İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 1 ve 18. maddelerinin sözleşmenin yürürlük koşulu olarak belirlendiği, taraf iradelerinin bu konuda örtüştüğü, iş bu sözleşme hükümlerine göre 225.500,00 USD'lik avans ödemesi yapılmadıkça sözleşmenin yürürlüğe girmiş sayılmayacağı, dolayısıyla taraflar arasında tesis edilmiş bir sözleşme ilişkisinden söz edilemeyeceği, davacı tarafından davalıya gönderilen e-posta yazışmalarının sözleşmenin mutlaka kurulacağı ve yürürlüğe gireceğine dair davalı nezdinde güçlü bir beklenti oluşturduğu, ancak bu yazışmalardan sözleşmenin hüküm ifade etmeye başladığı sonucunun çıkarılamayacağı, dolayısıyla 225.500,00 USD 'lik avans ödemesi gerçekleşmediğinden taraflar arasındaki sözleşmenin de yürürlüğe girmediği, yürürlüğe girmemiş bir sözleşme uyarınca ödenen bedelin iadesi gerektiği, sözleşmenin yürürlüğe gireceğine dair oluşan güçlü beklenti çerçevesinde yapılan iyi...
Noterliği aracılığıyla süre tanınmasına ilişkin ihtar çekildiğini, ancak bu ihtara rağmen yükümlülüklerin yerine getirilmediğini, bu nedenle yine aynı noterliğin 07/10/2020 tarih ve ... yevmiye nolu ihtarnamesiyle sözleşmenin feshedildiğini, fazlaya ilişkin hakkı ve artırma hakkı saklı kalmak kaydıyla 5.000 TL cezai şart ve 3.000 TL mahrum kalınan kârın fesih tarihi itibariyle faizini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "Somut olayda; davacı tarafça, Franchise Sözleşmesi uyarınca franchise alan davalının sözleşmede belirtilen yükümlülüklerine uymadıklarını ileri sürerek, sözleşmenin feshi sebebiyle cezai şart ve mahrum kalınan kar bedelini talep etmiştir. Franchise sözleşmesinin incelenmesinde davacının tescilli markası olan "..." markasını davalının kullandırılması taahhüt edilmiştir. Yargıtay 20....
Eser, öngörülenden fazla emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile yüklenici, belirlenen bedelin artırılmasını isteyemez.Ancak, başlangıçta öngörülemeyen veya öngörülebilip de taraflarca göz önünde tutulmayan durumlar,taraflarca belirlenen götürü bedel ile eserin yapılmasına engel olur veya son derece güçleştirirse yüklenici,hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı veya karşı taraftan beklenemediği takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir." TBK'nun 481. maddesinde;"Eserin bedeli önceden belirlenmemiş veya yaklaşık olarak belirlenmişse bedel, yapıldığı yer ve zamanda eserin değerine ve yüklenicinin giderine bakılarak belirlenir." Hükümleri düzenlenmiştir. 11.04.2018 tarihli sözleşmenin incelenmesinde; iş sahibinin ..., yüklenicinin ... ...Ltd....
Bunun sonucu olarak yüklenicinin sözleşmenin haksız feshi halinde sözleşmenin ifa olunacağına güvenerek yaptığı masraflar ve kâr kaybını istemesi mümkündür. Ancak davalı iş sahibi idari yargı kararı uyarınca sözleşmeyi feshetmek zorunda kaldığını savunmaktadır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; taleplerinin sözleşmenin münfesih olduğunun tespiti istemine ilişkin olması nedeniyle nisbi harç alınmasının hatalı olduğunu, sözleşmenin feshinin koşullara bağlı tutulduğu istisnalar dışında mahkeme kararına gerek olmaksızın ileri sürülebilen ve karşı tarafın kabulüne bağlı olmayan bozucu yenilik doğuran tek taraflı irade beyanı olduğunu, mahkeme kararının gerekçesinde değinilen TBK'nın 123-125. maddelerinde düzenlenen hususların sözleşmeden dönme ve buna bağlı sonuçların, sözleşmenin geçersizliği halinde tarafların talep edebileceği seçimlik hakların düzenlenmesine ilişkin olduğunu, müvekkili şirketin sözleşmeyi feshettiğini ve buna ilişkin irade beyanının karşı tarafa ulaşması ile sözleşmenin zaten sona erdiğini, kabul anlamına gelmemek üzere mahkemenin sözleşmenin feshi için haklı sebeplerin oluşmadığı yönündeki kabulünün doğru olmadığını, davalı şirketin 2 yıl geçerliliği olan ve yatırıma başlamak için gerekli izin...
