Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tüm dosya kapsamından, davanın, davalı ile dava dışı ---- davacı ----- üzere satın --- davacı tarafından sözleşmenin başında davalıya ---- ödenmiş olan tutarın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkin olduğu, davalının ise sözleşmenin feshi ile davalıya----- sökülmesi sırasında ---- parçaların hasar gördüğü ve hasar bedelinin davacıya fatura edilmiş------ davacının faturayı iade ettiği, zararın davacı tarafından karşılanması gerektiğinden hasar bedelinin davacının -----alacağından karşılandığını belirterek davanın reddini talep ettiği, davacı tarafından davalıya----- hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın sözleşmenin-----sökülmesi sırasında meydana gelen zararın davacıya yansıtılıp yansıtılamayacağı, davalının zararını davacının ödediği -------mahsup edip edemeyeceği hususunda olduğu, bilirkişi raporu ile davalının, davacı------ teslim edilmesini konu edinen sözleşmede kararlaştırılmış ----- makineyi imal edip davacıya...

    Bu maddeye göre alacaklının seçimlik hakları a)aynen ifa ve gecikme tazminatı, b)gecikmiş ifayı red ve müspet zararın tazmini ve c)sözleşmeden dönme ve menfi zararların tazmini olup, bu seçimlik haklardan yalnızca birisi kullanılabilir. Dava dilekçesinde sözleşmenin feshi ile verilen tapuların iptâl-tescili ve gecikme tazminatı istenmiş, aynı anda seçimlik haklardan ikisi birlikte kullanılmıştır. Mahkemece fesih şartlarının oluşmadığı belirtilerek seçimlik haklardan aynen ifa ve gecikme tazminatı seçeneğinin kullanıldığı kabul edilmiş, bunun sonucu olarak sözleşmenin feshi ile tapu iptâli-tescil istemlerinin reddine, gecikme tazminatının kabulüne karar verilmiştir. Karar yalnızca davacı arsa sahipleri tarafından temyiz edilmiş, davalılar tarafından temyiz yoluna başvurulmamıştır....

      Bu yasal nedenle, davacı tarafından sözleşmenin feshi sebebiyle davalılara fazladan ödenen iş bedelinin davacıya iadesine karar verilmesi isabetli olmuştur. 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 106. maddesi gereğince, olumlu zararın istenebilmesi için sözleşmenin yürürlükte tutulması ya da sözleşmede fesih halinde dahi olumlu zararın istenebileceğine ilişkin hüküm bulunmalıdır. Oysa, sözleşmede olumlu zararın istenebileceğine dair bir düzenleme bulunmadığı gibi, sözleşme feshedildiği için de olumlu zarar kapsamındaki gecikme tazminatı davalılardan istenemez. O halde; mahkemece, 20.066,00 TL maddi tazminata yönelik davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davalılardan tahsiline karar verilmesi doğru olmamış ve kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir....

        Denizcilik Lojistik Petrol inşaat temizlik Otomotiv Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketini temsil etmek üzere abisi ... ...'a da vekaletname verdiğini, kendisini 21/08/2013 tarihinde asker olduğunu, 28/08/2013 tarihinde askerden döndüğünü, abisi ... ...'ın bu davadan ve duruşmadan haberi olduğunu bildirmiştir. DELİLLER, DEĞERLENDİRME VE KABUL :Dava, mülkiyeti muhafaza kaydıyla yapılan satım sözleşmesi kapsamında bedelin ödenmediği iddiasıyla açılan sözleşmenin feshi, aracın iadesi ve uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkememizin 25/10/2017 tarih, 2014/773 Esas ve 2017/835 karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne; ....yevmiye nolu ve ... plakalı aracın mülkiyeti muhafaza kaydı ile satışına ilişkin sözleşmenin feshine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş, davacı vekilinin verilen kararı istinaf etmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22....

          Tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki dava sözleşmeye aykırılık nedeniyle akdin feshi ve menfi zararın tahsili istemine ilişkin olup; mahkemece, kat irtifak listesinin bizzat taraflarca imzalanmış olması nedeniyle sözleşmenin tadil edildiği kabul edilerek davanın konusuz kaldığından bahisle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar davacı vekili tarafından davalının dava açılmasına sebebiyet verdiği ileri sürülerek harç ve yargılama giderinden davalı tarafın sorumlu olduğunu belirterek bu husus istinaf sebebi yapılmıştır....

            Menfi zarar ise, uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Menfi zarar, borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hükümsüzlüğü dolayısıyla ortaya çıkar. Burada, alacaklının sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur. Sözleşme feshedilerek hükümsüz olduktan sonra tekrar sözleşmeye dayanarak borcun ifa edilmemesinden doğan zararın istenmesi mümkün değildir. Bu halde istenilecek zarar menfi zarardır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen davada ... 5.Asliye Ticaret ve 3.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, taraflar arasında akdedilen sözleşmeye uygun şekilde edimin ifa edilmediği iddiasına dayalı, sözleşme uyarınca verilen avansın ve sözleşmenin feshi nedeniyle uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir....

                SÖZLEŞMENİN FESHİ 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 105 ] "İçtihat Metni" Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili avukat M.. Ö.. B.. geldi. Davalı vekili gelmedi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü: Dava, eser sözleşmesine dayalı alacağın geç tahsili nedeniyle uğranılan munzam zararın tazmini istemine ilişkindir. Davalı reddini savunmuş, mahkemenin davanın reddine dair kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                  Her iki sözleşmenin değerlendirilmesi sonucunda yüklenici şirketle yapılan sözleşmenin feshi nedeniyle arsa sahibi ...’ın kayba uğramadığı, ... mirasçılarının ise bir adet daireyi eksik almakla zarara uğradıkları sonucuna varılmıştır. Mahkemenin bu yöndeki kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Dosyada bulunan 10.11.2006 tarihli bilirkişi raporunda bir adet dairenin rayiç bedelinin dava tarihi itibariyle 9.500,00 TL olduğu açıklanmıştır. Dava ve birleşen dava 2001 yılında açıldığından ve taraf iradeleri de fesih konusunda 2001 yılında uyuştuğundan arsa sahibi ... mirasçılarının menfi zararlarının 2001 yılı itibariyle hesaplanmasında zorunluluk vardır....

                    Karar, asıl ve birleşen davacı yüklenici vekili tarafından asıl ve birleşen dava yönünden temyiz edilmiştir. 1-Asıl dava, eser sözleşmesinin feshi nedeniyle yoksun kalınan kârdan kaynaklı zararın tahsili, birleşen dava ise, aynı sözleşmenin feshi nedeniyle davacı tarafça ödenen sözleşme damga vergisi ve ihale karar pulu bedelinin tahsili istemine ilişkindir....

                      UYAP Entegrasyonu