Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Gerçekten işçinin dava sonucu işe başlatılması durumunda, önceki fesih ortadan kalkmış olmakla ve iş ilişkisi devam ettiğinde 4857 sayılı Yasanın 59 uncu maddesi uyarınca izin ücreti istenemez. İşçinin işe başvurusuna rağmen yasal bir aylık işe başlatma süresi içinde işe alınmaması halinde ise, işe başlatmama anı fesih tarihi olarak kabul edildiğinden, izin alacağı bu tarihte muaccel olur. Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir. Aktin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür....

    Daha önce işçiye kullandırılmayan izinler karşılığı olarak ödenmiş olan izin ücretleri de işverence geri istenebilir. 4857 sayılı Kanun'un 53 üncü maddesinde işçinin yıllık ücretli izin hakkından vazgeçemeyeceği kurala bağlandığına göre, işçinin daha önce ödenen izin ücretinin, işe iade sonunda işçinin işe başlaması halinde işçinin kullanmadığı izin hakkına sayılması da doğru olmaz. Yıllık izin hakkı Anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Bu sebeple, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır....

      Daha önce işçiye kullandırılmayan izinler karşılığı olarak ödenen izin ücretleri de işverence geri istenebilir. 4857 sayılı Yasanın 53 üncü maddesinde işçinin yıllık ücretli izin hakkından vazgeçemeyeceği kurala bağlandığına göre, işçinin daha önce ödenen izin ücretinin, işe iade sonunda işçinin işe başlaması halinde işçinin kullanmadığı izin hakkına sayılması da doğru olmaz. Yıllık izin hakkı Anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Bu nedenle, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır. Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 42 günlük bakiye yıllık izin alacağı bulunduğu belirtilerek hesaplamaya gidilmiştir....

        Daha önce işçiye kullandırılmayan izinler karşılığı olarak ödenmiş olan izin ücretleri de işverence geri istenebilir. 4857 sayılı Yasanın 53 üncü maddesinde işçinin yıllık ücretli izin hakkından vazgeçemeyeceği kurala bağlandığına göre, işçinin daha önce ödenen izin ücretinin, işe iade sonunda işçinin işe başlaması halinde işçinin kullanmadığı izin hakkına sayılması da doğru olmaz. Yıllık izin hakkı Anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Bu nedenle, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır. Somut olayda, davacı işçinin tüm çalışma süresince hiç izin kullanmadığı ve izin ücretlerinin ödenmediği gerekçesi ile davacının yıllık izin ücreti talebi kabul edilmiştir....

          Daha önce işçiye kullandırılmayan izinler karşılığı olarak ödenmiş olan izin ücretleri de işverence geri istenebilir. 4857 sayılı Yasanın 53 üncü maddesinde işçinin yıllık ücretli izin hakkından vazgeçemeyeceği kurala bağlandığına göre, işçinin daha önce ödenen izin ücretinin, işe iade sonunda işçinin işe başlaması halinde işçinin kullanmadığı izin hakkına sayılması da doğru olmaz. Yıllık izin hakkı Anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Bu nedenle, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır. Ayrıca yıllık ücretli izin günlerinin hesabında izin süresine rastlayan ulusal bayram, hafta tatili ve genel tatil günleri izin süresinden sayılmaz....

