Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Somut olayda dayanılan 29.11.2005 tarihli satış vaadi sözleşmesi kanuna ve usulüne uygun düzenlenmiş geçerli bir sözleşmedir. Ancak satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez....

    Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyeti devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ, TESCİL TAZMİNAT -KARAR- Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali tescil olmazsa tazminat isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 14.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 18.5.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “Dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Kişisel borç doğuran bir sözleşme olması nedeniyle satış vaadi sözleşmesinin geçerli olması için vaat borçlusunun satış vaadinin yapıldığı tarihte tapuda kayıtlı taşınmazın maliki olması gerekmez....

          a ondan da kendilerine gelen payın iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmişlerse de; satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Bu nedenle tapu iptali ve tescil isteminin reddine karar verilmesi doğru görülmüştür. Ancak, davacı vekili dava dilekçesinde tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde tazminat isteminde bulunmuştur. Davacının terditli olarak açtığı tazminat istemi hakkında inceleme ve araştırma yapılarak olumlu veya olumsuz bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....

            Bilahare Dairemizin 18.11.2014 günlü mahalline iade kararı sonrası dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır. Elbirliği ortaklığına (iştirak halinde mülkiyete) konu bir taşınmazda elbirliği ortaklarından birinin, miras payını, ortaklık dışı bir kişiye satmayı vaat etmesi halinde sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerlidir. Ancak elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez....

              Tüketici Mahkemesi'nin 22.12.2020 tarihli ara kararında "cebri icra satışının durdurulması" hariç olmak üzere verilen ihtiyati tedbir kararına itirazının reddine kararının kaldırılmasına ve cebri icra satışının durdurulması dahil ihtiyati tedbir kararı verilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER : Tapu kaydı, Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve ekleri, Yönetim planı, İpotek tesisine ilişkin resmi senetler ve ekleri, Delil listesi sunulan ve toplanan deliller. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ile ipotek ve her türlü takyidattan ari tescil, olmadığı taktirde sözleşmenin feshi ile taşınmazın rayiç bedelinin tahsili istemine ilişkindir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.05.2003 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil talebinin reddine davacının bedel iadesi isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 26.06.2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir. Davacılar vekili, bir kısım davalılar murisi ...'nın ... Noterliği'nin 06.07.1984 tarihli 4098 yevmiye sayılı düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesi ile ... ili, ... ilçesi, ......

                TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/1119 ESAS (DERDEST) DAVA KONUSU : Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan Tapu İptali Ve Tescil, Kira Alacağı, Olmadığı Taktirde Ödenen Bedelin Tahsili KARAR : VEKİLİ : Av. ORHAN BORAN - Merkez Mah.Abide-İ Hürriyet Cad. No:209 Kat:6 D:15 Şişli/ İSTANBUL DAVALILAR : 1- T2 2- T3 3- T4 VEKİLİ : Av....

                DELİLLER : Tapu kaydı, satış vaadi ve sözleşmesi ve ekleri, keşif, bilirkişi raporu, Delil listeleri sunulan ve toplanan deliller. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, eksik ifadan dolayı bedel indirimi, geç teslim nedeniyle kira alacağı, olmadığı taktirde ödenen bedelin tahsili ve senet iptali istemine ilişkindir. Davacı tarafından davalı aleyhine açılan terditli davada davacının ilk talebi satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, eksik ifadan dolayı bedel indirimi, geç teslim nedeniyle kira alacağı istemine ilişkindir. HMK’nın 111. maddesi gereğince davacı, aynı davalıya karşı birden fazla talebini, aralarında aslilik-ferilik ilişkisi kurmak suretiyle, aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Bunun için, talepler arasında hukuki veya ekonomik bir bağlantının bulunması şarttır....

                UYAP Entegrasyonu