Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillerle ve bilirkişi raporuna göre taraflar arasında akdedilen 01.01.2007 tarihli Yetkili Servis Sözleşmesinin 8-3-3.maddesi uyarınca, servis sözleşmesinin herhangi bir nedenle fesih edilmesi halinde davalı şirketin elinde bulunan yazarkasa mührünün davacı şirkete iadesi gerektiği yine sözleşmenin 3-2.maddesinde taraflardan birinin sözleşmenin bitimine 1 ay kala yazılı ihbar da bulunmak şartıyla sözleşmeyi fesih edebileceğinin düzenlendiği ve sözleşmenin 9.maddesin de sözleşmenin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde davalının davacıya 25.000 TL cezai şart ödeyeceğinin belirtildiği, davacı şirketin sözleşme hükmüne uygun olarak 28.08.2009 tarihinde noter ihtarı ile sözleşmeyi fesih ettiği, davalının sözleşme gereği iade etmek zorunda olduğu kasa mührünü keşide edilen ihtarnameye rağmen iade etmediği, bu nedenle cezai şart ödemekle yükümlü olduğu alacağın likit bulunduğu ve davalının itirazında haksız olduğu, davalının takiple temerrüde düştüğü gerekçesiyle...
Mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacılar vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davacı vekili dava dilekçesinde talep ettiği 20.000,00 TL maddi tazminat talebinin 10.000,00 TL'sinin süresinde teslim etmeme sebebiyle cezai şart, 10.000,00 TL'sinin de menfi zararlardan kaynaklandığını, 02.05.2008 tarihli dilekçesinde açıklamıştır. Dava ve açıklama dilekçesinde teslimdeki gecikme nedeniyle istenilen alacağın seçimlik cezai şart olduğu belirtilmiş ise de, sözleşmenin 5. maddesinde yapılan düzenleme BK'nın 158/I. maddesinde tanımlanan seçimlik cezai şart olmayıp, BK'nın 106/II. maddesinde öngörülen gecikme tazminatı ve müspet zarar niteliğindedir....
sözleşmenin feshi, 5.000,00-USD cezai şart ve 22.500,00-TL yatırım tutarının iadesi hususunda İzmir ...Noterliği'nin 22/10/2018 tarihli ve ... yevmiye nolu Feshi İhbar-İhtarnamesinin keşide edildiğini, davalı tarafça herhangi bir ödeme yapılmadığından İzmir ......
davalının başka firmadan tedarik ettiği maldan dolayı %10 cezai şart talep edebileceğinin kabulü halinde cezai şart alacağının 462.000,56-TL olarak hesaplandığını ortaya koymuşlardır....
Davalı vekili sözleşmenin 6. Maddesinin açık olduğunu belirterek davanın reddi ile %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davacının sözleşmenin ifasının imkansızlaştığı iddiasının kabul edilemeyeceği sözleşmenin 6. Maddesi hükmüne göre cezai şart olarak 2 aylık kirayı ödemekle yükümlü olduğu, ancak fahiş olarak kabul edilen cezai şart bedelinden indirim yapılması gerektiği, 40.000 USD cezai şart bedelinin makul olduğu belirtilerek kısmi itirazın 46804 USD üzerinden iptaline karar verilmiştir. Davaya dayanak oluşturan ve hükme esas alınan 05/06/2008 başlangıç tarihli 5 yıl süreli aylık 39600 USD bedelli kira sözleşmesi ile üç aylık kira bedeli olan 118.800 USD nin davacı kiracı tarafından ödendiği çekişmesizdir. Sözleşmenin 6....
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm, davalı vekilinin ise aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Ancak, taraflar arasındaki 10.12.1996 tarihli sözleşmenin 15. maddesinde öngörülen cezai şart davalının sözleşme şartlarına aykırı davranışına bağlı bir cezai şart olarak düzenlenmiştir. Davanın dayanağını oluşturan sözleşmenin 8 ve 9. maddelerinde davalı işleticiye teslim edilen demirbaş, alet, edevatın aynen iadesi öngörülmüştür. Davacı, işletmenin hor kullanımı ve eksik malzeme teslimine dayalı olarak zarar ziyanın istediği gibi hor kullanım ve eksik teslimin aynı zamanda sözleşme hükümlerinin ihlali olduğu iddiasıyla sözleşmenin 15. maddesinde öngörülen cezai şartın da tahsilini istemektedir....
