Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kargo A.Ş. tarafından yapılan ödeme, kendi sigortacısının muvafakatini almadan yapmış olması sebebiyle davalıdan ödenen bedel istenemeyeceğinden davanın reddin karar verilmiş ise de sigortalı tarafından eldeki davaya konu ödemenin ifa tarihinden çok önce davacının bilgilendirildiği, davacı tarafça yapılan bu ödemenin borçlu olmadığını bildiği veya bilebilecek olduğu bir lütuf ödemesi niteliğinde olduğu, dava ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Türk Borçlar Kanunun 77-82. maddelerinde belirtildiği üzere; sebepsiz zenginleşme nedeni ile iade borcunun doğabilmesi için borçlanmadığı edimi kendi isteği ile yerine getiren kimsenin kendisini borçlu sanarak ödeme yaptığını ispat etmesi gerektiği, davacı tarafa sigortalı tarafından yapılan bildirim gözetildiğinde davacı tarafça bu hususun da ispat edilemediği, davacının yasal bir zorunluluğu bulunmadığı halde ödememesi gereken tazminatı davalıya ödemesi sebebi ile sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak ödenenin iadesini talep edemeyeceği...

    Mahkemece, taşınmazın kadastro tespiti ile orman sınırı içinde kaldığı, mülkiyetinin tespit öncesi ve sonrasında da hukuken davacı yanda bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık; taraflar arasındaki adi yazılı taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklı alacağın, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre, iadesi talebine ilişkindir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Türk Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 77. ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir....

      Herhangi bir şart tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemenin borçlar hukukunun sebepsiz zenginleşme kurallarına göre her zaman istenmesi mümkündür. Sebepsiz zenginleşmede zamanaşımı başlangıcı Türk Borçlar Kanunun 82. maddesi uyarınca, verme ya da ödeme tarihi değil, zarar görenin verdiğini geri almaya hakkı olduğunu öğrendiği tarihtir. Resmi kuruluşlarda bu zamanaşımı başlangıcı, dava açmaya yetkili makamın öğrenme tarihidir.Somut olayda, hatalı yersiz ödeme iddiasıyla açılmış bir alacak davası söz konusudur. Davacı idare alacağını isterse idari taleple dava açmadan davalıdan isteyebileceği gibi bu yola başvurmadan da her zaman Borçlar Kanunu gereği sebepsiz zenginleşme kurallarına dayanarak hukuk mahkemelerinde dava edebilir....

        Uyuşmazlık; davacı şirketin hesabından davalının hesabına gönderilen paraların, davalı yönünden sebepsiz zenginleşme teşkil edip etmediği noktasında toplanmaktadır. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. (TBK'nın 77 ve ardından gelen maddelerindeki) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Sebepsiz zenginleşme davası açılabilmesi için malvarlıkları arasında doğrudan doğruya bir ilişkinin bulunması, yani bir ‘’malvarlığı kayması’’nın olması şartı da aranmaktadır....

          Öte yandan tapu iptali ve tescil talebimizin kabul edilmemesi halinde sebepsiz zenginleşme nedenli alacak istemi ile eldeki davayı açtığımızı belirtmiş olduklarını, bu kapsamda dava dilekçelerinde “…ilk istemimizin sayın mahkemenizce kabul görmemesi halinde ise davalılar adına kayıtlı taşınmazların uyuşmazlık konusu kısımlarında bulunan muhdesat bedellerinin sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince davalılardan alınarak tarafımıza verilmesine karar verilmesini talep ederiz.” demek suretiyle sebepsiz zenginleşme nedenli alacak taleplerini bildirdiklerini, ayrıca dava dilekçesinin sonuç ve talep kısmında iş bu talep yönünden davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiş olduklarını, ancak buna rağmen ‘muhdesat bedelinin iadesi yönünden harcı ikmal edilerek açılmış bir dava bulunmadığından’ gibi izahı imkansız ve dosya gerçekliği ile hiçbir şekilde bağdaşmayan bir açıklama ile talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verildiğini, dava dilekçelerinde dava değerinin açıkça görüleceği...

          Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için, borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyada, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunundan kaynaklanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tesciliyle bir ihtilaf söz konusu olmayıp mirasçılar arasında yapılan taksim sözleşmesi, muhdesatın aidiyetinin tespiti ve nihayetinde sebepsiz zenginleşme olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık mevcuttur. Kayseri Bölge Adliye Mahkemesinin iş bölümü Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 21/06/2019 tarih ve 678 sayılı kararı ile belirlenmiştir. Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4....

          Davacı, dava konusu çeke ciro yolu ile hamil olmuştur. Çek süresinde bankaya ibraz edilmediğinden kambiyo hukukundan kaynaklanan haklar yitirilmiş ise de davalı ile arasında temel ilişki bulunmayan davacı TTK'nun 644. maddesine dayanarak sebepsiz zenginleşme nedeni ile alacak talebinde bulunabilir. Nitekim davacı vekili de dava dilekçesinde talebini açıkça TTK'nun 644.maddesine dayandırmıştır. Bu itibarla somut olay bakımından ispat külfeti sebepsiz zenginleşmediğini savunan davalı taraftadır. Mahkemece ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülerek ve icapsız yemine dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 27.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Sebepsiz zenginleşme talebi hukuki nitelikçe, poliçeden doğan hakkın, bunun korunması ve/veya kullanılması için gereken işlemlerin yapılmaması nedeniyle düştüğü (TTK. m.730) veya zamanaşımına uğradığı (TTK. m.749) hallerde, senet borçlusu nezdinde oluşan sebepsiz zenginleşmeye yönelik olarak, poliçe alacağını elde edemeyen ve bu nedenle malvarlığında hakkaniyete aykırı bir değer kaybı oluşan hâmile, yine poliçe hukuku tarafından tanınmış olan yeni bir haktır. Sebepsiz zenginleşme talebinde bulunulabilmesi için, hâmilin müracaat hakkının düşmesi veya zamanaşımına uğramasından dolayı bir zararının ortaya çıkmış olması gerekir. Zararın mevcudiyeti, sebepsiz zenginleşme talebinin kabul şartıdır. Zararın varlığının kabulü için, hâmile ait ve tahsili mümkün olan bir alacak hakkının düşmesi veya zamanaşımına uğraması sonucu borçlu nezdinde oluşan zenginleşmenin, bundan başka bir sebebinin bulunmaması, yani sebepsiz olması yeterlidir....

              Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Yanlışlık eda ile ilgili olup, edada bulunan da bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır. HGK'nun 05/12/1984 tarih ve 1982/13-387 esas, 1984/997 karar sayılı kararı ile herhangi bir şart tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemenin idare tarafından BK'nın sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenebileceği açıklanmıştır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki sebepsiz zenginleşme nedeni ile alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya içerisindeki kağıtlar okunup, gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK'nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2013 tarihinden itibaren 1.820. TL'ye çıkarılmıştır. Hüküm, karar tarihi itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 Esas 1990/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararı uyarınca Yargıtay'ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir....

                  UYAP Entegrasyonu