KARAR Davacı, davalı Banka ile 18.07.2008 tarihinde 281.964,54 Japon Yeni üzerinden Konut Kredisi sözleşmesi imzaladığını, ancak sözleşmenin imzalandığı tarihten sonra Japon Yeninde gerçekleşen yükselme nedeni ile sözleşme edim dengesinin kendi aleyhine bozulduğunu bu neden ile emprevizyon ilkesi gözetilerek sözleşmenin Türk Lirası karşılığı sabitlenmek üzere uyarlanmasını talep etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme ile Dövizde yaşanılan yükselmelerin ülkemizdeki ekonomik seyir göz önüne alındığında öngörülebilir olması nedeni ile sözleşmeye müdahale şartları gerçekleşmediğinden davanın reddine karar vermiştir. 1-Dava, sözleşme edim dengesinin davacı aleyhine bozulması iddiası ile açılmış olan sözleşmenin uyarlanması davası olup, yerel mahkeme duruşma açmaksızın dosya üzerinden yaptığı inceleme ile davanın reddine karar vermiştir. HUMK 73. maddesi gereği asıl olan her davanın duruşmalı olarak görülmesidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.06.2006 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu kayıtlarının iptali ve tescil, birleştirilen davada sözleşmenin iptali, olmadığı takdirde bakiye bedelin uyarlanması istenmesi üzerine davaların birleştirilerek yapılan duruşma sonunda; davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile sözleşmenin iptaline dair verilen 24.02.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 16.04.1973 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....
İlk Derece Mahkemesince, 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun "sözleşmede değişiklik yapılması" başlıklı 15.maddesinde özel hüküm bulunması ve bu hükmün sözleşmenin (23.) ve (23.2) maddelerinde yer alması karşısında, genel hükümlere gidilemeyeceğinden sözleşmenin uyarlanması talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince, davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK.'nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Davalı vekili, davacının uyarlama talebi ile fiyat farkının güncellemesi yapılırken ihale tarihindeki asgari ücretin de yeni oranlar ile uyarlanarak fiyat farkı ödemelerinin yapılmasına karar verilmesini talep ederek sözleşmenin uyarlanmasına muvafakat ettiklerini beyan etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından açılan sözleşmenin uyarlanması davasının davalı tarafından kabul edildiği, kabulün davaya tek taraflı olarak son veren taraf işlemi olduğu gerekçesiyle davanın HMK'nın 308. maddesi uyarınca kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, sözleşmenin uyarlanması istemine ilişkin olup, temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında bulunduğundan, dosyanın görevli 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 27.02.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kira sözleşmesinin uyarlanması Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira sözleşmesinin uyarlanması davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava kira bedelinin ve kira sözleşmesindeki artış hükmünün değişen şartlar nedeniyle uyarlanması istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne, 23.02.1993 tarihli kira sözleşmesinin dava tarihinden itibaren aylık kira bedelinin 2.702,31 TL olarak ve sözleşmenin %50 kira artışına ilişkin hükmünün ise "yıllık kira artışının , bir yıl önceki yıl sonu itibari ile gerçekleşmiş (Aralık ayına göre) tüfe artış oranının %71,43'ü şeklinde uyarlanmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Sürenin bitiminden sonra geri alım hakkının kullanılmak istenmesi, ardından yine süre bittikten sonra----- sebep gösterilerek sözleşmenin uyarlanması talep edilmiş ise de sözleşme bitim tarihinden sonra geri alım hakkının kullanılması mümkün olmadığı anlaşılmakla açılan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Ancak, sözleşmenin değişen koşullara uyarlanması ya da dönme hakkının kullanılması, şu dört koşulun birlikte gerçekleşmesine bağlıdır. a.Sözleşmenin yapıldığı sırada, taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum ortaya çıkmış olmalıdır. b.Bu durum borçludan kaynaklanmamış olmalıdır. c.Bu durum, sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirmiş olmalıdır. d.Borçlu, borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olmalıdır. Maddeye göre, uyarlamanın bütün koşulları gerçekleşmişse borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteyebilir. ” denilmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin uyarlanması davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ... dışındaki davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davacılar vekili, taraflar arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri imzalandığını, ancak imar değişikliği ile arsaların üzerinde yapılaşmanın artırıldığını,sözleşme şartlarının katlanılamayacak şekilde davacılar aleyhine bozulduğunu ileri sürerek, davacılara verilmesi gereken daire sayısının sözleşmelerin uyarlanması ile belirlenmesini ve davalının belirlenen bu daireleri davacılara teslim etmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, zamanaşımı süresinin dolduğunu, sözleşmelerde daire sayısının sınırlandırıldığını, daire sayısının değil, dairelerin alanlarının artırıldığını savunarak,davanın reddini istemiştir....
Sözleşmenin yeni durumlara uyarlanması yapılırken önce sözleşmede, daha sonra kanunda bu hususta intibak hükümlerinin bulunup bulunmadığına bakılır. Sözleşmede ve kanunda hüküm bulunmadığı taktirde sözleşmenin değişen hal ve şartlara uydurulmasının gerekip gerekmeyeceği incelenir. Sözleşmeye müdahale için, gerekli olan esaslara gelince; Sözleşme kurulduktan sonra ifası sırasında ortaya çıkan olaylar olağanüstü ve objektif nitelikte olmalıdır. Değişen hal ve şartlar taraflar bakımından önceden öngörülebilir, beklenebilir, olağan ve hesaba katılabilir nitelikte olmamalı veya olaylar, öngörülebilir olmakla beraber bunların sözleşmeye etkileri kapsam ve biçim bakımından bu derece tahmin edilmemelidir. Sözleşmeye bağlılık esas olduğundan, uyarlama daima yardımcı bir çözüm olarak düşünülmelidir....