Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.09.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil 23.01.2008 tarihli dava dilekçesi ile sözleşmenin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen 17.05.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-birleşen davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen dava ise sözleşmenin iptali istemine ilişkindir. Davalı-birleştirilen davanın davacıları davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tapu iptali ve tescil isteminin kabülüne, sözleşmenin iptali isteminin redine karar verilmiştir....

    Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Diğer taraftan iştirakin müştereğe çevrilmesini de sadece iştirak içinde olan mirasçılar talep edebilir. Dava konusu taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde davacı ... ile davalılar ... ve ...'in 6 parsel sayılı taşınmazda 81/1436 payında elbirliği ortaklığı şeklinde malik oldukları anlaşılmaktadır. ... 05.12.2001 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile davalıların payını satın almış ve bu payın tescili için dava açmıştır....

      (Telefoncu) vekili, 26.12.1988 tarihli satış vaadi sözleşmesinin hile ile temin edilmiş belge olduğunu, sözleşmenin ifa olanağının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir....

        Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 29.08.2012 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesi nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacılar vekili, davacılar ile davalıların murisi ..'in kök muris,, ...'nin ortak mirasçıları olduklarını, muristen intikal eden 281 ve 279 parsel sayılı taşınmazlarda iştirak halinde malik olduklarını, davacılar ile davalıların murisi ..arasında noterde yapılan satış vaadi sözleşmeleri ile davalıların murisi ..'in muris ...'...

            Hukuk Dairesinin 10/02/2021 tarih ve 2021/108 Esas 2021/126 Karar sayılı kararı ile belirlenen iş bölümüne göre inceleme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesine ait olduğu gerekçesiyle dairemize gönderilmesine karar verilmiştir. İddianın ileri sürülüş biçimine göre dava, taraflar arasında düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan kira alacağı ile tapu harç bedelinin düşürülmüş olması nedeni ile fazla ödenen tapu harç bedelinin iadesi istemine ilişkin olup davacının satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi bulunmamaktadır....

              Asıl davada anılan satış vaadi sözleşmesi uyarınca tapu iptali ve tescil, tescilin olmaması halinde satış vaadi sebebiyle davalılardan 650,00 tazminatın tahsili, karşı davada 14.05.1980 tarihli satış vaadi sözleşmesinin feshedilmiş olduğunun tespiti ile iptaline karar verilmesi, birleşen 1992/136 Esas sayılı davada 14.05.1980 tarihli satış vaadi sözleşmesinin iptali ve birleşen 2000/182 Esas sayılı davada ise 14.05.1980 tarihli satış vaadi sözleşmesinin, satış vaadinde bulunan ...’in imzasının sahte olması ve hukuki ehliyetinin bulunmaması sebebiyle iptali talep edilmiş, birleşen 1991/652 Esas sayılı davada ise 18.09.1987 tarihli “Satış vaadi sözleşmesi” uyarınca tapu iptali ve tescil isteminde bulunulmuştur.Asıl dava, karşılık dava ve birleşen davalara dayanak teşkil eden gerek 14.05.1980 gerekse 18.09.1987 tarihli sözleşmeler taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri olup, taraflar arasında eser sözleşmesinin bir türü olan arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi bulunmamaktadır....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 14.10.2011 ve birleştirilen davada 04.08.2011 günlerinde verilen dilekçeler ile asıl davada satış vaadi sözleşmesinin iptali, birleştirilen davada satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne dair verilen 22.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar- birleştirilen davada davalılar tarafından duruşmalı olarak istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine...

                  Bilahare Dairemizin 18.11.2014 günlü mahalline iade kararı sonrası dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır. Elbirliği ortaklığına (iştirak halinde mülkiyete) konu bir taşınmazda elbirliği ortaklarından birinin, miras payını, ortaklık dışı bir kişiye satmayı vaat etmesi halinde sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerlidir. Ancak elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez....

                    Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Medeni Kanunun 716 (önceki Medeni Kanun 642) maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcunu isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağının bulunması zorunludur. Elbirliği mülkiyetine (Türk Medeni Kanunu m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığı düşünülemez....

                      UYAP Entegrasyonu