K A R A R Davacı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile davalıdan daire satın aldığını, ödemelerini düzenli olarak yapmasına rağmen, konutun tesliminde gecikme yaşanması nedeniyle sözleşmenin karşılıklı mutabakatla feshedildiğini, toplamda otuz bir adet senedin kendisine iade edildiğini, ancak daire için ödediği bedelden haksız olarak %5 cezai şart kesildiğini ileri sürerek, 9.500,00 TL cezai şartın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, cezai şart kesintisinin hukuka uygun olduğunu, 19/09/2013 tarihinde yapılan taşınmaz mal satış ve inşaat yapım fesih sözleşmesi ile tarafların birbirlerini karşılıklı olarak ibra ettiklerini savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava taraflar arasında imzalanan gayrimenkul sözleşmesinin feshi nedeniyle ödenen cezai şartın iadesi istemine ilişkindir....
farklı cezai şart talep edilebileceğini, aksi halin kabulünün sözleşme serbestisi ve sözleşmeye bağlılık ilkesine aykırı olduğunu, sözleşmenin (yürürlük sürecindeki) 17.4.5.madde ile (feshe bağlı) 30.maddedeki cezai şart alacaklarının aynı şey olmadığını, konusu ve içeriği ile uygulanma şekil ve süreçlerinin birbirinden farklı olduğunu, sözleşmenin 17.4.5 ile 7. maddedeki cezai şart alacaklarının feshe bağlı olmayan sözleşmenin uyugulanması sürecine ilişkin alacaklar olduğunu, sözleşmenin 7.maddesindeki cezai şart alacağının kabulü karşısında, aynı şekildeki 17.4.5.maddeski cezai şart alacağının da muteber olduğu ve istenebileceğinin açık olduğunu, 10.000,00 USD ve 25.000,00 USD cezai şartın ödenmesine karar verilmesi gerektiğini, karşı tarafın tacir olduğunu, cezai şartın tenkisini talep edemeyeceğini, karşı taraf yararına 3 misli vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilemeyeceğini, karşı tarafın bu yönde talebi bulunmadığını ileri sürerek ve resen nazara alınacak sebeplerle kararın...
Delil olarak sunulan bayilik sözleşmesi, ön sözleşme, ariyet sözleşmesi ve asgari mal alım taahhütnamesi gereği bayinin eksik alımdan kaynaklı cezai şart borcu da bulunduğunu, Yükümlülüklerini yok sayarak, sözleşme süresi sona erdiğinde borçlu olmadığını düşünen bayinin tacir olduğu, akdedilen sözleşmelerden kaynaklı tüm yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiği aşikardır. Cezai şart ve kar mahrumiyetine ilişkin emsal kararları sunduklarını,( YARGITAY 19. HD., E. 2016/19765 K. 2017/7254 T. 25.10.2017) HMK nın bahsetmiş olduğumuz hükmü kapsamında davacının taleplerin reddi gereklidir. Şöyle ki; davacı hem sözleşmeyi erken feshetmiş hem de ariyetler için henüz iade yükümlülüğünü yerine getirmeden mektup iadesi talep ettiğini, Davacı hiçbir edim yükümlülüğüne uymamış olmasına rağmen huzurdaki haksız ve kötü niyetli davayı açtığını, Davacının sözleşme gereği cezai şart ve kar mahrumiyetini ödemesi gereklidir....
Davalı vekili, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 4054 sayılı Rekabetin Korunması hakkındaki kanuna aykırı olduğunu, sözleşmede cezai şartın imza sırasında tesbit edilmediğini bu bölümün davacı tarafından tek taraflı olarak doldurulduğunu öne sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda taraflar arasında 23.12.1993 tarihinde (10) yıl süreli bayilik sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin 23.12.2003’te sona erdiği, ayrıca taraflar arasında sözleşme süresi sona ermeden protokol başlıklı bir belge daha imzalandığı, bu sözleşmenin bayilik sözleşmesinden farklı ve bağımsız olduğu, bu protokolde cezai şartın başlangıçta belirlenmediği ve tarafların sundukları nüshaların farklı olduğu bu durumda protokolün hayata geçirilmediği, bu nedenle davacının cezai şart talebinin yerinde olmadığı ancak davalının elinde bulunan malzeme ve demirbaşları davacıya iade etmesi gerektiği nedeniyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....