Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından olayın iş kazası olduğunun tespit edildiği, 14.04.2011 tarihli kusur raporunda davaya konu zararlandırıcı olayda davalı işverenin % 80, davacı işçinin % 20 oranında kusurlu olduklarının belirtildiği anlaşılmaktadır İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında davacının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır....
tazminat alacaklarının yasal süresinde tahsil edilemediğini beyanla; Müvekkilinin alacağını zamanında tahsil edememesinden kaynaklanan belirsiz olan munzam zararının şimdilik ------davalıdan avans faizi ile tahsilini,Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;davaya konu taşınmazla ilgili kendilerinin herhangi bir sorumluluğunun ve kusurlarının bulunmadığını hükme esas rapordaki verilerin hatalı olduğunu, beyanla istinaf yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava davaya konu taşınmazın bir kısmının aktif dere yatağında kalması sebebiyle kamulaştırma yapılmaksızın fiilen el atılmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. İstinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan incelemede; Kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davalarında, Kamulaştırma Kanununun değer biçmeye ilişkin hükümleri kıyasen uygulanır. Kamulaştırmasız el atma talebinde bulunabilmek için idarenin taşınmaza fiilen el atması ve sahibinin tasarrufunu engellemesi gerekir. Somut davada davaya konu taşınmazın bir kısmının ırmak yatağında kaldığı, davacının dava açmadan önce davalı kuruma başvuruda bulunduğu anlaşılmıştır....
Davacıya satışın, davalının dava dışı arsa sahipleri ile olan arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kazandığı şahsi hakkın temliki suretiyle yapıldığı, mülkiyetin satışa konu taşınmazın arsa sahiplerine ait olması nedeniyle geçirilemediği dosya kapsamı ile sabittir. Görülüyor ki, davalı yüklenici şirketin borcu Borçlar Kanununun 117.maddesine göre, ifası mümkün olmadığından ortadan kalkmıştır. Ancak, davalı yüklenici şirket satışa konu taşınmazın arsa payı devri karşılığı sözleşmede arsa sahiplerine bırakıldığını bildiği ve bilebilecek durumda olduğu halde satış işlemini yapmakta kusurludur. Borç davalının subjektif kusurundan kaynaklanan nedenlerle ortadan kalktığından Borçlar Kanununun 96.maddesi hükmünce tescil borcunun yerini tazminat borcu alır. Buradaki tazminat davacının müspet zararıdır....
Olayları açıklamak ve anlatmak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. Somut olayda uyuşmazlık, taraflar arasında geçerli bir sözleşme olmaksızın davalı sigorta şirketinin tramer kayıtlarında hata yapılarak davacıya ait araç kaydına başka bir araca ait hasar kayıtlarının girilmesi nedeniyle davacının aracını düşük bedelle satmasına neden olduğu gerekçesiyle açılan tazminat istemine ilişkindir. Buna göre uyuşmazlık TTK'nunda düzenlenen Sigorta Hukukuna ilişkin olmayıp haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylemden kaynaklanan davanın haksız fiil hükümlerine göre genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekir. İzah olunan gerekçeler ışığında, taraflar arasındaki uyuşmazlık, sigorta ilişkisinden kaynaklanmayıp haksız fiilden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, Şanlıurfa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
dığım, tespit isteyen tarafın bu 3 yıllık zaman diliminde fırının periyodik bakımlarını yaptırmadığını, dava konusu edilen fırın makinasının ayıplı olduğu ve imalat hatasından kaynaklanan sorunlar bulunduğuna ve bunların gizlendiğine ilişkin davacı tarafın iddialannın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun iddialar olduğunu, kesinlikle kabul etmediklerini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. ... Asliye Hukuk Mahkemesine 05/10/2018 tarihinde talimat yazılmıştır....
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; tüketici işleminden kaynaklanan davaya konu uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemesi'nin görevli olduğu dikkate alınarak, HMK'nun 114/1-c maddesine göre, görevsizlik nedeniyle HMK'nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde işin esasının incelenerek hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. 2-Bozma neden ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 17/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 26/09/2022 KARAR TARİHİ : 14/02/2024 KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/02/2024 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Şirket tarafından işletilen köprü ve otoyoldan, davalıya ait ... plakalı araç ile gerçekleştirilen ihlalli geçiş nedeniyle doğan ve yasal süresi içerisinde ödenmeyen geçiş tutarı ile yasadan kaynaklı para cezasının tahsili amacıyla .......
Bu şartlar kamu düzeninden olup, davanın her aşamasında resen dikkate alınmaktadır.İstinafa konu dosya kapsamı incelendiğinde; 6100 sayılı yasanın 352. maddesinde düzenlenen ön inceleme koşullarında herhangi bir eksiklik bulunmadığı, istinaf talebinin kabul edilebilir olduğu tespit edilmiştir. İstinaf incelemesine konu dava, Kamulaştırmasız El Koymadan Kaynaklanan Tazminat istemine ilişkindir. Davalı istinaf sebepleri doğrultusunda ve HMK 355. maddedeki düzenleme gereğince istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak ilk derece mahkemesine ait dava dosyası esas bakımından incelendiğinde; İlk Derece Mahkemesince kararda davanın yasal süresi içerisinde yenilenmediği için açılmamış sayılmasına karar verildiği ve davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmediği görülmüştür....
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle nakliye esnasında meydana gelen hasarın tazminine ilişkin olup, tarafların delilleri toplanarak, dosya taşıma konusunda uzman bilirkişi ile sigorta konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilerek düzenlenen ve mahkememizce de benimsenerek hükme esas alınan rapor da dikkate alınarak, davacının tazminat talebini dayandırdığı Nakliyat Sigorta Poliçesinde, ve poliçenin istisnalar başlığı altında sigortalı emtianın mutad evsafına göre yetersiz veya uygun olmayan ambalajlama yahut istiflemesinin neden olduğu hasar, ziya ve masraflar ile yanlış yükleme ve/veya istifleme sonucu birbirini etkileme özellikleri bulunan emtianın oluşturacağı hasarlarla ilgili tazminat taleplerinin poliçe teminatı dışında olduğu, bu düzenlemeye göre davalının poliçede kararlaştırılan şartlarla çelişen hasarın telafisi için davalının davacıya tazminat ödeme yükümlülüğünün bulunmadığı davalının davacıya, davacı tarafın tazminat talebini dayandırdığı...