K A R A R Davacı, 09.06.2015 tarihinde dava konusu otomobili satın aldığını, aracın start/stop sistemindeki arıza nedeniyle bir çok defa servise götürülerek işlem yapılmasına rağmen bu arızasının bir türlü giderilemediğini, bu haliyle aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek ayıpsız misli ile değiştirilmesine bunun mümkün olmaması halinde ise sözleşmenin iptali ile araç için ödenen bedelin iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ilk derece yargılama makamına sunmuş olduğu yanıt dilekçesi ile dava konusu aracın üretimden kaynaklı ayıplı olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiş; davalının istinaf talebi ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince incelenerek; davalının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir. Bu karar süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
K A R A R Davacı, 09.03.2015 tarihinde dava konusu otomobili satın aldığını, aracın motor arıza lambası yakarak arızalanması nedeniyle dört defa servise götürüldüğünü, ancak bu arızanın bir türlü giderilemediğini, bu haliyle aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek; sözleşmenin iptali ile araç için ödenen bedelin iadesine bunun mümkün olmaması halinde ise aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ilk derece yargılama makamına sunmuş olduğu yanıt dilekçesi ile dava konusu aracın üretimden kaynaklı ayıplı olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; davalının istinaf talebi ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince incelenerek; davalının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir. Bu karar süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Mahkemece, davanın kabulüne, davaya konu aracın misli ile değiştirilmesine, olmadığı takdirde satış değeri olan 32.250,00 TL'nin satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, satın alınan aracın ayıplı olduğu iddiası ile açılan misli ile değiştirilmesine, olmadığı takdirde satış bedelinin iadesi istemine ilişkin olup, mahkemece aracın misli ile değiştirilmesine, olmadığı takdirde satış bedeli 2014/8317-99635 olan 32.250,00 TL'nin satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmişse de, davacı, satın almış olduğu aracı iade etmeden ödediği satış bedeli için faiz talep...
İlk derece mahkemesince; Davanın kabulü ile, dava konusu aracın aynı teknik özelliklere sahip ayıpsız misli ile değiştirilmesine karar verilmiş olup, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Tüketici Hakem Heyetine başvurduğunu, Hakem Heyetince telefonun ayıpsız misli ile değişimine karar verilmesine rağmen davalı tarafından değişimin gerçekleşmediğini ileri sürerek cep telefonun ayıpsız misli ile değiştirilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalıya davetiye tebliğ edilmemiştir. Mahkemece hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı cep telefonunun ayıplı çıkması sebebi ile ayıpsız misli ile değişimini istemiş, mahkemece ayıplı mala ilşkin telefonun değeri 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22/5. maddesinde belirlenen ve her yıl artırılan parasal sınır olan 1.191,52 TL'nin altında kaldığından doğrudan icra kabiliyetini haiz bulunan Tüketici Hakem Hyeteti kararı bulunması sebebi ile hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir....
KARAR Davacı, davalı ... den,diğer davalının ürettiği Üniversal marka traktörü satın aldığını, traktörün ayıplı çıktığını ileri sürerek, sözleşmenin feshine, traktörün ayıpsız misli ile değişirilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-4822 sayılı kanun ile değişik 4077 Sayılı TKHK.nun 3. maddesinde kanunun uygulanmasıyla ilgili tanımlar yapılıp, bu arada “bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi” tüketici, olarak tanımlamıştır. Aynı yasanın 23. maddesinin 1.fıkrasında ise “Bu Kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılır” hükmüyle Kanunun uygulanmasından doğacak ihtilaflara bakacak görevli mahkeme belirtilmiştir....
Dava alınan makinelerin ayıplı olduğu iddiası ile açılan sözleşmenin feshi ile uğranılan zararın tazmini, bu mümkün olmaz ise makinelerin ayıptan ari misli ile değiştirilmesi bu da mümkün olmaz ise satış bedelinden indirim yapılması istemine ilişkindir. Davalı vekili, BK.nun 207.maddesi uyarınca ticari satımlarda dava açma süresinin 6 ay olduğunu davanın esasa girilmeden zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, davacının ayıp olarak nitelendirdiği arızaların kullanımından kaynaklandığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda makinelerin davalıdan 14.11.2003 tarihinde alındığı davanın ise 07.02.2007 tarihinde açıldığını BK.nun 207 ve TTK.nun 25/4.maddesine göre davanın altı aylık sürede açılmadığını, davalının davacıya iğfal ettiği hususunda kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Tüketici Mahkemesi’nin 2013/2735 esas, 2013/1014 karar sayılı ilamı ile; 16 LV 111 plakalı aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine karar verilmiştir. İş bu ilama dayanılarak yapılan takipte; alacaklı vekili 7.3.2014 tarihli dilekçesiyle; 2012 model araç ile 2014 model araçların birebir aynı olduğunu belirterek aracın bedelinin sorulmayarak misli ile değiştirilmesini talep etmiştir. İcra Müdürlüğü 11.03.2014 tarihli kararı ile; tehiri icra talepli olarak temyiz edilen dayanak ilamın onanması halinde; ilama konu 2012 model vasıta ile 2014 yılında üretilen vasıtanın aynı olup olmadığı hususunda bilirkişi görüşü alınmasına; aynı olduğunun tespiti halinde misli ile değiştirilmesine karar verilmiştir....
Bilirkişi tespitine göre, dolap kapaklarındaki sorun yeterli sızdırmazlık sağlayacak malzemenin kullanılmamasından ve karşılıkları ile tam örtüşmemesinden kaynaklanıp, bunun soğutmanın kalitesini ortadan kaldırdığı, bu sorunun sadece dolap kapakları ile ilgili olup, imalatın aceleye getirilmesi sonucu ve üretim kaynaklı olduğunu, kapak fitillerinin değiştirilmesi ile sorunun ortadan kalkacağı, fritözün ise depoya kaldırılmış ve rezistansının arızalı olduğu, bu sorunun satış ve inceleme tarihleri arasında geçen uzun süre nedeni ile hangi nedenle bu sorunun ortaya çıktığı konusunda görüş belirtmenin doğru olmayacağı, ürünlerdeki sorunların sözleşmenin feshi ve bedel iadesi ile ayıpsız misli ile değiştirme yönünden hakkaniyete uygun olmayacağı, bedelden indirim yapılmasının daha uygun olup, ayıpların giderilmesi için yapılması gereken harcamanın 2.230,00 TL olması gerektiği belirtilmiştir....
Şirketinden satın aldığı aracı 2 yıl sonra satmak üzere servise bıraktığında boya değişimi olduğunun söylendiğini ileri sürerek, aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, ayıpsız araç verilmesinde yapılması gereken sigorta vergisi, plaka masrafı vs. davalılara yüklenmesine, mümkün olmazsa ödediği araç bedelinin ödeme tarihinden yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı 16.2.2006 tarihinde satın aldığı aracın ayıplı olduğundan bahisle eldeki davayı açmıştır. Aracın ayıplı olduğunun anlaşılması halinde , 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı yasanın 13. maddesi ve ......