Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yapılan bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere davalı vekilinin 11.01.2023 tarihli celsedeki talebi mahkemenin taşınmazın tamamı yönünden satışın durdurulması yönündeki tedbir kararından rücu edilerek davalının maliki olduğu pay dışında kalan taşınmaz hissesi üzerine konulan tedbir kararının kaldırılması niteliğinde olup gerek bu talebin gerekse davacının yeniden taşınmazın tamamı hakkında satışın durdurulması istemli ihtiyati tedbir talebinin artık mahkemenin ihtiyati tedbir ile ilgili olarak verdiği önceki ara kararlarından rücu edilmesi istemine ilişkin olduğu ve hukuki dayanağını HMK.nun 396.maddesinden aldığı kabul edilmelidir. Biraz önce açıklandığı üzere; bu maddenin ikinci fıkrasında, 394. maddenin beşinci fıkrasına atıf yapılmadığından durum ve koşulların değişmesi sebebiyle ihtiyati tedbir kararına yapılan itiraz veya mahkemenin önceki ara kararından rücu talepleri hakkında verilen kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz....

durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini istediği; yerel mahkemece "davanın, icra takibine girişildikten sonra açılmış bir dava olduğu, koşulları var ise İİK’nın 72. maddesinin 3. fıkrası gereğince icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, davacı tarafın isteğinin taşınmaz satışının durdurulması yönünde olup, İİK’nın 72/3 maddesi kapsamında ileri sürülmüş bir ihtiyati tedbir isteğinin bulunmadığı" gerekçesiyle satışın durdurulması yönündeki isteğin reddine ilişkin 01/02/2021 tarihli kararın verildiği, davacı vekilinin 02/04/2021 tarihli duruşmada "taşınmaz satışının durdurulması" yönünde ihtiyati tedbir isteğinde bulunduğu, bu isteğin mahkemece yeni bir istek olarak değerlendirildiği ve "mahkemenin 01/02/2021 tarihli kararından uzaklaştırılmasını gerektirecek şekilde koşullarda bir değişikliğin bulunmadığı" gerekçesiyle isteğin reddine ilişkin 06/04/2021 tarihli kararın verildiği, davacı vekilinin 09/04/2021 tarihli...

    İcra Hukuk Mahkmesi'nin 254.01.2013 tarih, 2013/32-31 Esas ve Karar sayılı dosyasına, icra müdürlüğü ile mahkemece alınan raporlar arasında bulunan fahiş fark nedeniyle çelişki olduğundan bahisle satışın durdurulması talebi ile şikayet yoluna başvurmuş bulunması birlikte değerlendirildiğinde ve borçlu tarafından yapılan satışın durdurulması talebi üzerine mahkemece verilecek ret kararları da kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesinin mümkün olduğu nazara alındığında; borçlunun kıymete ilişkin iddialarının mahkemece incelenmesi gerektiğinin kabulü gerekir....

      toplatılmasına, davalı tarafından davacının sınai mülkiyet hakkına karşı yapılan marka tecavüzünün tespitine ve tecavüzün durdurulmasına, ihtiyati tedbir talebinin kabul edilmesi mümkün olmazsa, tecavüzün durdurulması kapsamında satışın durdurulmasına, tecavüz konu ürünlerin piyasadan toplatılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, tüm dosya kapsamından toplanan delillerden davacının ihalelerin feshini istemekte haklı nedenlerinin olmadığı,Erdemli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yazılan müzekkerede satış işlemleri veya takibin durdurulması yoluna gidilmeksizin satışın ileri bir tarihe ertelenmesi konusunda tavsiye niteliğinde yazı yazıldığı, açıkça satışların durdurulması kararı verilmediğinden ihalelerin yapılmasında bir hukuka aykırılık bulunmadığı, satış kararının iptaline karar verilmesinin ihalenin feshi davasını doğrudan konusuz bırakmayacağı, taraflar arasında Mersin 1....

        Kıymet takdirine itiraza ilişkin kararlar İİK'nun 363. maddesinde sayılan temyizi kabil kararlardan olmayıp, bu kararların temyiz kabiliyeti olduğuna ilişkin olarak kanunda ayrık bir düzenleme de bulunmadığından, icra mahkemesince verilen kıymet takdirine itiraz hakkındaki kararın temyizi İİK'nun 364/3. maddesinde hüküm altına alınan satışın durdurulması sonucunu doğurmaz. O halde mahkemece, temyizi kabil olmayan kararın temyiz yolu açık olarak verilmiş olmasının sonucu değiştirmeyeceği ve temyiz edilmiş olmasının satışı durdurmayacağı gözetilerek şikayetin kabulü ile şikayete konu icra müdürlüğü kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

          Mahkemece şikayetin reddine dair verilen kararın dairemizce bozulması üzerine bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda bu kez alacaklı vekilinin kıymet takdiri kesinleştikten sonra İİK.nun 106. maddesine göre yasal süre içerisinde taşınmazların satışını talep ettiği, mahkemece satışın durdurulması yönünde karar verildiği, icra müdürlüğünün bu mahkeme kararından sonra satışa devam edemeyeceği, ilk ve kesin haczi uygulayan icra dairesi olan ... 12. İcra Müdürlüğü'nün 2001/3337 esas sayılı dosyasından İİK.nun 106. maddesine uygun olarak süresinde satışın talep edildiği gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir. Şikayet olunanın, sıra cetvelindeki alacaklı olduğu dosyadaki haciz tarihi 12.03.2001 olup, bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerinde 26.10.2001 tarihinde satış talep edildiği, 22.06.2004 tarihinde satış avansının yatırıldığı icra dosyası ile sabittir....

            İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2013/120 Esas sayılı dosyasında meskeniyet şikayetinde bulunduğunu ve şikayetin halen derdest olduğunu, bu şikayetin sonucu beklenmeden yapılan satışın usulsüz olduğunu ileri sürerek ihalenin feshini talep etmiş, mahkemece, satıştan önce yapılan meskeniyet şikayeti başvurusunun kabulü sonucu taşınmazdaki haczin kaldırılmış olması nedeniyle ortada geçerli bir haciz kalmadığından şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmiştir. Somut olayda, şikayete konu taşınmaz hakkında ... 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2013/120 Esas sayılı dosyasında yapılan meskeniyet şikayetinin başvuru tarihinin 14.02.2013 olduğu, söz konusu şikayet dosyasında, satışın durdurulmasına yönelik olarak mahkemece verilen bir tedbir kararının bulunmadığı, ihalenin ise 15.3.2013 tarihinde gerçekleştirildiği, meskeniyet şikayetinin kabulüne ilişkin mahkeme kararının 17.9.2015 tarihinde, yani ihaleden çok sonra kesinleştiği anlaşılmıştır....

              Mahkemece; Şikayetin ve satışın durdurulması talebinin reddine, şeklinde karar verildiği görülmüştür. Karara karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine mahkemenin 12/01/2022 tarihli Ek Kararı ile anılan kararın kesin olarak verilmiş olduğu görülmekle istinaf talebinin reddine, şeklinde karar verildiği görülmüştür....

              Aile Mahkemesinde 2021/480 nolu dosyada davacı vekili talepte bulunduğunu, takip konusu senetlerin İ.İ.K. ve borçlar kanunu çerçevesinde değerlendirilmesinin yanlış olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına, satışın durdurulması ve ihtiyati tedbir kararı verilmesin talep etmiştir....

              UYAP Entegrasyonu