Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkeme gerekçesinde de doğru olarak saptandığı üzere kira sözleşmesinin doğrudan tarafı olmayan aynı zamanda mülkiyet hakkı da bulunmayan davacının vekaleten imzaladığı kira sözleşmesine dayalı olarak kira parasının tahsili için dava açabilme sıfatı bulunmamaktadır. Diğer talepler ise; sebepsiz zenginleşme hükümleri (BK.61 ve devamı maddeler) doğrultusunda aleyhine zenginleşilen (davacı) ve lehine sebepsiz zenginleşme gerçekleşen davalı kiracı arasındaki alacak istemine konu olup davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğu kuşkusuzdur. Bu durumda mahkemece kira alacağı yönünden davanın şimdiki gibi reddine, elektrik, su parasına ilişkin davada ise toplanan deliller doğrultusunda uyuşmazlığın esasına yönelik hüküm kurulmalıdır....

    nin hesabına 110.000 TL'yi davacılar adına havale ettiğinin dosya kapsamına göre sabit olduğu, bu itibarla mahkemece verilen tapu iptal ve tescil kararı neticesinde, davacılar tarafından davalıların murisine ödenen satış bedelinin karşılıksız kaldığının anlaşılması karşısında sebepsiz zenginleşme kurallarına göre ödenen satış bedelinin iadesi gerekeceği, mahkemenin davanın kabulüne yönelik kurduğu hükümde bir isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle, davalıların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş; karar, davalılar vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalıların diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, hukuksal nitelikte sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı alacak istemine ilişkindir....

      Dava, harici araç satış sözleşmesine dayalı alacak iddiasına ilişkindir. Davalının davacıya haricen araç sattığı, devrin araç kayıtlarına göre halihazırda davalı üzerine yapılmadığı dosya kapsamı ile sabittir. Satış, 2918 sayılı yasanın 20/d maddesine göre resmi şekilde yapılmadığından geçersizdir. Geçersiz satışlarda herkes aldığını sebepsiz zenginleşme 2012/13113-18681 kurallarına göre iade ile mükelleftir. Hal böyle olunca, davacı bu sözleşmeye dayanarak bakiye bedel yönünden alacak talebinde bulunamaz. Mahkemece, bu ilkeler çerçevesinde davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 10.9.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Öyle ise, dava konusu olayda sebepsiz zenginleşenin davalı olduğunun kabulü gerekir.", olarak belirtildiği üzere, davacı sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak ödediği paranın iadesini talep edebilir ve sebepsiz zenginleşme davasının davalısı, mal varlığı zenginleşen asıl icra dosyası alacaklısıdır. 6098 sayılı TBK'nun sebepsiz zenginleşme davalarında zamanaşımını düzenleyen 82. maddesinde "Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar." düzenlemesine yer verilmiş olup , davalı davacı tarafından ödemenin 30.10.2019 tarihinde yapıldığı ve alacağın zamanaşımına uğradığını iddia etmiş ise de, davacı kendi içerisinde ödeme tarihi itibariyle istem hakkı olduğunu bilse bile, bu istem hakkını ileri sürebilmesi istihkak iddiasının kabul edilmesi ile mümkündür ki davacı 15/06/2022 tarihli Yargıtay onama ilamından...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı alacak istemine ilişkindir. Taraflar arasında sözleşme ilişkisi yoktur. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 10.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Uyuşmazlık sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı alacak istemine ilişkindir. Taraflar arasında kira ilişkisi bulunmamaktadır. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 27.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Tapuya kayıtlı taşınmazların satışına ilişkin sözleşme, resmi şekilde yapılmadığı takdirde TMK 706, TBK 237, Tapu Kanunun 26. ve Noterlik Kanunun 60. maddeleri uyarınca hukuken geçersiz olup geçerli bir sözleşme bulunmadığından tarafların sözleşmeye dayalı hak ve borçları da söz konusu olmayacaktır. Ancak bu durumda taraflar, geçersiz sözleşmeye dayalı olarak karşı tarafa ödedikleri bedeli sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri isteyebilir. Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının haklı bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalmasıdır. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığında, bir başkasının aleyhine bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır....

              Sebepsiz zenginleşme, bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Taraflar arasında akdedilen adi yazılı satış vaadi sözleşmesi kanununun aradığı resmi şekilde yapılmadığı için geçersizdir. Hukuken geçersiz olan sözleşmeden doğan bu uyuşmazlık sebepsiz zenginleşme ilkelerine göre çözülecektir. Bu sebeple taraflar, geçersiz sözleşme gereğince karşılıklı olarak verdiklerini iade ile yükümlüdürler. Kural olarak, alıcı satışa konu taşınmazı iade edip satıcıyı temerrüde düşürmedikçe, satış bedeli için faiz isteyemez. Sebepsiz zenginleşme nedeniyle gecikme faizi istenebilmesi için BK'nun 101.madde hükmü gereğince borçlunun (haksız zenginleşenin) ya bir ihtar ile ya da aleyhine bir dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Buna göre hüküm altına alınan asıl alacak için faize, borçlu davalının temerrüde düştüğü tarihten itibaren hükmedilmesi gerekir....

                Sebepsiz zenginleşme, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun genel kurallarına ilişkin birinci kısmın birinci bölümünde “borç ilişkilerinin kaynakları arasında” ve üçüncü ayırımında 61 ilâ 66.maddeler arasında düzenlenmiştir. Borçlar Kanunu’nun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre; sebepsiz zenginleşme, geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Hemen belirtilmelidir ki, sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır....

                  Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Kural olarak davacı, davalılardan taşınmaz üzerinde yaptığı muhtesat ve faydalı giderler nedeniyle taşınmazın satış bedelinde bir artış olmuş ise, bu artan değerin davalıların paylarına isabet eden miktarını sebepsiz zenginleşme kuralları uyarınca isteyebilir. Somut olayda; davacının taşınmaza masraf yaptıkları, davacının yaptıkları imalat bedeli kadar da davalıların sebepsiz zenginleştiği tartışmasızdır. Davaya konu uyuşmazlık yapılan imalatların türü ve niteliğinde olmayıp, bu imalat bedelinin dava tarihi mi yoksa imalat tarihi mi esas alınarak hesaplanacağı hususunda toplanmaktadır. Giderlerin (imalatın) yapıldığı tarih itibariyle sebepsiz zenginleşme miktarının belirlenmesi gerekir....

                    UYAP Entegrasyonu