensibi gereğince kime karşı zenginleşme oluştuysa ona karşı talep de bulunulması gerektiğinden davalı arsa sahibine karşı davanın yöneltilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davalıya pasif husumet düştüğünün kabulü gereklidir.Bu sebeple mahkemenin aksi yöndeki gerekçesinin hukuka aykırı olduğu anlaşılmıştır. Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Yargıtay 3....

                UYAP Entegrasyonu