Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

K A R A R Davacı, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemesine karşılık davalı-karşı davacı taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinin hata hile sebebine dayalı iptali talep etmiş olup, mahkemece asıl davanın dava tarihi itibariyle şartları oluşmadığından reddine, karşılık davanın ise ispatlanamadığından reddine karar verilmiş, hükmü davalı karşı davacı vekili temyiz etmiş olması nedeniyle 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi gereğince temyiz incelemesi 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 21.07.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    Davalı-davacı ..., asıl davada vermiş olduğu cevap dilekçesinde, davacıların dayanağı olan 1961 tarihli satış vaadi sözleşmesinin sahte olduğunu, imzanın kendisine ait olmadığını, sözleşmedeki kimlik bilgilerinin bir başka kişiye ait olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, asıl davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın ise kanıtlanamadığından reddine karar verilmiştir. Hüküm davalı davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, satış vaadi sözleşmesine, birleşen dava ise sahtecilik iddası ile açılan mülkiyetin iadesi yoluyla tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Gerçekten de tapu kaydı incelendiğinde; 29.03.1974 tarih 735 yevmiye nolu işlem ile satış vaadi sözleşmesine konu payın tapuda davacılara devredildiği, Kadastro Mahkemesinin kararının kesinleşmesi ile de aynı payın bu kez hükmen davalı-davacı ... adına tescil edildiği anlaşılmaktadır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı-k.davalılar vekili tarafından, davalı-k.davacılar aleyhine 21.1.1998 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali tescil, karşı davada müdahalenin men’i ve kal ((... ) istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne dair verilen 11.4.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine, 19.6.2006 tarihli ıslah dilekçesindeki istem ise Türk Medeni Kanununun 724.maddesine dayalı tapu iptali ve tescil, karşı dava ise mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi istemlerine ilişkindir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 29.8.2006 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.10.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir. Davacı, 2 parsel sayılı taşınmazdaki miras payını davalının kendisine satımını vaad ettiğini belirterek tapu iptali tescil isteminde bulunmuştur. Davalı, satış vaadi sözleşmesi ile muris babası ...'den intikal eden payın satışının vaad edildiğini, muris annesi ...'den intikal eden payın satışının sözleşmeye dahil olmadığını bildirmiştir....

          Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Gerçekten, Tapu Kanununun 26.maddesi uyarınca usulüne uygun olarak yapılan ve geçerliliği olan satış vaadi sözleşmesinin tapu kütüğüne şerhi olanaklıdır. Tapu kütüğüne şerh edilen satış vaadi sözleşmesi, bu sözleşmeyle kazanılan kişisel hakkı güçlendirir ve bu şerhle kazandığı hak satış vaadi alacaklısı tarafından sonraki maliklere karşı da ileri sürülebilir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 30.10.2007 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen dosyada davacı vekili tarafından davalı aleyhine 28.05.2006 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen 23.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil birleştirilen dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil olmazsa alacak isteğine ilişkindir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02.07.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 08.10.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı, davalı adına tapu tahsis belgeli 2240 ada 15 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payının davalı tarafından 29.03.2009 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile dava dışı ....'na satışının vaat edildiğini, onun da 18.03.1991 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile dava dışı ....'ya satış vaadinde bulunduğunu, ....'...

                e sattığını; ancak, ihtiyati tedbir kararı nedeniyle tapuda devir işlemi yapılamadığını, satış tarihinin de dava tarihinden önce olduğunu belirterek; davanın zamanaşımı, husumet ve esastan reddini savunmuştur. Davalı ..., taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden haberinin olmadığını, zamanaşımı ve esas yönünden davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir. Mahkemece; dava konusu taşınmazdaki satış vaadine konu ..., ... ve ...'a ait 7/40'ar paylar üzerine satış vaadi sözleşmesi şerhi konulmamış olup, bu taşınmazların 3. kişi konumundaki diğer davalılara devredildiği, davalı yeni maliklerin kötü niyetlerinin usulüne uygun şekilde ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine ve bir kısım hisselerin ise muvazaalı temlik edildiği iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....

                  Satış vaadinde bulunan... 07/09/2007 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu edilmeyen diğer taşınmazlarla birlikte 1170 parsel sayılı taşınmazdaki miras hak ve hisselerinin tamamını dava dışı ... isimli şahsa satmayı vaat etmiş, satış vaadi sözleşmesi 25.09.2007 tarihinde tapuya şerh edilmiştir.Sonraki tarihlerde tapu kaydındaki bu şerhe rağmen davalı ... 15.10.2008 tarihinde taşınmazı satın almıştır. Davalı ...’un tapu kaydındaki şerhe rağmen taşınmazı tapudan satın alması nedeniyle iyiniyetli olduğundan söz edilemez....

                    Dava taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri şahsi hak doğuran sözleşmelerdendir....

                      UYAP Entegrasyonu