Davalı Ford vekili cevap dilekçesinde özetle; Satış akdinin tarafı olmadığını, İthalatçının müteselsil sorumluluğunun sadece Tüketici Kanunu kapsamında yer aldığını, davanın ise TTK'ya tabi olduğunu, bu neden ile davalı Ford'un pasif husumet ehliyetinin olmadığını, ayıp ihbar sürelerine riayet edilmediğini, bedel iadesi ve ayıpsız misli ile değiştirme taleplerinin hukuka, MK.2. ve TBK.227. maddelerine aykırı olduğunu, davacının seçimlik hakkını onarım yönünde kullandığından artık araç değişimi ve bedel iadesi talep edemeyeceğini, davacının terditli talepte bulunamayacağını beyan ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; "Davacının talebi, ayıplı üretilen aracın iadesi ile yeni araç bedelinin ödenmesi, aksi halde yeni olan bir başka misliyle değiştirilmesi istemine ilişkindir. TBK' nın 227 maddesinde satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hallerde alıcının seçimlik hakları belirtilmiştir....
Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması halinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hakim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. 2. Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise olıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir." hükümleri yer almıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava ayıplı bağımsız bölüm satışı nedeniyle satılanın iadesi ve değiştirilmesi olmadığı takdirde satış bedelinin istirdatı maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Davada istemin dayanağı bağımsız bölüm satış sözleşmesinden kaynaklandığından hükme yöneltilen temyiz itirazlarını inceleme görevi Dairemize değil Yüksek 13. Hukuk Dairesine attir. Ne var ki; anılan Dairece de görevsizlik kararı verildiğinden ortaya çıkan görev uyuşmazlığı giderilmek üzere dosyanın Yüksek Yargıtay 1. Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açaklanan nedenlerle, görev sorunu giderilmek üzere dosyanın Yüksek Yargıtay Birinci Başkanlığı'na gönderilmesine, 19.4.2006 gününde oybirliği ile karar verildi....
İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, sözleşme konusu ürünün ayıplı olması nedeniyle sözleşmeden dönme ve ürün bedelinin iadesi istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; alım-satıma konu malın satım işlemi sırasında gizli ayıplı olup olmadığı, davacı lehine seçimlik haklarını kullanma şartlarının ve bu arada diğer zararları isteme koşullarının şartlarının oluşup oluşmadığı, noktalarında toplanmaktadır....
Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir." hükmü uyarınca alıcının sözleşmeden dönme hakkını kullanması nedeniyle durumun bunu haklı gösterip göstermediği değerlendirilerek, satılanın onarılması veya satış bedelinin indirilmesi gerekip gerekmediğinin tartışılıp değerlendirilmesi gerekir. Bu durumda mahkemece, dava konusu aracın alış faturasını sunmak üzere davacıya süre ve imkan tanındıktan sonra, davalı T5 Satış A.Ş. 'nin hangi sıfatla sorumlu tutulduğu konusunda araştırma ve inceleme yapılması, davalı T5 Satış A.Ş. 'nin ürünün ithalatçısı ve aynı zamanda iç pazarda satışını yapan firma olduğu anlaşıldığı takdirde ortaya çıkan bu durumdan sorumlu olduğunun kabul edilmesi ( Bkz, Yargıtay 11....
TBK'nın 225. maddesine göre de, satıcının ağır kusurlu olması halinde, ayıbın kendisine süresinde bildirilmediğini ileri sürerek sorumluluktan kurtulması mümkün değildir. TBK'nın 227. maddesinde ise satılanın ayıplı olması halinde alıcının seçimlik hakları; "satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkan varsa satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme" olarak belirlenmiştir....
Dava konusu otomobildeki arızanın gizli ayıplı olduğu, aracın gizli ayıplı olması nedeniyle alınmasındaki amaç ve beklentilerin karşılanmadığı hususları dikkate alındığında davacının, aracın onarım bedeli talebinin bilirkişi tarafından hesap edilen bedel yönüyle kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir....
Mahkemece, bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne, 20/09/2012 tarihinde davalı tarafça satılan ürünlerden ve keşif mahallinde yokluğu saptanan konsol kapağının ürüne yerleştirilmesine, yemek masa tablasının alt kısmının astar lake boya ile boyanmasına, büyüyen masa içinden çıkan genişleme tablasının üst kenar kısmının yarası nedeniyle bu parçanın tümüyle değiştirilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4. maddesi hükmü uyarınca tüketici, satın aldığı malın ayıplı olduğunun anlaşılması halinde satıcıdan, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da 2013/20090-32880 ücretsiz...
Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.” düzenlemesi yapıldığı gibi yine Türk Borçlar Kanunu’nun 227/4. maddesi hükmü ile de “Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.” düzenlemesi kanun koyucu tarafından öngörülmüş olup, birbirini tamamlayan bu iki hüküm ile yasa koyucu temel hukuk prensibi olarak iyiniyet kurallarının hayata geçirilmesini hedeflemekte ve her ne kadar seçimlik hakları yasa ile sayılmış ve bu seçimlik hakların içerisinde herhangi birini tercih etme bakımından tüketici serbest bırakılmış ise de, bunun sınırı olarak iyiniyet kuralları ve tarafların hak ve menfaatler dengesi nazara alınmak suretiyle sözleşmenin ayakta tutulması sağlanırken varlığı tespit ve kabul edilen ayıp nedeniyle tüketicinin bir kayıp veya zarara...