            Bozma ilamı gereğince verilen süreye rağmen davalı tarafça davacıya yıllık izin kullandırıldığına dair belge sunulmadığından, davacının tüm çalışma süresine göre hak ettiği toplam 568 günlük yıllık izin süresi karşılığı hesaplanacak yıllık izin ücretinden davalı ödemesi mahsubu yapılsa bile kalan izin süresi, davacının işverene gönderdiği ihtarnamede bildirdiği bakiye 170 günlük izin süresinden fazla olacağından, taleple bağlı kalınarak 170 günlük izin süresi karşılığı hesaplanacak miktar üzerinden yıllık izin ücreti hakkında bir karar verilmesi gerekir iken, davalı işverence yıllık izin belgesi sunulmadığından bahisle tüm çalışma süresi karşılığı hak edilen 568 günlük yıllık izin süresi karşılığı hesaplanan miktar üzerinden yazılı şekilde verilen karar hatalı olmuştur. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 21/05/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              Mahkemece davacının tüm çalışma süresi boyunca yıllık izin kullanmadığının kabulüyle yapılan hesaplamaya itibarla verdiği karar Dairemizce davacının dava dilekçesindeki beyanı ve talebi dikkate alınarak davacıdan her yıl kaç gün yıllık izin kullandığının sorulması gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, davacı yılda 1 veya 2 gün mazeret izni kullandığını beyan etmiştir. Mahkemece davacının 2 gün mazeret izni kullandığı kabul edilerek bu süre düşülmek suretiyle hesaplama yapılmıştır. İş Kanunu’na göre yıllık izin 10 günden aşağı kullandırılamaz. Davacıya kullandırılan 2 günlük mazeret izni işverenin kendi inisiyatifi ile kullandırdığı izin olup yıllık izin niteliğinde değildir. Bu nedenle yıllık izin sürelerinden mazeret izinlerinin düşülmesi yerinde değildir. Davacı eksik yıllık izin kullandırıldığını iddia ettiğinden her yıl için 10 gün olmak üzere çalışma süresince bu süre kadar yıllık iznini kullandığı kabul edilmelidir....

                Bilirkişi raporunda, davalı tarafından sunulan imzalı izin talep dilekçeleri ile imzasız izin çizelgesi karşılaştırılmış, birbiri ile örtüşen dönemlerde izin kullandırıldığı kabul edilmiş, ayrıca 1994 yılına kadar her yıl dört gün ve 2007 yılına kadar her yıl on gün izin kullandığı kabul edilerek davacının izin alacağı hesaplanmış ve ödenen 4.414,17 TL hesaplanan tutardan mahsup edilmiştir. Davalı vekili ek bilirkişi raporuna itirazında, belgelerin arşivde olması sebebi ile zamanında sunamadığını ileri sürerek, davacının seksen sekiz gün daha izin kullandığına dair bir kısım imzalı izin talep dilekçesi sunduğunu beyan edip, bu belgelerin de dikkate alınmasını istemiştir. Mahkemece, davalı tarafından sonradan sunulan bu belgeler yönünden inceleme yaptırılmadığı ve bozma ilamında yapılan ödemelerin de dikkate alınması gerektiği belirtilmesine rağmen Haziran 2011 bordrosunda tahakkuk ettirilen 1.301,08 TL izin ücretinin ödenip ödenmediğinin araştırılmadığı anlaşılmaktadır....

                  Bilirkişi tarafından davacının mevsimlik çalıştığı dönemde sadece 1999 yılı 330 günü aşan çalışması olduğu ve izin ücretine hak kazandığı, Toplu İş Sözleşmesine göre 1999-2000 arası 28 gün, 2000 yılı 330 gün altında çalışma sebebi ile izin hakkı bulunmadığı, 2001-2002 arası 28 gün yerine 30 gün ve 2002-2003 arası 28 gün yerine 30 gün üzerinden toplam 448 gün izin hakkı bulunduğu belirtilerek kullandığı tespit edilen 387 gün iznin düşümü ile bakiye 61 gün yıllık izin ücret alacağı 4.857,99 TL olarak hesaplanmıştır....

                    Daha önce işçiye kullandırılmayan izinler karşılığı olarak ödenmiş olan izin ücretleri de işverence geri istenebilir. 4857 sayılı İş Kanununun 53. maddesinde işçinin yıllık ücretli izin hakkından vazgeçemeyeceği kurala bağlandığına göre, işçinin daha önce ödenen izin ücretinin işe iade sonunda işçinin işe başlaması halinde işçinin kullanmadığı izin hakkına sayılması da doğru olmaz. Yıllık izin hakkı anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Bu nedenle, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır....

                      UYAP Entegrasyonu