ün ise geçerli bir sebep olmamasına rağmen feshi ihbarda bulunduğunu, müvekkilinin yıkım işleri de dahil olmak üzere değişik kalemlerde toplam 87.000,00 TL masraf yaptığını ileri sürerek, haksız fesih nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla 87.000,00 TL masraf ile şimdilik 20.000,00 TL yoksun kalınan kâr bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, müvekkilleri ... ve ... yönünden öncelikle zamanaşımı itirazında bulunarak, müvekkili ...'ün evinin yıkımı sonrası davacı tarafından vaadedilen kira bedelinin ödenmediğini, müvekkili ... ile davacının plan ve proje üzerinde anlaşamadıklarını, bu takdirde sözleşmenin geçersiz olacağının açıkça bildirildiğini, bu nedenle müvekkili ...'ün feshinin haklı olduğunu, masraflardan müvekkillerinin sorumlu olmayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir....
İdare tarafından haksız bir feshin varlığı halinde davalının feshi kabul ederek anahtarı teslim etmesi, cezai şarttan da sorumlu olmasını gerektirmez. Bu çerçevede; Dairemizin 25.06.2007 tarih ve 2007/7997 K. sayılı, 07.04.2010 tarih ve 4054 K. sayılı ilamında da tartışıldığı üzere, kira bedellerinin ödenmemesi halinde aktin feshi ve tahliye istenebilmesi için Borçlar Kanununun 260. (TBK.nun 315 ve 362 md.) maddesindeki şartların gerçekleşmesi ve davacının da buna dayalı olarak tahliye isteminde bulunması gerekir. 2886 Sayılı Kanunun 62. maddesi genel hükümlere ilişkin bir madde olup kira parasının sözleşmede yazılı sürede ödenmemesi bu madde gereğince davacı tarafından sözleşmenin tek taraflı olarak feshini gerektirmez....
Acenteliği Sözleşmesi bulunduğu ve davacı henüz işe başlamadan davalı tarafça sözleşmenin feshedildiği, sözleşmenin 13. maddesinde fesih hallerinin düzenlendiği, yine aynı maddede acentenin feshe itiraz edemeyeceğinin ve tazminat talep edemeyeceğinin belirtildiği, sözleşmenin bu madde dolayısıyla genel işlem şartlarından fiili tekel kapsamına girdiği ve feshin anılan madde uyarınca haklı olmadığı;ancak davacının fesih sonrasında teminatını geri aldığı, eğitim seminerlerine gidilmiş olmasının maddi zarar olarak değerlendirilemeyeceği, her hangi bir kar kaybının bulunmadığı ve maddi zararın oluşmadığı, yine tarafların özgür iradesi ile düzenlenmiş sözleşmenin feshi halinde manevi tazminat istenemeyeceği, manevi tazminatın koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
Mahkemece,manevi tazminat talebinin reddine, istekle bağlı kalınarak 1.475,41 TL maddi tazminatın tahsiline, davacının fazlaya ilişkin hakkının saklı tutulmasına karar verilmiş; hüküm,taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Davacı eczacı, davalı kurumla aralarındaki 1.1.b2001 yılına ilişkin sözleşmesinin 24.4.2003 tarihli yazıyla yedi yıl süreyle feshedildiğini, ancak bu fesih işleminin açtığı 2010/5343-14143 dava sonucunda feshin haksız olduğu tespit edilerek iptal edildiğini ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini ileri sürerek, sözleşmenin yeniden işlerlik kazandığı tarihe kadar geçen sürede uğradığı kazanç mahrumiyeti, yargılama giderleri ve manevi tazminatın tahsili istemi ile eldeki bu davayı açmıştır. ... 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/132 Esas, 2006/186 sayılı dosyasında sözleşmenin feshine ilişkin işlemin iptaline karar verilmiştir....
-2- Sözleşmenin feshi durumunda davacının tazminat ile sorumlu tutulabilmesi için öncelikle feshin davalı idare yönünden haklı nedene dayanıyor olması gerekir. Kira akdinin sona erme sebeplerinden biri de akde aykırılık nedeniyle tahliye olup akdin feshinin biçim ve koşulları 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 316. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, Türk Borçlar Kanunu’nun 316. maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı sözleşmeye uygun olarak özenle kullanmak ve kiralananın bulunduğu taşınmazda oturan kişiler ile komşulara gerekli saygıyı göstermekle yükümlüdür. Kiracının bu yükümlülüğe aykırı davranması durumunda sözleşmeye aykırılık nedeniyle tahliyesine karar verilebilmesi için kiraya verenin konut ve çatılı işyeri kirasında kiracıya en az otuz gün süre vererek aykırılığın giderilmesini, aksi takdirde sözleşmeyi feshedeceğini yazılı olarak bildirmesi ve tanınan bu süre içerisinde de akde aykırılığın giderilmemiş olması gerekir....
komisyon için şimdilik 5.000 TL, komisyon alacağı için şimdilik 5.000 TL maddi tazminat ile 100.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplamda 125.000 TL’nin sözleşmenin feshi tarihinden itibaren Banka mevduatlarına uygulanan en yüksek ticari faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....
Sözleşmenin 2. maddesinde "Şirketin distribütörün tanıdığı vade ve ödeme koşulları ile şirketin, distribütörün müşterilerine tanımasını istediği vade ve ödeme koşulları ile ilgili hükümlerin işbu sözleşmede düzenlendiği gibi uygulanır.", 12/a. maddesinde sözleşmenin şirket tarafından herhangi bir neden gösterilmek zorunda kalınmaksızın ve herhangi bir ceza veya tazminat ödenmeksizin distribütöre 7 (yedi) gün öncesinden yazılı haber vermesi şartı ile tek taraflı olarak feshedilebileceği, distribütör tarafından ise sözleşmenin ancak haklı bir neden gösterilmesi ve şirkete 30 (otuz) gün önceden yazılı olarak bildirilmesi suretiyle feshedilebileceği, söz konusu ihbar süresinin ihbarın tarafların sözleşmede belirtilen bu kontrat için geçerli yazışma adresine noter kanalı ile tebliğ edildiği andan başlayacağı, sözleşmenin, şirket tarafından feshi halinde sözleşme gereği şirketin menfi ve müspet tüm zararlarının distribütör tarafından karşılanacağının peşinen kabul ve taahhüt edildiği, belirtilen...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Sözleşmenin feshi, alacak ve tazminat istemi ile açılan dava sonunda Mahkemenin verdiği karar temyiz üzerine Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 9.3.2009 gün ve 2008/1569-2009/1292 sayılı kararı ile bozulduğu, bunun üzerine davalılar tarafından karar düzeltme yoluna gidildiği ve dosyanın Dairemize yanlışlıkla gönderildiği anlaşılmakla, talep hakkında inceleme yapılmak üzere dosyanın Yargıtay 15.Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE 15.06.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Haklı neden olmadıkça ve usulüne uygun feshedilmedikçe kiracı, sözleşme süresi ile bağlı olup sözleşmenin süresinden önce feshi durumunda kiracı kiralayanın bundan kaynaklanan zararını gidermekle yükümlüdür. Somut olayda davacı, davalı kiracının feshinin haksız olduğunu iddia etmiş ve sözleşmenin fasıl 2 madde 3.7 gereği 6 aylık asgari kira bedeli ortak gider ve reklam katkı payı tutarının cezai şart olarak tahsilini istemiştir. Tarafların haksız fesih durumunda ödenecek tazminat tutarını ceza koşulu olarak sözleşme kapsamında önceden tayin etmeleri mümkündür. Davacı tarafından davaya dayanak yapılan sözleşmenin bu özel hükmü tümüyle kiraya verenin haklı fesih hallerine ilişkin olup, sözleşmenin kiracı tarafından süresinden önce sona erdirilmesi sözleşmenin bu ve diğer maddelerinde düzenlenmiş değildir....