Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. TBK'nun 77- 82.(BK'nun 61- 66.) maddeleri gereğince, haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur....

Sebepsiz zenginleşme davası ise; geçerli bir nedene dayanmaksızın bir edimin ifasıyla veya başka bir yolla, başkasının fakirleşmesi sayesinde, malvarlığının aktifinin artması ya da pasifinin azalması ya da fakirleşmekten kurtulmadır. (818 sayılı Borçlar Kanunun 61 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir) Bu bağlamda; davacı idare vekili dava dilekçesinde açıkça Borçlar Kanunun 61 ve devamı maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayanarak tazminat davası açmıştır. Dava 12.11.2009 tarihli celseye kadar sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası olarak nitelendirilmiş ve davalının sebepsiz zenginleşme miktarının tespiti amacıyla keşif yapılarak bilirkişi kurulundan raporlar alınmıştır....

    olarak yapılan incelemeye göre; Somut davada sebepsiz zenginleşmeye ilişkin alacak talep edilmektedir....

      Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığında, bir başkasının aleyhine bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Ayrıca, 4721 Sayılı T.M. K'nun 6. maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispat etmekle yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer....

      Cari hesabına aynı gün önce borç, sonra alacak yazılmak kaydıyla muhasebeleştirilmiş olduğu tespit edildiği, süresinde ibraz edilmeyen veya zamanaşımına uğrayan çeke dayanarak hamilin kendi cirantasına karşı temel ilişkiye dayanarak, keşideciye karşı ise sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talepte bulunabileceği, davacının da ciro yoluyla hamil olup icra takibine konu çek bedelini davalı keşideciden TTK'nın 732.maddesine göre sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre isteyebileceği, davacının ilamsız icra (genel haciz) yolu ile takibe geçtiği, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılmadığı, keşideci olan davalının yukarıda detayları belirtilen sebepsiz zenginleşmediğine dair ispat yükünü yerine getirmediği anlaşılmaktadır....

        Davada, harici sözleşme ile ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme kurallarına göre tahsili talep edilmektedir. . 6098 sayılı TBK'nun 77-82(818 sayılı BK'nun 61-66) maddelerine göre sebepsiz zenginleşme, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından veya emeğinden yararlanma olarak açıklanmıştır. Bu yararlanma miktarının iadesine yönelik talep hakkı ise kaynağını haksız değer kaymalarının önlenmesi amacından alır. Sebepsiz zenginleşme kurumunun adaleti sağlama işlevi yanında en önemli işlevlerinden biri de tam bir eski hale getirme yükümlülüğü taşımasıdır. Dava konusu ....08.1990 tarihli harici tarla satış sözleşmesi ile davacının davalıya ait ....600 m² taşınmazını ....000.000 TL bedelle satın almasından sonra taşınmazın tapuda devri yapılmadığı için geçersiz sözleşme gereğince taşınmazın davacıya devri mümkün değildir(TBK'nun 237, (BK'nun 213), TMK'nun 634, Tapu Kanununun 26, Noterlik Kanununun 60.maddeleri)....

          Sebepsiz zenginleşmede ise; sadece malvarlığındaki eksilmenin giderilmesinin talep edilmesi söz konusudur. Sebepsiz zenginleşme alacaklıya ikinci derecede bir dava hakkı temin eder. Malvarlığındaki azalmanın başka asli nitelikteki davalarla önlenmesi olanaklı ise sebepsiz zenginleşme davası gündeme gelemez. Bunu sonucu olarak da sözleşmeden doğan bir hukuki ilişkinin bulunduğu hallerde tarafların sebepsiz zenginleşmeye dayanan bir talepte bulunması olanaklı değildir. 6098 sayılı TBK'nin 146'ncı, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun ise 125'inci maddesine göre kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir....

          Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Yanlışlık eda ile ilgili olup, edada bulunan da bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır. HGK'nun 05/12/1984 tarih ve 1982/13-387 esas, 1984/997 karar sayılı kararı ile herhangi bir şart tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemenin idare tarafından BK'nın sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenebileceği açıklanmıştır....

            Ancak, bu hükmün varlığının esası ise ihtisas alanı ve temel görevinin içinde ve makul süre içinde karar vermek ile oluşur. 14.02.2011 gün ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 gün ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8.maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca; Yargıtay Başkanlar Kurulunun 26.01.2012 gün ve 1 sayılı kararı ile belirlenen iş bölümünün Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin temel görevinin Tüketici Hukuku olduğu; Dairemizin temel görevinin ise sebepsiz zenginleşme olduğu açıktır. 2797 sayılı Yasanın 14.maddesi ile mahkemece yapılan nitelendirmenin dairelerin görevlerinde esas sayılacağına amir olup, hukuki kimlik ve ihtisaslaşma ile birlikte nazara alınacağına amirdir.Ancak, henüz iddia safhasında olup, mahkemece hiçbir şekilde “sebepsiz zenginleşme” nitelendirmesi yapılmayan ve tüketici mahkemesi tarafından ittihaz olunan kararların temyiz incelemesinin Yargıtay 3.Hukuk...

              Yanlışlık eda ile ilgili olup, edada bulunanda bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır. HGK'nun 05.12.1984 tarih ve 1982/13-387 E.-1984/997 K.sayılı kararı ile herhangi bir salt tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemenin idare tarafından BK'nun sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenebileceği açıklanmıştır. .... İdare Mahkemesinin 22.04.2010 tarihli ve 2009/640 esas, 2010/331 sayılı kararı ile idare işlemi ödeme tarihinden itibaren 60 günlük yasal süre geçtikten sonra istenemeyeceği gerekçesiyle iptal edilmiş olup, yukarıda yazılı olduğu üzere şart tasarrufa dayanmayan dava konusu ödeme için sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yanılgılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir....

                UYAP Entegrasyonu