Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dolayısıyla bu sözleşmelerden dönmek isteyen tarafın, eğer karşı taraf dönmeyi kabul etmiyor ve karşı çıkıyorsa, mahkeme kararına ihtiyacı vardır, yani mahkemede açacağı "sözleşmenin feshi" davası sonunda feshi (dönme) kararı ile sözleşmeden dönebilir. Mahkeme, önce fesih isteyenin haklı olup olmadığını tartışır; haklı ise feshe karar verir, aksi halde davayı reddederek sözleşmeyi yürürlükte tutar. Bir başka anlatımla, arsa payı devri karşılığı inşaat sözleşmelerinin feshi, taraf iradeleri fesihte birleşmediği sürece ancak mahkeme kararı ile mümkün olmaktadır. Somut uyuşmazlığımızda, mahkemece davalı yüklenicinin kusuru olmaması nedeniyle sözleşmenin feshi talebinin de reddine karar verilmiş ise de, davalı yüklenici tarafından davacı arsa sahibine karşı ... 5....

    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm her iki tarafça temyiz edilmiştir. 1-Davacının davalı taraftan 23.8.2007 tarihinde satın aldığı aracın, 18.5.2009 -11.6.2009 – 30.06.2009 tarihlerinde şikayeti ile yetkili servise götürüldüğü, dosyadaki delillerden anlaşılmış olup, davacı bedel iadesi talepli bu davayı açmıştır. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda üç kez tekrarlayan depo kapağı ile ilgili arızanın nefaset farkı yaratacağı belirtilmiştir. Araçta meydana gelen arızanın imalat hatasından kaynaklandığı anlaşılmış ise de; keşif tarihinde giderilmiş olan bu arıza için sözleşmenin feshi ve bedel iadesine hükmedilmesinin hakkaniyet ilkesine aykırı olacağı muhakkaktır....

      Alınan bilirkişi raporlarında ve bu raporlar doğrultusunda oluşturulan ilk derece mahkemesi kararında yukarıda belirtildiği üzere, sözleşmenin haklı nedenle feshi ve aslı davada kar kaybı zararı talep edilemeyeceği hususları bakımından yerinde bir değerlendirme yapılmış ise de, tarafların asıl ve karşı davalarda talep ettikleri sözleşme içi ve sözleşme dışı iş bedeli ve tazminat talepleri yönünden yukarıda açıklanan yerleşik Yargıtay uygulamasına uygun bir değerlendirme yapılması yoluna gidilmemiştir....

        Davacı tarafından sözleşmeye göre verildiği iddia olunarak 31.05.2002 vade tarihli, 3.600,00 TL bedelli ve 31.10.2002 vade tarihli 6.000,00 TL bedelli senet örnekleri ile yapılan ödemelere ilişkin olduğu belirtilerek havale makbuzları ve davalı imzasına havi yazılı belge örneği dosyaya sunulmuştur. Yargıtay Yüksek Hukuk Genel Kurulu'nun 29.09.2010 tarih ve 2010/14-386-427 Esas ve Karar sayılı ilamında da tanımlandığı üzere; müspet zarar, aktin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesinden doğan zarardır. Borcun yerine getirilmesinin kusurla imkansız hale gelmesinde temerrüde düşen borçludan, gecikmiş ifa ile birlikte gecikme dolayısıyla tazminat istenmesinde ya da borçlunun temerrüdü halinde ifadan vazgeçilip, ifa yerine tazminat istenmesinde ve sözleşmenin olumlu biçimde ihlalinde müspet zararın tazmini söz konusu olur....

          Bu imkanlar, ifa ve gecikme tazminatı talep etmek, borcun ifa edilmemesi sebebiyle tazminat ----- talep etmek, sözleşmeden dönmek ve menfi zararın tazminini talep etmektir. Karşı dava konusu talepler davacı yüklenicinin sözleşme konusu işin tesliminde geciktiğinin ispatına bağlı olarak ileri sürülebilecek talepler olup karşı davacı karşı davalı yüklenicinin sözleşme konusu işin tesliminde geciktiğini ispatlayamadığından karşı davacının --- kira geliri kaybına ilişkin maddi tazminat isteminin, --- cezai şarta ilişkin maddi tazminat isteminin ve sözleşmenin haklı feshi nedeniyle-----maddi tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir....

            Dosya kapsamından, uyuşmazlık taraflar arasındaki devremülk sözleşmesinin cayma hakkı kullanıldığından bahisle feshi ve verilenin iadesi istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. 2. Sözleşmenin feshi ve verilenlerin iadesi istemine ilişkin davalarda yetki konusunda özel bir düzenleme bulunmadığına göre, yetkili mahkeme genel yetki kuralı gereği davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Bu yetki kuralı kesin olmadığından 6100 sayılı Kanun'un 19 uncu maddesinde belirlenen süre ve yöntemle yetkisizlik itirazında bulunulmaz ise davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir ve mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemez. 3. 6502 sayılı Kanun'un 73 üncü maddesinin beşinci fıkrasında tüketici davalarının, tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesinde de açılabileceği belirtilmişse de bu kural 6100 sayılı Kanun'un yetkiye ilişkin kurallarının yanında bir ek yetki kuralıdır. 4....

              Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı arasında bir sözleşme akdedilmediği gibi herhangi bir para tahsili de yapılmadığını, müvekkili şirketin, davacının dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu 14/12/2019 tarihli Yurt Dışı Paket Tur başlıklı sözleşmenin tarafı olmadığını, sözleşmenin ABC Turizm Havacılık ve Ticaret Ltd. ile katılımcı arasında akdedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, 14/12/2019 tarihli ve 69358 numaralı Yurt Dışı Paket Tur başlıklı sözleşmenin 1. maddesinde ve diğer maddelerinde dava dışı Seyahat Acentesi'nin ABC Turizm Havacılık ve Ticaret Ltd. Şirketi olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin dava dışı ABC Turizm Havacılık ve Ticaret Ltd....

              Davalı şirketin 04/07/2019 tarihli fesih beyanın incelenmesinde; şirketçe başkaca teklif araştırmaları yapıldığı, tekliflerin değerlendirilmesi sonucunda daha uygun tekliflerin alınmış olması nedeni ile taraflar arasındaki sözleşmenin feshedildiğinin beyan edildiği görülmüştür. Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin incelenmesinde; 6.maddesinin "Taraflardan her biri herhangi bir neden göstermeksizin bir ay (otuz gün) önceden ihbar etmek şartıyla sözleşmeyi feshedebilir. Yüklenici, sözleşmenin bu yolla feshi halinde, sözleşmenin bittiği tarihe kadar kalan süre ücretin %25'ini talep edebilir. İşveren, bu ödemeyi peşinen kabul ve taahhüt ettiğini beyan eder." hükmünü içerdiği görülmüştür. Şu halde sözleşmenin herhangi bir sebep göstermeksizin derhal feshi halinde dahi davacı yanın sözleşmenin bittiği tarihe kadar belirlenen kriterler çerçevesinde cezai şart talep edebileceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır....

                Davacı tarafça, teminatın iadesi, ödenmeyen 8 günlük hakediş bedeli ve sözleşmenin haksız feshi dolayısıyla eldeki dava açılmış, yargılama aşamasında teminat mektuplarının iadesi dolayısıyla teminat mektupları ile ilgili bir talepleri bulunmadığı yönünde davacı vekili tarafından beyanda bulunmuştur. Öncelikle, sözleşmenin davacı şirketin kusuru olmadan feshedilmesi nedeniyle davacının uğradığı zararın niteliği ve miktarı üzerinde durulması gerekir. Sözleşmeden kaynaklanan zarar, müspet zarar olabileceği gibi menfi zarar da olabilir. Bu tür bir zarar ayrımı, sözleşme sorumluluğunda söz konusu olmaktadır. Genel olarak menfi zarar, sözleşmenin kurulmamasından veya geçerli olmamasından; müspet zarar ise sözleşmenin ifa edilmemesinden doğan zararı ifade eder....

                Davacı dava dilekçesinde ayıplı malların satıcıya iadesi ile ödediği bedelin istirdadını istemiştir. Bu durumda davacının açıkça sözleşmeden döndüğü ve sözleşmenin feshini talep ettiği kuşkusuzdur. 4077 sayılı yasanın 4.maddesine göre tüketici, ayıplı mal teslimi halinde bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Her ne kadar yasada “ Tüketicinin sözleşmeyi sona erdirmesi, durumun gereği olarak haklı görülemiyorsa, bedelden indirim ile yetinilir.” Hükmü mevcut ise de somut olayda dava konusu edilen satıma konu eşya mobilya olup her zaman göz önünde bulunan ve umulan faydadan ziyade estetik amaçlı olarak kullanılması hedeflenen bir mal olduğundan tüketicinin ayıplı eşyanın görüntüsüne katlanmasını beklemek doğru değildir....

                  UYAP Entegrasyonu