Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, Gayrımenkul Satış Vaadi ve Daire Karşılığı İnşaat Sözleşmesine göre arsa sahibi ...'e düşen 4135 ada 2 parselde bulunan 22 nolu bağımsız bölümü Şevket mirasçıları olan davalı ve dava dışı kişilerden noterde düzenleme şeklinde tanzim olunan devir ve temlik senedi ile satın aldığını,bilahare taşınmazın adına tescil edildiğini,davalının haklı bir neden olmaksızın oturmak suretiyle kullandığını,ihtara rağmen taşınmazı boşaltmadığını ileri sürerek elatmanın önlenmesine ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir. Davalı,devir ve temlik senedinde kullanılan vekaletnamede vekil olan kardeşi ...'in vekalet görevini kötüye kullandığını,davacının hakkında başlattığı icra takibine itirazının iptaline yönelik davanın reddedildiğini belirtip davanın reddini savunmuştur....

    Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanunun 125. maddesi gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğmasından sonra işlemeye başlar. Ancak, satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye, yani vaad alacaklısına teslim edilmiş ise, on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda, zamanaşımı savunması Medeni Kanunun 2. maddesi uyarınca iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Davacının tescil isteğinin kabulü için, sözleşmede kararlaştırılan bedelin ödenmiş olması gerekir. Ancak, eksik kalan bir kısım var ise, Borçlar Kanununun 81. maddesi hükmü uyarınca, bu bedel depo ettirilmelidir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır....

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2017/1121 Esas KARAR NO : 2021/868 DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 19/10/2017 KARAR TARİHİ : 01/07/2021 İş bu davanın tarihinde işlemden kaldırıldığı anlaşılmakla, dosya ele alınıp, incelendi GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava hukuki niteliği itibariyle Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasıdır. Mahkememizde görülmekte olan davada dosyanın 03/02/2021 tarihinde işlemden kaldırıldığı görülmüştür. HMK. m. 150'de dava dosyasının işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren 3 ay içinde yenilenmemesi halinde mahkemece re'sen davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği düzenlenmiştir. Dava dosyasının işlemden kaldırıldığı 03/02/2021 tarihinden itibaren 3 aylık süre içinde yenilenmediği anlaşılmakla davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 04/10/2016 KARAR TARİHİ : 17/06/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/06/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, Dosya incelendi....

          Gerçekten de, davacı satış vaadi senedine göre tapu iptali, tescil isteminde bulunurken ayrıca sulh anlaşmasına da dayanmış, bu anlaşma uyarınca dava konusu taşınmazların adına tescilini istemiştir. 03.06.1961 tarihli sözleşmenin taraflarından ..., ..., ..., ..., ... 22 ve 56 parsel sayılı taşınmazlarında içinde bulunduğu birden fazla taşınmazlarındaki hak ve hisselerini ...'na harici senetle satış vaadinde bulunmuşlar ve bu sözleşme noter tarafından onaylanmıştır. Daha sonra da satış bedelini aldıklarına dair ibraname düzenlemişlerdir. Noter tasdikli senede konu taşınmazların senet alıcısı ... tarafından kullanılması üzerine senet satıcılarından ..., ... ve ... asliye hukuk mahkemesindeki 1973/352-1978/138 sayılı davayı açarak senedin iptalini ve elatmanın önlenmesini istemişlerdir. Ancak bu dava mahkemenin de tasdiklediği sulh anlaşması ile sona ermiş, anlaşma uyarınca da 22 ve 56 parsel sayılı taşınmazların ...'na ait olacağı kararlaştırılmıştır....

            Medeni Kanununun 706, Borçlar Kanunun 213, 2644 Sayılı Tapu Kanununun 26.maddesi hükmü uyarınca resmi şekle tabi olup, 3402 Sayılı Yasanın 13/B-b hükmü ile öngörülen istisna hariç resmi şekilde yapılmayan temliklere hukuken değer verilemez ise de, harici satış sahibine semenden kaynaklanan kişisel hak sağlar. Anılan kişisel hakkında hapis hakkı olduğu tartışmasızdır.Hal böyle olunca, 1940 tarih 2/77 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince davalının davacıdan harici satıştan kaynaklanan bir alacağı varsa, bunun tespiti ile belirlenecek meblağ üzerinden davalı yararına hapis hakkı tanınmak suretiyle elatmanın önlenmesi davasının kabulüne ve ecrimisil isteğinin reddine karar verilmesi” gerektiği gerekçesiyle bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uyularak elatmanın önlenmesi davasının kabulüne; ecrimisil isteminin ise reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’in raporu okundu, düşüncesi alındı....

              Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “Dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Kişisel borç doğuran bir sözleşme olması nedeniyle satış vaadi sözleşmesinin geçerli olması için vaat borçlusunun satış vaadinin yapıldığı tarihte tapuda kayıtlı taşınmazın maliki olması gerekmez....

                O halde; Mahkemece birleşen katkı payı alacağı davasının yazılı nedenlerle reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığından birleşen dosya davacısı ... vekilinin bu yöne ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün bu bölümünün açıklanan nedenlerle ONANMASINA, Taraf vekillerinin satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ile satış vaadi sözleşmesinin iptaline ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince; asıl dava ile karşı dava satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan isteme ilişkindir. Davacı vekili... 8. Noterliği'nce düzenlenen 05.04.2004 tarih ve 7416 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle bedeli alınmak suretiyle devredilen 1765 ada 1 parsel üzerindeki dört adet bağımsız bölümün tapu kaydının iptalini istemiş, karşı davada ise; satış vaadi sözleşmesinin karşılıksız olarak düzenlendiği, gerçekte böyle bir satış vaadi söz konusu olmadığı ileri sürülerek sözleşmenin iptaline karar verilmesi talep edilmiştir....

                  DELİLLER : Tapu kayıtları, Adi yazılı 10/11/2016 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve ekleri, Düzenleme şeklinde vekaletnameler, Banka dekontu, Hesap özeti, Delil listeleri, sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, adi yazılı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde ödenen bedelin tahsili istemine ilişkindir....

                  Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden 06.02.1996 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin Tapu Kanununun 26. maddesinden yararlanılarak tapuya şerh edilmediği, kayıtlardaki haczin 09.01.1997 tarihinde işlendiği görülmektedir. Davada dayanılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi tapuya şerh edilmediğinden davacı üçüncü kişilere karşı güçlendirilmiş hak iddiasında bulunamaz. Başka bir deyişle hukuki duruma aleniyet kazandırılmadığından taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan haklar üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir hale gelmemiştir. Mahkemece yapılan bu saptama bir yana bırakılarak davanın reddi yerine istek hüküm altına alındığından karar bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan kararı BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın iadesine, 29.04.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu