Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali, alacak, muarazanın meni davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı ile aralarında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, davalının sözleşmenin 27. maddesi gereği sözleşmeyi feshettiğini, davacı müvekkilce projelerin onaylatıldığını ruhsatlarının alındığını bir kısım istinat duvarlarının yapıldığını, imalat toplamının 3.869.885,15 TL. olduğunu, ekonomik kriz ve arazi yapısında sonradan ortaya çıkan olumsuzluk nedeniyle davalının sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini ileri sürerek fesih nedeniyle yapılan murazanın men'ini, haksız fesih yapıldığının tespitini, haksız fesih nedeniyle inşaatın serbest piyasa rayiç bedelinin tahsilini ve davalıya verilen teminat mektubunun davacıya iadesini, talep ve dava etmiştir....

    Davalılar, bakım borçlusunun ölümü üzerine davacı mirasçılarının...’e bakmadıklarını bunun üzerine bakım alacaklısının Borçlar Kanunu’nun 518 maddesinden kaynaklanan fesih hakkını kullandığını bu nedenlerle de davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, bakım borçlusunun ölümü üzerine sözleşmenin ifasının imkânsız hale geldiği, bakım alacaklısı...’ün de Borçlar Kanunu’nun 518 maddesine göre fesih hakkını kullandığı gerekçesiyle dava reddedilmiş, hükmü davacılar temyiz etmiştir. Dava, ölünceye kadar bakım vaadi sözleşmesine dayanılarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davanın dayanağı olan ve usulünce düzenlenen 1.10.1993 tarihli sözleşmenin borçlusu 22.2.2003 tarihinde ölmüştür. Bilindiği üzere; Ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmelerinde bakım alacaklısının ölümü sözleşmenin sona ermesini gerektirdiği halde bakım borçlusunun ölümü ile sözleşme son bulmaz, bakma ve görüp gözetme borcu bakım borçlusunun mirasçılarına intikal eder....

      Maddesinde sözleşme bedelinin art arda 3 ay ödenmemesi halinde davacıya fesih hakkı tanındığı bunun dışında sözleşme şartlarının yerine getirilmemesi halinde hiçbir gerekçe ile taraflara fesih hakkı tanınmadığının açık şekilde bildirildiği, davalının fesih ihtarnamesinde fesih gerekçesi olarak hizmet alımının taraflarınca sonlandırıldığı şeklinde belirtildiği ancak sözleşmenin 01/04/2020 tarihinde yenilendiği ve sözlemenin 8. Ve 9. Maddesi birlikte değerlendirildiğinde davalıya bu gerekçeyle fesih hakkı tanınmadığı bu nedenle netice olarak davalı tarafça yapılan feshin haksız olduğu değerlendirilmiştir....

        Davalı vekili, yetki itirazında bulunduğunu, müvekkili ile davacı arasında imzalanan açık sözleşme hükümleri gereği birinci yıldönümü 01 Nisan 2015 de sona eren sözleşme için 14 Ekim 2014 tarihinde yani 168 gün önce fesih yapıldığını, taraflar arasında uyuşmazlık bulunmayan sözleşmenin hükümlerine göre tarafların diledikleri takdirde 120 gün öncesinden bildirerek sözleşmeyi fesih etmelerinin mümkün olduğunu ve ekli karşılıklı e-mail yazışmalarından da anlaşılacağı üzere müvekkili tarafından birinci yıl dönümü dolmadan 168 gün önce fesih ile iki tarafa da bildirdiğini, davacının sözleşmenin 168 gün önce fesih edilmiş olması hem de biran için feshin kabul edilemez olduğunu kabul edildiğinde sözleşmenin 6. maddesinin son fıkrası gereğince ikinci yıla ait bedeli talep hakkının bulunmadığını, sözleşmenin üçüncü yılına ait her hangi bir talepte bulunabilmesinin mümkün olmadığını, taraflar arası sözleşmenin müşteriye 120 gün önce ihbarlı fesih hakkı tanıdığını bunun gerçekleşmemesi durumunda müşterinin...

          60 takvim günü öncesine kadar sözleşmenin fesih edileceğine dair yazılı bildirimde bulunmadığı sürece sözleşmenin aynı şartlarla birer yıl süre ile uzatılmış olacağı, davalı şirket tarafından 16/04/2020 tarihinde ----Noterliğinin ----- nolu ihtarnamesi ile taraflar arasında akdedilen elektrik enerjisi satış sözleşmesinin süresinin bitiminde fesih edileceğini, sözleşmenin yenilenmeyeceğini ihtar edildiği, ihtarnamenin davacı şirkete tebliğ edilip edilmediği konusunda dava dosyasında herhangi bir tespit yapılamadığı, sözleşmenin feshinden önceki iki yalık dönemde davacı tarafından davalıya düzenlenmiş faturalar, 05/05/2020 tarihli ---- fatura nolu, 80.466,43 TL, 05/06/2020 tarihli, ------- fatura nolu, 82.292,16 TL olduğu, davacının talebinin 162.758,02 TL olduğu, sözleşmenin hitam tarihinden önce sözleşme de belirtilen şartlar dışında bir sebep gösterilerek veya sebepsiz yere alıcı tarafından tek taraflı olarak fesih edilirse veya tedarikçi değişikliği yapılırsa alıcının satıcıya son iki...

            *Davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin 6.8 numaralı maddesinde "Taahhütün ihlali ve herhangi bir nedenle sözleşmenin çiğköftemiss tarafından feshi halinde Franchisee, çiğköftemiss'in her türlü zarar, ziyan tazminat hakkı saklı kalmak şartıyla 10.000 TL cezai şart olarak ödemeyi taahhüt eder." hükmü düzenlenmiştir. Yine, taraflar arasındaki sözleşmenin 10.6 numaralı maddesinde "Adres değişiklikleri de dahil olmak üzere tarafların birbirlerine karşı iş bu sözleşme çerçevesinde yapacakları her türlü bildirim, sözleşmede belirtilen adreslere ve e-mail adreslerine yazılı olarak yapılacaktır." hükmü düzenlenmiştir. GEREKÇE: Dava, İİK'nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı franchise sözleşmesi kapsamında mal satımı faturalarına ve cezai şart alacağına dayalı olarak başlattığı icra takibine kısmi itiraz üzerine itirazın iptali davası açmıştır. Davalı, davaya cevap vermemiştir....

            GEREKÇE: Dava,İİK'nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır.Davacı franchise sözleşmesi kapsamında mal satımı faturalarına ve cezai şart alacağına dayalı olarak başlattığı icra takibine kısmi itiraz üzerine itirazın iptali davası açmıştır.Davalı, davaya cevap vermemiştir.İlk derece mahkemesi tarafından; "... cezai şartın muaccel olabilmesi için taahhütün ihlali ve sözleşmenin franchisee tarafından feshedilmiş olması gerektiğinin kararlaştırıldığı, yine taraflarca sözleşmenin 10.6 maddesi gereği sözleşmenin feshi de dahil sözleşme çerçevesinde yapacakları her türlü bildirimin yazılı olarak yapılacağının geçerlilik şartı olarak kararlaştırıldığı, davacının fesih iradesini geçerli şekilde açıkladığını ispat edemediği, kaldı ki, TTK'nın 18. maddesinde belirtildiği üzere sözleşmeyi feshe ilişkin bildirimin ispat olunabileceği, sözleşmede belirtilen bu şartın yerine getirilmediği anlaşıldığından davanın reddine" karar verilmiştir....

              Hükme esas alınan 18.07.2014 tarihli bilirkişi raporunda haksız fesih olduğu belirtilmiş, ancak davacı ve davalı arasında akdedilen sözleşmenin 8/1. maddesi değerlendirilmemiştir. Taraflar arasında imzalanan 15.01.2012 tarihli sözleşmenin 8/1. maddesinde “ Sözleşmenin süresi: işe başlama tarihinden itibaren proje süresi boyunca (zorunluluk feshi, işverenin haklı sebeplerle feshi, mücbir sebepler, Sağlık Bakanlığının tek taraflı iradi feshi hariç) veya 5 yıl.” olduğu düzenlenmiştir. Dosya kapsamı incelendiğinde davalının aldığı ihalenin Ankara 17. İdare Mahkemesinin 2012/148 E. sayılı dosyası ile iptal edildiği ve işin imkansız hale gelmesinden dolayı sözleşmenin feshedildiği anlaşılmaktadır. O halde bu husus çözümlenirken sözleşmenin 8/1. maddesi gereğince davalının ihalenin iptali nedeniyle haklı sebeple sözleşmeyi feshettiğinin değerlendirilmesi gerekir. Kaldı ki mahkemece neden haksız fesih olarak değerlendirildiği de açıklanmamıştır....

                oluşması ve bu hallerin oluşmasına ilgili tarafın kusuru ile sebep olması halinde talep edilebileceğinin kabul edildiği, bu haller dışında sözleşmenin süreli feshi veya haklı sebebe dayanarak feshi halinde 14. maddede düzenlenen fesih tazminatının talep edilmesinin mümkün olmadığı, fesih beyanı karşı tarafın kabulüne bağlı olmayıp süreli fesihte bu sürenin sonunda, derhal fesihte ise fesih beyanın karşı tarafa ulaşması ile sözleşmenin feshedilmiş olacağı, asıl davanın dava dilekçesinde fesih tarihi olarak 01.04.2016 tarihinin esas alındığı şeklindeki beyandan feshin, sözleşmenin 13.2. maddesi uyarınca davacı tarafından gerçekleştirildiği ve fesih tazminatı koşullarının oluştuğunun iddia edildiği anlaşılmakta ise de, sözleşmenin davalı tarafça 09.02.2016 tarihinde süre verilmeksizin haklı sebebe dayalı olarak feshedildiği, davacı tarafın bu fesih beyanını kabul etmemesinin bir önemi olmadığı gibi, davalının 29.02.2016 tarihli faturayı ödemediğinden bahisle zaten feshedilmiş olan sözleşmeyi...

                  Mahkemece konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak, davalı tarafın her ne kadar sözleşme koşullarına uygun olarak fesih iradesini davacı tarafa bildirmiş ve yeni dönem için kendisi ile çalışmayacakları iradesini iletmiş ise de takibe konu alacağın davacının sözleşme dönemi içindeki hizmetine ilişkin olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında imzalanmış olan 22.07.2010 tarihli avukatlık ücret sözleşmesinin 2. maddesine göre sözleşmenin süresinin 1 yıl olduğu, taraflardan herhangi birisi işbu sözleşmenin bitiminden iki ay önce sözleşmeyi feshettiğini yazılı olarak karşı tarafa bildirirse sözleşmenin süresi sonunda fesih olacağı, aksi takdirde sözleşme bir yıl daha uzamış olacağı hükmü yer almaktadır. Davalı taraf 23.10.2012 tarihinde yolladığı ihtarla sözleşmeyi feshettiklerini ve süresi sonunda sözleşmeyi yenilemeyeceklerini bildirmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu