Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, şikayetçinin takip dosyasında 07.12.2009 tarihinde haciz konulduğu, alacaklının iki yıllık satış isteme süresi içerisinde satış avansı yatırarak satış talebinde bulunmadığı, şikayetçi vekilinin 05.12.2011 tarihinde satış talep ettiği ancak icra müdürlüğünün bu talebi kıymet takdiri yapılmadığından reddettiği, alacaklı vekili tarafından icra müdürünün satış işleminin reddine ilişkin kararına karşı şikayet yoluna başvurulmadığı bu nedenle geçerli bir satış talebinden söz edilemeyeceği, iki yıllık satış isteme süresi içinde geçerli bir satış talebi bulunmadığından haczin düştüğü gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir....
Satış talebinin, yukarıdaki maddede öngörülen süreler içinde olup olmadığını icra müdürü re’sen gözetmelidir. Satış talebi, bu sürelerden sonra ise; istemi reddetmelidir. Satış isteme sürelerinin geçmesine rağmen, icra müdürünün satış talebini kabul etmesi, bu hususun kamu düzeninden oluşu nedeniyle süresiz şikayete tâbidir. Süresi içinde yapılmış olan satış talebi, alacaklı tarafından bir defa geri alınabilir. Bu durumda, satış talebini geri alan alacaklı ancak, haciz tarihinden itibaren kalan satış isteme süresi içinde yeniden satış isteyebilir (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı,s.608). Somut olayda, şikayete konu taşınmaz üzerine 25.04.2012 tarihinde haciz konulduğu ve alacaklı tarafından 18.04.2014 tarihinde 3.000,00 TL satış avansı yatırılarak 21.04.2014 tarihinde de mahcuz taşınmazın satışının talep edildiği görülmektedir....
Bu durumda şikayet olunanın icra dosyasındaki haciz tarihi, satış için avansın yatırıldığı tarih yani satış talep tarihi, satış talebini geri aldığı tarih ve İİK’nın 110/1 maddesine ilişkin yukarıda belirtilen ilke dikkate alındığında, şikayet olunanın satış talebini geri aldığı 16.02.2015 tarihinden itibaren yedi ay bir günlük bakiye satış isteme süresi içerisinde tekrar satış talebinde bulunması gerektiği, fakat anılan bakiye süre içerisinde satış talebinde bulunulmadığı görülmüştür....
Bakanlık, piramit satış sistemleri ile ilgili gerekli incelemeleri yapmaya ve varsa elektronik sistemin ülkemizde durdurulması dâhil ilgili kamu kurum veya kuruluşlarıyla iş birliği içinde gerekli önlemleri almaya yetkili kılınmıştır. Mahkemece, her ne kadar taraflar arasında yapılan satış, piramit satış olarak değerlendirilip davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan satış işleminin piramit satış olarak değerlendirilmesi için öncelikle piramit satışın unsurlarının, şartlarının ve piramit satış sisteminin somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması ve piramit satışa ilişkin yapılan tespitin gerekçelendirilmesi gerekmektedir. Mahkemece, sadece "piramit satış" nitelendirilmesi yapılmakla yetinilmiş, yapılan satışın hangi nedenlerle piramit satış sistemi olarak değerlendirildiği, sistemin özellikleri açıklığa kavuşturulmamıştır....
Bakanlık, piramit satış sistemleri ile ilgili gerekli incelemeleri yapmaya ve varsa elektronik sistemin ülkemizde durdurulması dâhil ilgili kamu kurum veya kuruluşlarıyla iş birliği içinde gerekli önlemleri almaya yetkili kılınmıştır. Mahkemece, her ne kadar taraflar arasında yapılan satış, piramit satış olarak değerlendirilip davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan satış işleminin piramit satış olarak değerlendirilmesi için öncelikle piramit satışın unsurlarının, şartlarının ve piramit satış sisteminin somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması ve piramit satışa ilişkin yapılan tespitin gerekçelendirilmesi gerekmektedir. Mahkemece, sadece "piramit satış" nitelendirilmesi yapılmakla yetinilmiş, yapılan satışın hangi nedenlerle piramit satış sistemi olarak değerlendirildiği, sistemin özellikleri açıklığa kavuşturulmamıştır....
Bakanlık, piramit satış sistemleri ile ilgili gerekli incelemeleri yapmaya ve varsa elektronik sistemin ülkemizde durdurulması dâhil ilgili kamu kurum veya kuruluşlarıyla iş birliği içinde gerekli önlemleri almaya yetkili kılınmıştır. Mahkemece, her ne kadar taraflar arasında yapılan satış, piramit satış olarak değerlendirilip davanın kabulüne karar verilmiş ise yapılan satış işleminin piramit satış olarak değerlendirilmesi için öncelikle piramit satışın unsurlarının, şartlarının ve piramit satış sisteminin somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması ve piramit satışa ilişkin yapılan tespitin gerekçelendirilmesi gerekmektedir. Mahkemece sadece "piramit satış" nitelendirilmesi yapılmakla yetinilmiş, yapılan satışın hangi nedenlerle piramit satış sistemi olarak değerlendirildiği, sistemin özellikleri açıklığa kavuşturulmamıştır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, geçerli bir satış talebi yapıldığı süresinde satış avansı da yatırıldığını, 2018 yılında işlemin gerçekleştirilmiş olup; bu döneme ilişkin Yargıtay kararlarında ".."...İİK'nun 59. maddesi uyarınca, bir işlemin yapılmasını isteyen alacaklı o işlemin yapılması için gerekli masrafı avans olarak peşin yatırmalıdır. Az da olsa satış avansının yatırılmış olması halinde, usule uygun satış talebi yapılmış sayılır. ..." şeklinde usulen tamamlanmış olan işlemler yapılmış olduğu döneme göre değerlendirilmek zorunda olduğunu geçerli bir satış talebi yapılmasa dahi satış avansının yatırılmış olmasının satış iradesini açıkça ortaya koyduğunu ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi kararında davacı alacaklı tarafından 15/02/2018 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığı, borçluya icra emrinin 26/02/2018 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı vekili tarafından 17/12/2018 tarihinde satış talebinde bulunulduğu, satış avansının ise 12/04/2019 tarihinde yatırıldığı, alacaklı vekili tarafından süresinde satış talebinde bulunulmuş ise de satış talebi ile birlikte satış avansı yatırılmadığı, 12/04/2019 tarihinde yatırılan satış avansının icra emrinin tebliğinden itibaren bir yıllık sürede yatırılmadığı, dolayısı ile satış avansının süresinde yatırılmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir....
Az da olsa satış avansının yatırılmış olması halinde, usule uygun satış talebi yapılmış sayılır. İİK'nun 110. maddesi hükmüne göre, satış talebi yapıldığında, icra müdürünün alacaklıdan satış avansını 15 gün içinde depo etmesini talep etmesi gerekir. İcra müdürünce verilen süre içinde belirtilen satış avansı depo edilmez ise, anılan hüküm gereği haciz kalkar. Kanunda icra müdürünün ne kadarlık bir sürede satış avansı olarak yatırılması gereken miktarı belirleyeceği hususu yazılı değildir. Bu nedenle icra müdürlüğünce satış avansı ile ilgili bir süre verilmemiş ve alacaklı satış talebinden sonra satış avansı yatırmış ise, satış talep tarihi olarak satış avansının yatırıldığı tarihin kabulü zorunludur. Hemen belirtmek gerekir ki, yukarıda değinilen maddelerde yer alan satış isteme süreleri hak düşürücü nitelikte olup, mahkeme, satış talebinin öngörülen süreler içinde yapılıp yapılmadığını re'sen gözetmelidir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin icra mahkemesine başvurusunda 28/06/2016 tarihli tamamlayıcı ihalenin feshini talep ettiği, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilinin istinaf yoluna başvurduğu, taşınmazın kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren ihale tarihine kadar 2 yıl sürenin geçmediği, taşınmazın muhammen bedeli 175.000,00 TL olarak icra mahkemesince belirlenmiş olup, 172.000,00 TL satış bedelinin muhammen bedelinin % 50 si ile satış masraflarını karşıladığı, satış ilanının ihale öncesinde Aydınlık gazetesinde yayınlandığı, satış ilanına ilişkin gazete nüshasının satış dosyasında bulunmadığı ileri sürülmüş ise de, dairemizce satış dosyasın yazılan müzekkereye verilen cevapta gazete nüshasının gönderildiği, ihalenin niteliği itibariyle tamamlayıcı ihale olduğu ve tek satış gününün verildiği, davacı vekilinin iddia ettiği gibi 2 satış günü verilmediği, tek satış...