Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İstirdat davasında ise esasen iradi bir ödeme söz konusu olmayıp cebri icra tehdidi altında gerçekte borçlu olunmayan bir paranın ödenmesi söz konusudur. Sebepsiz zenginleşmede, zenginleşmenin hukuka uygun bir sebebe dayanmaması gerekirken istirdat davasında böyle bir şart aranmaz. Sebepsiz zenginleşmede, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun illiyet bağı bulunması gerekirken istirdat davasında böyle bir bağ aranmaz. Örnek olarak, geçerli olmayan bir sebeple veya gerçekleşmemiş bir sebeple yapılan bir ödeme sebepsiz zenginleşme sayılırken, icra takibi sonucunda borçlu olmadığı halde ödenen bir para istirdat davası konusu olur....

Kişi konumunda olduğu, sebepsiz zenginleşme ve istirdat davalarının sebepsiz zenginleşen, dosya borçlusuna karşı açılabileceği, davacı her ne kadar icra dosyasındaki borcu cebri icra tehdidi altında ödediğini ileri sürse de eldeki davayı icra takip alacaklısına karşı açmış olduğu nazara alındığında; alacaklının alacağını tahsil etmesinden dolayı sebepsiz zenginleşmediği yani sebepsiz zenginleşme davası yönünden pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı kanaatine varılmakla davanın husumet nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis eidlmiştir....

    Sebepsiz zenginleşme, bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine göre zamanaşımı süresi, TBK'nun 82. maddesinde için kanunda 2 ve 10 yıllık süreler olarak öngörülmüştür. Ancak bu sürenin işleyebilmesi için davacı tarafın verdiğini geri istemeye hakkı olduğunu öğrenmiş olması gerekir. Bu durumda zamanaşımı, davacının dava açmaya hakkı olduğunu öğrendiği tarihten itibaren başlar. Hal böyle olunca mahkemece; sebepsiz zenginleşme hukuki nitelendirmesine göre inceleme yapılıp karar verilmesi gerekirken yanılgı değerlendirme ile davanın istirdat davası olarak nitelendirilmesi sonucunda istirdat davasının açma süresinin 15/07/2019 tarihinde dolduğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir....

      açılan ödenen bedelin iadesi davasında istirdat davasının takip borçlusu tarafından açılması gerektiği gerekçesiyle davanın aktif husumet ehliyet yokluğundan reddine karar verildiği ve kararın Yargıtay19.Hukuk Dairesi Başkanlığının 2014/4391 E 2014/8078 K.sayılı ilamı ile onandığı ,davacının bu kez sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak haciz sırasında ödediği bedelin iadesine yönelik alacaklı ile diğer borçlu hakkında bu davayı açtığı,davada diğer borçlu şirket hakkında tefrik kararı verildiği ve alacaklı hakkında sebepsiz zenginleşme yönünden ise davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verildiği görülmüştür....

        açılan ödenen bedelin iadesi davasında istirdat davasının takip borçlusu tarafından açılması gerektiği gerekçesiyle davanın aktif husumet ehliyet yokluğundan reddine karar verildiği ve kararın Yargıtay19.Hukuk Dairesi Başkanlığının 2014/4391 E 2014/8078 K.sayılı ilamı ile onandığı ,davacının bu kez sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak haciz sırasında ödediği bedelin iadesine yönelik alacaklı ile diğer borçlu hakkında bu davayı açtığı,davada diğer borçlu şirket hakkında tefrik kararı verildiği ve alacaklı hakkında sebepsiz zenginleşme yönünden ise davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verildiği görülmüştür....

        Davacı taraf, davasının TBK'da düzenlenen sebepsiz zenginleşme davası olduğunu ileri sürmektedir. Bununla birlikte bir davada anlatım taraflara, niteleme ise HMK'nın 33. maddesi ışığında mahkemeye aittir. Somut olay bakımından davalı tarafça davacı aleyhine sözleşmeden kaynaklı alacak istemi ile icra takibi başlatılmış olup davacı taraf sözleşmenin feshi nedeni ile borçlu olmadıkları parayı icra baskısı altında ödemek durumunda kaldıklarını iddia etmiştir. Her ne kadar davacı tarafça huzurdaki davanın istirdat davası niteliğinde olmadığı, sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince açıldığı ileri sürülmüş ise de yerleşik Yargıtay uygulaması gereğince, istirdat davasının koşullarının oluştuğu durumlarda davaların sebepsiz zenginleşme davası olarak nitelendirilmesi doğru görülmemekte olup davaya istirdat davası olarak bakılması gerektiği kabul edilmektedir. (Emsal ilamlar: Yargıtay 19....

