Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Her parsel üzerine ayrı blok yapılacağına, parsellerin tevhidi ve ifrazı sözkonusu olmadığına göre, sadece 567 parsel yönünden sözleşmenin feshi isteminin bir engeli bulunmamaktadır. Sözleşmenin ileriye etkili olarak feshine karar verebilmek için, parsel üzerinde yapılmış imalât bulunması gerekir. ... Köyü 567 parsel üzerinde yapılmış imalât bulunmadığına göre, bu parsel yönünden ancak sözleşmenin geriye etkili feshi isteminde bulunulması mümkündür. Mahkemece bu durum dikkate alınmadan ve taraf teşkili sağlanmadan, 567 parsel yönünden açılan sözleşmenin ileriye etkili feshi isteminin ve bunun sonucu olan menfi zararın tazmini isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, bu konularda yazılı şekilde hüküm kurulması da hatalı olmuştur. Kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir....

    Eldeki davada sözleşmenin yüklenicinin kusuru ile feshi sebebiyle oluşan olumsuz zararın tahsili talep edilmektedir. Borçlar Kanunu’nun 106 ve 108. maddeleri gereğince sözleşmeyi haklı olarak fesheden taraf menfi zararını isteyebilir. Yargıtay içtihatları ve doktrinde olumsuz zarar akdin ifa edileceğine güvenilerek yapılan masraflar ve kaçırılan fırsat olarak tanımlanmaktadır. Kaçırılan fırsat ise, eksik bırakılan işlerin yeniden yapım bedeli ile birinci ihalede en yakın fiyat arasındaki farktan ibarettir. Sözleşmede fesih halinde menfi zararın ne şekilde hesaplanacağına dair hüküm bulunmadığından kural olarak menfi zararın belirtilen şekilde hesaplanması gerekir. Ancak kural bu şekilde olmakla birlikte, ikinci ihalenin makul süre geçtikten sonra yapılması halinde ihale makamının kusuru ile yüklenicinin zararı artacağından bu zarardan davalının sorumlu tutulması mümkün değildir....

      Eldeki davada sözleşmenin yüklenicinin kusuru ile feshi sebebiyle oluşan olumsuz zararın tahsili talep edilmektedir. Borçlar Kanunu’nun 106 ve 108. maddeleri gereğince sözleşmeyi haklı olarak fesheden taraf menfi zararını isteyebilir. Yargıtay içtihatları ve doktrinde olumsuz zarar akdin ifa edileceğine güvenilerek yapılan masraflar ve kaçırılan fırsat olarak tanımlanmaktadır. Kaçırılan fırsat ise, eksik bırakılan işlerin yeniden yapım bedeli ile birinci ihalede en yakın fiyat arasındaki farktan ibarettir. Sözleşmede fesih halinde menfi zararın ne şekilde hesaplanacağına dair hüküm bulunmadığından kural olarak menfi zararın belirtilen şekilde hesaplanması gerekir. Ancak kural bu şekilde olmakla birlikte, ikinci ihalenin makul süre geçtikten sonra yapılması halinde ihale makamının kusuru ile yüklenicinin zararı artacağından bu zarardan davalının sorumlu tutulması mümkün değildir....

        Davacı yüklenici asıl davada teminat olarak verilen ve iş sahibince nakde çevrilen 250.000,00 TL çek bedelinin iadesi, 5.000,00 TL çekin tahsili nedeniyle uğranılan zararın tahsili, 10.000,00 TL sözleşmenin haksız feshi nedeniyle uğranılan zararın tahsili, 3.283,29 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 268.283,29 TL üzerinden başlattığı takibe, iş sahibince yapılan itirazın iptâlini istemiş, iş sahibi ise bu dava ile önce birleştirilip son duruşmada ise tefrik edilerek aynı mahkemenin 2017/3 Esasına kaydedilen karşı davada sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesi sebebiyle oluşan zararlarının tazminini talep etmiş olup, her iki dava arasında fiili ve hukuki bağlantı bulunmaktadır. 6100 sayılı HMK'nın 166/1. maddesinde aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılan davaların, aralarında bağlantı bulunması durumunda davanın her aşamasında talep üzerine ya da kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebileceği, aynı maddenin 4. bendinde davaların...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki asıl davada tazminat, birleşen davada sözleşmenin iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davada davanın karar verilmesine yer olmadığına, bileşen davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde asıl davada davacılar-birleşen davada davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Asıl dava, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin feshi, gecikme tazminatı ve menfi zararın tahsili istemine, birleşen dava ise aynı sözleşme gereğince sözleşmenin feshi sonucu sebepsiz zenginleşme bedelinin ödenmesi talebine ilişkindir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tesbit-Alacak Uyuşmazlık, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi nedeniyle peşin ödenen paranın iadesi, verilen senetler nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti, sözleşmenin feshinden doğan zararın tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında kira ilişkisi bulunmamaktadır. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 26/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              -K A R A R- Asıl dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi ve geç teslim nedeniyle gecikme tazminatı alacağının tahsili; karşı dava ise sözleşmenin haksız feshi nedeniyle uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece asıl davada sözleşmenin davacı arsa sahibi tarafından feshedildiğinin ve inşaatın bulunduğu seviyenin tespitine, gecikme tazminatı talebinin ve karşı davanın reddine dair verilen karar davalı - karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. ...-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı karşı davacı vekilinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmüştür. ...-Taraflar arasında düzenlenen ....05.2006 tarihli ve arsa payı devrini öngören inşaat sözleşmesi adi yazılı olarak düzenlenmiştir....

                Davacının tüm dosya kapsamında sunulan belgelerden ve mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporlarından ve bozma sonrası heyetten alınan rapordan da anlaşılacağı üzere; Dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesinin haksız feshi sonucu uğranılan kâr kaybı, müspet ve menfi zararın tazmini ile imalat bedelinin tahsili, karşı dava ise ayıplı eser nedeniyle uğranılan zarar ve gecikme tazminatının tahsili istemidir.Davacı vekili, dava dilekçesinde eser sözleşmesine dayanarak sözleşmenin feshi nedeniyle imalat bedeli, menfi ve müspet zarar talebinde bulunmuştur....

                  Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, sözleşme konusu cihazların imalat hatalı ve ayıplı oldukları, ayıbın niteliğine göre sözleşme bedelinin uygun bir oranda tenkis yapılmasını gerektirir nitelikte bir ayıp da olmadığından davacının bunları kabule zorlanamayacağı ve sözleşmenin feshi talebinin haklı olduğu, sözleşmenin feshi nedeniyle tarafların aldıklarını iade ile yükümlü oldukları, davadan önce temerrüdün gerçekleşmediği, manevi tazminatın koşullarının oluşmadığı, maddi zararın da ispatlanamadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile 6.303.02 TL.nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacının maddi-manevi tazminatla ilgili fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, ayıplı oldukları anlaşılan davaya konu sıramatik sistemli elektronik yazıcılı cihazların (kioks) davacı tarafça davalıya iadesi ve teslimine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                    Somut olayda uyuşmazlık, davacı arsa sahibi kooperatif ile yüklenici arasında düzenlenen25.07.2007 tarihli gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca inşaata başlanmadığı ve dairelerin zamanında teslim edilmediği iddiasıyla sözleşmenin feshi ile sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan zararın davalıdan tahsili istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesine ilişkin olmadığı, temelinde eser sözleşmesi bulunduğu ve genel hükümlere göre çözümlenecek davaniteliğinde olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde...2.Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince...2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 13.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu