"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Her ne kadar yerel mahkemenin gerekçeli kararında, dava; “Tapu İptali ve Tescil veya Borçlar Kanunun Genel Hükümlerine göre açılmış sebepsiz zenginleşme nedeniyle yapılan ödemenin tahsili “ olarak nitelendirilmiş ise de, dava dilekçesi içeriği ve ön inceleme duruşma tutanağında anlaşmazlık noktası “Tarafların anlaşamadıkları hususların Alacak davası olduğu..” şeklinde belirtilmiş olup, dava Borçlar Kanunun Genel Hükümlerine göre açılmış sebepsiz zenginleşme nedeniyle yapılan ödemenin tahsili istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04.08.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, bu istem kabul edilmediği takdirde sebepsiz zenginleşme nedeniyle tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil isteminin reddine, davalı yüklenici aleyhine açılan tazminat isteminin kabulüne dair verilen 14.12.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 4077 sayılı Yasanın 23/II maddesi uyarınca davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 22.09.2011 tarihinde oybirliği ile karar...
Sözleşme sonradan geçersiz olsa dahi sözleşmeden doğan uyuşmazlıkta TBK'nun sebepsiz zenginleşmeye ilişkin olan zamanaşımı sürelerinin burada uygulanması sözkonusu olamaz. Bir hukuki işlemin borç doğurmasının nedeni irade açıklamasıdır. Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının nedeni ise kişinin iradesi dışında malvarlığında bir eksilmenin meydana gelmesidir. Taraflar arasında malvarlıklarının değişimi bir sözleşmeye dayanır ise sebepsiz zenginleşmeden sözedilemez. Hukuki işlemlerden ve bunun en yaygın türü olan sözleşmeden doğan borçlarda borçlunun borcunu anlaşmaya uygun bir şekilde yerine getirmesi gerekir. Borçlu anlaşmaya uygun davranmazsa alacaklı borca aykırılık hükümlerini işletir ve mümkün ise borcun aynen ifasını, değilse doğan zararının giderilmesini talep eder. Sebepsiz zenginleşmede ise; sadece mal varlığındaki eksilmenin giderilmesinin talep edilmesi sözkonusudur. Sebepsiz zenginleşme alacaklıya ....derecede (tali nitelikte) bir dava hakkı temin eder....
Dava, ortak taşınmaza yapılan faydalı ve zorunlu masrafların BK'nun 61.maddesi gereğince sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsili talebine ilişkindir Paydaşlığın giderilmesine konu olan taşınmaza, paydaşlar tarafından faydalı ve zaruri masraf yapılmış ise; bu masraf, diğer paydaşlardan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istenebilir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için, bir tarafın mal varlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhine çoğalması gerekir. İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tesbit edilmesi gerekir. Sebepsiz zenginleşme borçlusunun bu muhdesatın yapıldığı anda ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği ileri sürülemez. Zira vücuda getiren paydaş tarafından kullanılan muhdesatın, diğer paydaşlara herhangi bir katkısı bulunmamaktadır. Ekonomik yönden zenginleşme ve fakirleşmenin, satış suretiyle taşınmazdaki ortaklığın giderildiği anda gerçekleştiğinin kabulü gerekir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT Dava, sebepsiz zenginleşme nedenine dayalı tazminat isteğine ilişkin olup, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’nun 12.2.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 06.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT Dava, sebepsiz zenginleşme nedenine dayalı tazminat istemine ilişkin olup, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’nun 12.2.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 06.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece verilen ilk kararda; davalı ...’in keşideci olduğu ve bu nedenle davalılara sebepsiz zenginleşme davası açılabileceği, fakat davalı hakkında kambiyo hukukuna dayalı mevcut bir icra takibi olması nedeniyle sebepsiz zenginleşme davası açılması şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Mahkemece uyulan Dairemizin bozma ilamında ise, davacının icra dosyasındaki takip hakkının düşüp düşmediği belirlenerek ...’nın 644. maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece, temyize konu işbu kararda davanın sebepsiz zenginleşme zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle reddine karar verilmiş ise de, davalı tarafından ileri sürülen zamanaşımı def’i ilk kararda reddedilip esastan karar verilmiş ve bu ret kararı davalı ... tarafından temyiz edilmemiş ve bu husus davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşturmuştur....
Davalı yüklenici birleşen davasında feshe karşı çıkmadığı, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tazminat isteminde bulunmakla fesih konusunda taraf iradeleri birleştiği gibi mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, yüklenici temerrüdü gerçekleştiğinden sözleşme haklı nedenle feshedilmiştir. Yüklenicinin birleşen davada istediği tazminat sözleşmenin feshi sonucu gerçekleştirdiği imalât bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre arsa sahiplerinden tahsiline yöneliktir. Uygulama ve Dairemizin yerleşik içtihatlarında arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinin geriye etkili feshi halinde yüklenicinin gerçekleştirdiği sözleşme ve ekleri, tasdikli projesi ve ruhsatı ile imara uygun ve arsa sahiplerinin yararlanabileceği, ekonomik değeri haiz olan imalât bedelini, feshin kesinleştiği ya da fesih iradelerinin birleştiği tarihteki mahalli piyasa rayiçlerine göre isteyebileceği kabul edilmektedir....
HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , taraflar arasındaki sözleşmenin ifa edileceği inancı ile , davacı tarafından davalı adına yapılan ödemelerin ,sözleşmenin feshedilmesi sebebiyle davalı yönünden sebepsiz zenginleşme oluşturduğu iddiası ile alacak talebine ilişkindir. Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının haklı bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalmasıdır. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığında, bir başkasının aleyhine bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir....
Davalı, cevap dilekçesi ile; olaydan haberinin olmadığını,sebepsiz zenginleşmediğini; davacının ağaçları zarar vermeden sökebileceğini belirterek, davanın reddini istemiştir . Mahkemece; davacının, haksız olarak kullandığı davalıya ait taşınmaza kendiliğinden yaptığı masrafları sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri istemesinin yasal dayanağı bulunmadığı gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir . Somut olayda; ağaçların davacı tarafından dikilip yetiştirildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davacı tarafından dikilip yetiştirilen ve davalının taşınmazında bulunan ağaçlar yönünden davalının sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği noktasında toplanmaktadır....