          Davacı tarafın ilk istinaf sebebi; Dava dilekçesi ve yargılama aşamalarında taleplerinin istirdat davası olduğu yönünde hiçbir şekilde beyanları veya yerel mahkemece iddia edilen şekilde bir nitelendirme yapılması yönünde bir talepleri olmadığı halde, talebin istirdat davası olduğuna ilişkin mahkeme gerekçesinin yerinde olmadığı, taleplerinin sebepsiz zenginleşme olduğu halde istirdat olarak değerlendirilerek husumetten reddinin doğru olmadığına ilişkindir. İcra İflas Kanununun 72. maddesinde öngörülen istirdat davası, TBK'nun 77 ve devamı maddelerinde öngörülen istirdat ( sebepsiz zenginleşme) davasının özel bir türü olup, bu nedenle kendine has özellikler taşır. 6100 Sayılı HMK'nın 26. maddesi gereğince hakim tarafların talep sonucu ile bağlıdır, talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremez, tarafların talep sonucu ile bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır. HMK 33.maddesi uyarınca hakim Türk Hukukunu re'sen uygular....

          Davacı tarafın ilk istinaf sebebi; Dava dilekçesi ve yargılama aşamalarında taleplerinin istirdat davası olduğu yönünde hiçbir şekilde beyanları veya yerel mahkemece iddia edilen şekilde bir nitelendirme yapılması yönünde bir talepleri olmadığı halde, talebin istirdat davası olduğuna ilişkin mahkeme gerekçesinin yerinde olmadığı, taleplerinin sebepsiz zenginleşme olduğu halde istirdat olarak değerlendirilerek husumetten reddinin doğru olmadığına ilişkindir. İcra İflas Kanununun 72. maddesinde öngörülen istirdat davası, TBK'nun 77 ve devamı maddelerinde öngörülen istirdat ( sebepsiz zenginleşme) davasının özel bir türü olup, bu nedenle kendine has özellikler taşır. 6100 Sayılı HMK'nın 26. maddesi gereğince hakim tarafların talep sonucu ile bağlıdır, talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremez, tarafların talep sonucu ile bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır. HMK 33.maddesi uyarınca hakim Türk Hukukunu re'sen uygular....

            İstirdat davası, esasen sebepsiz zenginleşme iddiasına dayanan bir eda davası olup, bununla icra takibi sırasında sebepsiz olarak ödenmiş olduğu iddia edilen bir paranın geri verilmesi istenir. Yalnız, davanın şartı icra hukukuna dayanmaktadır: Borçlunun, borcu bulunmadığı bir parayı icra takibinin kesinleşmesi nedeniyle cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kalmış olması (Arslan, Ramazan/Yılmaz, Ejder/Taşpınar Ayvaz, Sema/ Hanağası, Emel: İcra İflas Hukuku, Ankara 2018, 4. Baskı, s. 228). 21. İcra ve İflas Kanunu’nda yerini bulan istirdat davasından sonra sebepsiz zenginleşme kavramına ilişkin açıklama yapmak yerinde olacaktır. 22. Borcun kaynaklarından biri olarak öngörülen sebepsiz zenginleşme, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 61 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Benzer hükümler 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 77 ve devamı maddelerinde de yer almaktadır....

              Bir edimin ifası gelecekteki bir olayın gerçekleşme ihtimaline binaen yapılmışsa ve bu ifadan sonra şart gerçekleşmezse edimi ifa eden aleyhine sebepsiz zenginleşme meydana gelmiş olur. Bu durum özellikle koşula bağlı sözleşmelerde ortaya çıkmaktadır. Hukuki sebebin ortadan kalkmış olması halinde de sebepsiz zenginleşme söz konusu olmaktadır. Başka bir deyişle başlangıçta mevcut olmakla birlikte sonradan ortadan kalkan hukuki bir sebep de kazandırmayı sebepsiz zenginleşmeye dönüştürebilir. Kazandırmanın yapıldığı zaman geçerli olan bir sebep bulunmasına rağmen bu sebep ortadan kalkarsa ortada sebepsiz zenginleşme olduğundan iadesi istenebilir. Sebepsiz zenginleşmede sadece mal varlığındaki eksilmesinin giderilmesinin talep edilmesi söz konusudur. Mal varlığındaki azalmanın başka asli nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise sebepsiz zenginleşme davası gündeme gelemez....

              UYAP Entegrasyonu