Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece,25.07.2008 itibariyle hesap kapandığı, alacak verecek yoktur biçimindeki ifadenin ardından cezai şartın istenmesi hukuken mümkün değil ise de feshe rağmen taraflar arasındaki ilişkinin devam ettiği, davalının süt vermeyi sürdürdüğü ve sözleşmenin örtülü olarak hayata geçirildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm,davalı tarafça temyiz edilmiştir. Davacı, 02.04.2008 tarihli çiğ süt satım sözleşmesinin süresinden önce sözleşmenin 10.maddesine dayanarak fesih sebebine dayalı cezai şartın tahsilini istemiştir.Davalı ise davacının sözleşmedeki artış hükmüne uymadığını ve karşılıklı rıza ile sözleşmenin feshedildiğini savunmuştur.Mahkemece, feshe rağmen taraflar arasındaki ilişkinin devam ettiği, davalının süt vermeyi sürdürdüğü ve sözleşmenin örtülü olarak hayata geçirildiği gerekçesiyle cezai şarta hükmedilmiştir....

    Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki sözleşmenin 9.3 maddesinde meslek birliklerinin sözleşmeden doğan haklarını tek başlarına veya birlikte kullanma hakkına sahip olduğu, davalının bir meslek grubuna ödeme yapılmasının taahhüt edilen haktan faydalanma imkanı vermediğine ilişkin savunmasının ispat edilemediği, dolayısıyla sözleşmenin geçerli olduğu, yapılan hesaplamada toplam alacak tutarının 8.404,78 TL asıl alacak, 1,513- TL KDV 746,06 TL birikmiş faiz olmak üzere 10.663,84 TL olduğu, davalının 07.04.2013 tarihinde yapılan ihtar ile temerrüde düştüğü, sözleşme uyarınca asıl alacak tutarına yıllık % 24 temerrüd faizi yürütülmesi gerektiği, bu nedenlerle davanın kısmen kabulü ile itirazın iptali ve takibin 8.404,78 TL asıl alacak 1.513,00 TL KDV, 746,06 TL işlemiş faiz toplamı olan 10.663,84 TL üzerinden devamına fazlaya dair talebin reddine, ayrıca faturaya dayalı likit alacak nedeniyle asıl alacağın % 20'sine tekabül eden miktarın icra inkar tazminatı...

      Sulh Hukuk ve ... 10. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, müdahalenin men'i, ecrimisil ve kal' istemlerine ilişkindir. ... 9. Sulh Hukuk Mahkemesince, kira sözleşmesi süresi sona erdikten sonra fesih hakkı kiraya veren vakfa aittir. Davacı dernek cami ve müştemilatına ilişkin tasarruf yetkisi, el atmanın önlenmesi ve sözleşmenin sona ermesi nedeniyle fuzuli işgalden dolayı alacak/tazminat talebi genel hükümlere tabi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. ... 10....

        Mahkemece, icra takibinde ödenmesi talep edilen alacağın sözleşmenin feshinden önceki tarihe tekabül eden ve ödenmesi gereken alacak olup, sözleşmenin feshinden sonraki döneme ilişkin bir alacak olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 10. maddesinde, iş bedelinin götürü usulde 299.990,00 € olarak kararlaştırıldığı ve bu miktardaki ödemelerin bir takvime bağlandığı görülmektedir. Götürü bedelli sözleşmelerde, sözleşmenin feshi halinde tarafların alacak ve borçlarının belirlenebilmesi, ancak tasfiye kesin hesabının çıkarılması suretiyle mümkün olur. Mahkemece bu yönde bir değerlendirme yapılmadan, sadece fatura konusu alacağın sözleşmenin feshinden önce ödenmesi gereken bir taksit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de, bu şekliyle verilen karar yanılgılı değerlendirme ve eksik incelemeye dayalı bir karar niteliğindedir....

          Yevmiye no ile ihtarname keşide ederek davacıya gönderdiğini, ancak müvekkilinin icaba davetine davacının icap etmediğini, sözleşmenin devamına yönelik iradeye hiçbir cevap gelmediğini, bu nedenle müvekkili şirket ile davacı taraf arasında 2016 yılına ilişkin geçerli ve yürürlükte bir sözleşme bulunmadığını, davacının hizmet vermediği bir yıla ilişkin fatura düzenleyerek alacak talep ettiğini, 2016 yılı için ek sözleşme düzenlenmemesi ve davacı yanca hizmette bulunulmaması nedeniyle faturadan kaynaklı alacak iddiasında bulunulamayacağını, Sözleşmenin 7....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tahliye-Alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye ve alacak davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, feshi ihbar sebebiyle kiralananın tahliyesi ve alacak istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Davacı asıl alacak ile gecikme zammı talebinde bulunduğundan,gecikme zammı tutarı harcı yatırılan müddeabihe dönüştüğünden tüm toplam alacak tutarı için faiz yürütülmesinde aykırılık olmadığı kabul edilmelidir.Genel işlem kurallarına aykırılık da görülmediğinden,aslında uygulama aşamasında sözleşmenin inkar edilmediği gözetilerek ,sözleşmede bazı nüshaların imzasız olduğu hususu sözleşmenin geçerliliğini etkileyecek unsur olarak görülmemelidir.Davacı davasını ispatlamıştır.Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir....

                İlk Derece Mahkemesince; davacıların sübut bulmayan davasının tümden reddine, davalı aleyhine verilen tüm tedbir kararlarının 26/11/2020 tarihi itibari ile kaldırılmasına, davacıların alacak davası açmış olmaları ve yasal dayanağının ise olmaması nedeni ile davalının tazminat talebinin reddine, karar verilmiş, bu karara karşı davacı ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, ticari nitelikteki işletme devir sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin HSK'nın 564 ve 586 sayılı işbölümü kararları gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12., 13., 14. ve 43. Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı, iş bölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

                " karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; davacıların sübut bulmayan davasının tümden reddine, davalı aleyhine verilen tüm tedbir kararlarının 26/11/2020 tarihi itibari ile kaldırılmasına, davacıların alacak davası açmış olmaları ve yasal dayanağının ise olmaması nedeni ile davalının tazminat talebinin reddine, karar verilmiş, bu karara karşı davacı ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, ticari nitelikteki işletme devir sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir....

                  İlk Derece Mahkemesince; davacıların sübut bulmayan davasının tümden reddine, davalı aleyhine verilen tüm tedbir kararlarının 26/11/2020 tarihi itibari ile kaldırılmasına, davacıların alacak davası açmış olmaları ve yasal dayanağının ise olmaması nedeni ile davalının tazminat talebinin reddine, karar verilmiş, bu karara karşı davacı ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, ticari nitelikteki işletme devir sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin HSK'nın 564 ve 586 sayılı işbölümü kararları gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12., 13., 14. ve 43. Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı, iş bölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu