Davalı tarafından taraflar arasındaki sözleşmenin davacı tarafa herhangi bir yazılı ihtar çekilmeden sonlandırıldığı, bu itibarla yapılan feshin sözleşmeye uygun bir fesih olarak kabulünün mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre davalı tarafından davacı tarafa sözleşmenin haksız feshi nedeniyle bir tazminat ödemesi gerekir. Ancak burada ödemesi gereken tazminatın ne miktarda olacağı hususu sözleşmede açıkça belirtilmemiştir. Sözleşmenin iptali başlıklı 12. Maddede en az 20 günlük mehil verilerek sözleşmenin feshedilebileceği kabul edildiğine göre, sözleşmenin haksız feshi halinde talep edilebilecek mahrum kalınan kâr miktarı da 20 günlük kârdan fazla olmaması gerektiği anlaşılmaktadır. Ancak Yargıtay yerleşik uygulamasına göre de verilecek tazminat miktarının yine davacı taşıma firmasının aynı nitelikte bir sözleşme yapabilmesi için gerekli makul süreyi aşmayacak şekilde belirlenmesi gerekir....
, davacının sözleşmeyi sözleşmenin 24/a bendi uyarınca mail yolu ile ----- tek taraflı olarak feshettiği, sözleşmenin feshedildiğinin davacı tarafça davalıya gönderilen ---- ihtarname ile ikrar edilmiş olduğu ve sözleşmenin feshedilme şeklinin sözleşmenin feshini düzenlenen 24/a maddesine uygun bir şekilde yapıldığı, davacının işbu dava ile somut talebinin sözleşmenin feshi nedeni ile -----nedeni ile uğranılan zararlar, mal ve stokların elinde kalması nedeni ile uğranılan zararlar ve işyerinin ------göstermesi için işyerinde yapılan tadilat ve tadilat masrafları ve sözleşmenin feshi nedeni ile ---- kapalı olduğu döneme ilişkin kazanç kaybı zararları ve kira kaybı olduğu anlaşılmıştır....
Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Asıl dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan nama ifaya izin ve yetki verilmesi, olmadığı takdirde tazminat; karşı dava ise sözleşmenin feshi, tapudaki şerhin terkini, maddi-manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, mahkemece yapılan yargılama sonunda asıl davanın reddine, karşı davanın sözleşmenin feshi, terkin ile ıslah dilekçesi de gözetilerek maddi tazminat talebinin kabulü ile manevi tazminat talebinin reddine dair verilen karar, davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İş dosyasında sözleşmeyle üstlenilen işin ifasının imkânsızlığının bilirkişi raporuyla tespit ettirildiğini, bunun üzerinde 16.09.2009 tarihli ve 83 sayılı Encümen Kararı ile sözleşmenin feshedildiğini ve teminatın irat kaydedildiğini, sözleşmenin davacının (karşı davalı) kusuru sebebiyle feshedildiğini ve b nedenle müvekkilinin maddi ve manevi zararının bulunduğunu, bu sebeplerle; davacının davasının reddine, karşı davanın ise kabulüne karar verilerek 10.000 TL maddi ve 20.000 TL manevi tazminatın hüküm altına alınmasını istemiş, Birleşen 2010/727 esas sayılı dosyada arsa sahibi Belediye vekili inşaat sözleşmesi şerhinin kaldırılmasını talep etmiştir....
bozulduğunu, ekonomik şöhretinin yıprandığını ve diğer firmalar nezdinde de iş alamaz hale geldiğini, davalının eyleminin sadece maddi olarak değil manevi olarak da müvekkiline zarar verdiğini, bu nedenlerle ----davalının talimatıyla yapılan yatırım bedeli,--- sözleşmenin feshi nedeniyle mahrum kalınan kar bedeli,--- sözleşmenin feshi nedeniyle uğranılan doğrudan zarar bedeli, ---- davalıya sözleşme süresince kazandırılmış müşteri karşılığı portföy tazminatı, --- davalının zorunlu olarak aldırılmış olduğu ve iade almadığı stok mal bedeli, --- başlanmış işlerin tamamlanması tazminatı, -------- davalının sözleşme feshi nedeniyle ticari itibar kaybı karşılığı olarak manevi tazminat alacaklarının sözleşmenin haksız ve usulsüz olarak fesih edildiği tarihten itibaren işleyecek reeskont avans faiziyle tahsiline, yargılanma giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulü ile 02.03.2005 tarihli sözleşmenin feshine, 40.000,00 TL menfi zararın tahsiline, karşı davanın reddine dair verilen karar, Dairemizin 13.03.2014 tarih ve 374 E., 1917 K. sayılı ilamıyla; davacı arsa sahipleri tarafından BK'nın 106. maddesindeki seçimlik haklardan sözleşmenin geriye etkili feshi seçimlik hakkının kullanıldığı, fesih isteyen ve fesihte haklı olan tarafın BK'nın 108/2. maddesi uyarınca menfi zararı talep etme hakkı bulunduğu, dava dilekçesindeki anlatımdan ve mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kurulunun sözleşmenin bitmesi gereken tarih ile dava tarihi itibariyle binanın değerini belirleyerek farkın davacıların zararını oluşturduğu yolundaki hesap şekli ve görüşünden talebin ve hüküm altına alınan tazminatın müspet zarar niteliğinde olduğu, bu durumda talebin reddi gerektiği belirtilerek bozulmuştur....
Mahkemece, iddia, savunma, tüm dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının, sözleşmenin geriye etkili olarak feshini istemekte haklı olduğu, ancak fesih nedeniyle uğramış olduğu menfi zararı ispat edecek herhangi bir belge veya makbuz sunulmadığı ayrıca, taşınmazın bulunduğu bölgede, yapılacak yeni inşaatlar için düzenlenen sözleşmelerde paylaşım konusunda olağandışı lehe veya aleyhe bir değişiklik olmadığı, taşınmazın imar durumunda da bir değişiklik bulunmadığı, yeni bir yüklenici ile yapılacak sözleşmede de aynı oranda inşaat yapılma olasılığı bulunduğu,davaya konu sözleşmeye nispetle daha iyi bir teklife ilişkin delil bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, sözleşmenin geriye etkili olarak feshi ile tazminat taleplerinin reddine, davalı yüklenici şirketin açmış olduğu tapu iptali ve tescil tazminat istemli dosyanın tefrikine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Tarih : 20.04.2009 No : 320-248 Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin davalı yanca haksız feshi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir. Davalı vekili, müvekkili tarafından sözleşmenin B-11 maddesi uyarınca haklı nedenle feshedildiğini, davalının herhangi bir zararı olmadığı gibi davalı logosunu taşıyan poşet ve maketleri kabul ettiklerini, ancak davacının bunlara ilişkin yaptığı harcamayı belgelemesi ve ürünleri teslim koşuluyla bedellerinin davacıya ödeneceğini, manevi tazminat koşullarının da oluşmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir....
Davalı muris ve vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki sözleşmenin ... .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/154 Esas sayılı dosyasındaki bozma ilamında da belirtildiği üzere 2007 yılında feshedildiği, sözleşmenin feshi halinde davacının uğradığı menfi zararları isteyebileceği, dava dilekçesinde istenen kira kaybının menfi zarar kapsamında olmayıp, müspet zarar niteliğinde olduğu, sözleşmenin feshi halinde müspet zararın da istenebileceğine dair sözleşmede hüküm bulunmadığı, ayrıca sözleşmenin üçüncü maddesinin ifaya ekli cezai şart niteliğinde olduğu, bu cezai şartın akdin feshi halinde istenemeyeceği, BK'nın 108 ve 158/.... maddelerindeki yasal şartların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir....
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, taraflar arasındaki sözleşmenin haksız şekilde feshedildiği iddiasıyla açılan maddi tazminat ve haksız suç isnadı iddiasıyla açılan manevi tazminat davasıdır. Asıl dava marka hükümsüzlüğü davası olup, bu davayla doğrudan bağlantılı olmayan sözleşmenin haksız feshi nedeniyle tazminat davasının bu davada karşı dava olarak açılamayacağı kanaatine varılmakla, Mahkememizin ---------- İnceleme ---- davanın asıl davadan tefrik edilerek Mahkememizin ayrı bir esasına kaydedilmesine karar verilmiş ve bu ara karar uyarınca dava Mahkememizin ----- esasına kaydedilerek yargılamaya bu esas üzerinden devam edilmiştir....