tarafından feshedilirse kiracı malı geri vermekle beraber uğradığı zararın tazminini kiralayandan talep edebilir" şeklindeki hükmü ile sözleşmenin somut olayımızda olduğu gibi kiracı tarafından haklı nedenle feshi halinde kiracının malı iade ile yükümlü olduğu ve kiralayandan da uğramış olduğu zararları talep hakkında sahip olduğunun açıkça düzenlendiği görülmektedir....
Hukuk Dairesi'nin yerleşik içtihatları ile sabit olduğu üzere, ortak kusuru halinde tarafların birbirlerinden tazminat talep etmeleri hukuken mümkün değildir. Dairemizce bu husus dikkate alınarak, davacının tazminat talebinin bu gerekçeyle reddedilmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Yargıtay kapatılan 15. Hukuk Dairesi'nin 2017/1735 esas- 2017/4222 karar sayılı bir kararında da belirtildiği üzere, ortak kusur halinde sözleşme ilişkisinin tasfiye yoluyla sona erdirilmesi gerektiğinden kesin teminat mektubunun gelir kaydına karar verilemez. Bu durumda sözleşmenin teminatların iadesi ile ilgili maddesindeki kesin teminatın iadesi koşullarının oluşup oluşmadığı incelenerek bir karar verilmelidir. Ancak somut olayda davacı taraf, usulüne uygun bir şekilde ve harcı da ödeyerek, teminatların iadesi talebinde bulunmadığından, Dairemizce bu hususta bir hüküm kurulmamıştır. HMK.'...
Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi, bedel iadesi ve tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, mülkiyeti davalı ...'na ait 27108 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerine "... Konutları Projesi" adı altında toplu konut projesi yapılması hususunda davalıların anlaşarak, davalılar arasında Konya 8. noterliğinin 20.06.2006 tarih ve 21122 yevmiye sayılı "Kat Karşılığı İnşaat Yapım Sözleşmesi" imzalandığını, inşaatların sözleşme doğrultusunda ... ... A.Ş. tarafından yapılmaya başlanıldığını, projeye davalı ... tarafından öncülük edildiğini ve alıcılar üzerinde güven etkisi yaratıldığını, bu güvene dayalı olarak ... A.Ş.'den 06.10.2010 tarihli sözleşme ile K Blok 4....
Taraflar arasında davalı tarafından üretilen bina dış cephe yalıtım sıvası ürününün satış ve dağıtımı konusunda distribütörlük sözleşmesi imzalandığı ,ürünlerin yeterliliğine ilişkin sözleşmede bir hüküm olmadığı ,ancak davacı yapılan görüşmelerde davalı tarafça varlığı beyan edilen sertifikanın davalıya ait olmadığının sahte olduğunun anlaşıldığı ,sözleşmenin esaslı unsurunda yanılma nedeniyle sözleşmenin haklı feshi nedeniyle ,ürün bedeli olarak gönderilen 250.000-TL nin iadesi talep edilmektedir. Dış cephe yalıtım sıvasının üretimi satışı ve dağıtımı hakkındaki esasları belirlemek üzere , Avrupa Birliği uyum süreci çerçevesinde yapı malzemeleri standardının belirlenmesini ve uygulanmasını sağlamak üzere Avrupa Komisyonunun 305/2011 EU sayılı "Yapı Malzemeleri Tüzüğü"ne paralel olarak; 10 Temmuz 2013 tarihli Yapı Malzemeleri Yönetmeliği yürürlüğe girmiştir....
10.000-TL'nin sözleşmenin feshi nedeniyle inşaatın tamamlanması için yeni yüklenici ile yapılmış olan sözleşme nedeniyle fazladan ödenmiş olan şimdilik 10.000-TL'nin toplamda 193.070,96-TL'nin temerrüt tarihinden itibaren reeskont avans oranı üzerinden faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....