davacıyı işyerinden tahliye etmesi nedeniyle, davacı hem maddi olarak zarar gördüğünü, hem de ailesi ile birlikte işyeri kapandığı için manevi olarak mağdur edildiğini, bu nedenle sözleşmenin süresinden önce feshi ve işyerinin tahliyesi nedeniyle davacının satamadığı için elinde kalan ve bozulan ürünlerin bedeli, erken fesih nedeniyle mahrum kaldığı kar ve uğradığı tüm müspet ve menfi zararlarına karşılık şimdilik 1000 TL maddi tazminatın, tüm aile bireyleri ile birlikte yaşamış olduğu üzüntü nedeniyle de 5000 TL de manevi tazminatın, haksız fesih ve tahliyenin gerçekleştiği 12/11/2020 tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ve tazmini istemi ile Mersin Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine dava açtığı görülmüştür....
Davacının maddi tazminat talebi yönünden sözleşmenin haksız olarak feshedilmesi sebebiyle uğradığını iddia ettiği zarara yönelik bir delil sunmadığı, ticari defterler üzerinden de bu yönde bir tespitin yapılamadığı ve davacının bilirkişi raporuna bu yönüyle bir itirazının da olmadığı anlaşılmakla ispat olunamayan maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Manevi tazminat talebi yönünden ise, sözleşmenin haksız feshinin doğrudan davacının ticari itibarını zedelediğinin söylenemeyeceği, davacı tarafça iddianın ileri sürülüş şekli ile davacı tanıklarının beyanlarından davacı şirketin ticari itibarından ziyade şirket sahibinin yaşadığı üzüntü ve sıkıntılı süreç nedeniyle manevi zarar iddiasında bulunulduğunun anlaşıldığı, davacı şirketin manevi yönden zarara uğradığına dair somut başkaca bir delil de bulunmadığından ispat edilemeyen manevi tazminat talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin ticari faaliyetinde kullanmak üzere kamyonet alımı hususunda davalı ile anlaştığını, araç bedelini davalıya ödediğini, davalının davacıya 07.06.2006 tarihinde araç faturası keşide edip gönderdiğini, davacının ruhsat ve plaka çıkardığını, ancak davalının kamyoneti davacıya değil dava dışı 3. kişilere teslim ettiğini, kamyonetin tarafına teslimi isteminden sonuç alınamadığını belirterek, aracın trafik sicilinden terkinine, aksi halde sözleşmenin feshi ile araç bedelinin davalıdan tahsiline veya aracın hasarsız olarak veya yenisinin teslimine, uğranılan 3.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında aracın 08.11.2006 tarihinde teslim alındığını beyan etmiştir. Davalı vekili, davacının aracı almak için dava dışı ......
San.ve Tic.AŞ.vek.Av.... aralarındaki tazminat davası hakkında Hakem Heyetince verilen 19.09.2008 gün ve 2007/9 sayılı kararın davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi ve dosyanın İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesince Dairemize intikal ettirilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmiştir. Belli günde davacı vek.Av....ile davalı vek.Av....'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, yanlar arasında bağıtlanan bayilik sözleşmesinin haksız ve hukuka aykırı olarak feshedilmesi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davalı vekili, bayilik sözleşmesinin 10.1.maddesi uyarınca sözleşmenin feshedildiğini, bu nedenle davacının söz konusu fesih nedeniyle zarara uğradığı gerekçesiyle tazminat talebinde bulunamayacağını bildirerek davanın reddini istemiştir....
Davacı vekili 21/05/2021 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat istemini 201.083,68 TL ye yükseltmiş, davalı vekili de ıslaha yönelik zaman aşımı def’i leri sürmüşse de dava sözleşmeden kaynaklanmış olup TBK 146 maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan davalının yerinde görülmeyen zamanaşımı def’inin reddine karar verilmiştir. Davacının manevi tazminat talebine gelince; Medenî Kanun ve Borçlar Kanunu yalnız gerçek kişilerin değil, aynı zamanda tüzel kişilerin de kişisel haklarını korumaktadır. Günümüzde doktrin ve Yargıtay tarafından yaygın olarak benimsenen görüş, gerçek kişilere özgü olanlar dışında kalan kişilik haklarında tüzel kişilerin de manevi zarara uğrayabileceğini ve bu nedenle manevi tazminat talebinde bulunabileceğini kabul etmektedir. Ancak, manevi zararın oluşup oluşmadığı somut olayın kendine has özellikleri dikkate alınarak değerlendirilmelidir....
kaldığını, ayrıca yatırım giderlerinden dolayı zarara uğradığını öne sürerek, haksız fesih nedeniyle şimdilik ---- maddi tazminat ve ticari İtibar kaybı nedeniyle -------- manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
olmadığı marka üzerinden franchise vermesinin de kötü niyetli olduğu düşünüldüğünde davacıların mevcut delil durumuna göre haklı olduğu, her ne kadar davacılar olarak ... ve ... olarak görünse de sözleşmenin davalı şirket ve davacı ... arasında imzalandığı, diğer davacu .. müteselsil kefil olarak sözleşmede ismi yer almış ise de sözleşmeyi imzalamaması nedeniyle sözleşmenin tarafı olmadığı bu nedenle iş bu dava bakımından davacı sıfatının olmaması nedeniyle davacı ... yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar vermek gerektiği, davacı ... tarafından ise maddi zararlarına ilişkin olarak maddi zararın yazılı olarak ispatlanması gerektiği buna ilişkin ticari defterlerini ibraz etmedikleri sadece davalı şirkete ödemiş oldukları belge ile sabit olan toplam 20.750,00 TL alacağının olduğu fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin ispat edilemediğinin buna göre 20.750,00 TL üzerinden maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerektiği, manevi tazminat yönünden ise işyerinin...
, müvekkili otelin maddi ve manevi şok yaşadığını, doluluk oranının düşmesi neticesinde boş odaları doldurmak amacıyla sezon oda fiyatlarının altında satış yapma zaruriyeti doğduğunu, müvekkilinin itibarına gölge düştüğünü belirterek 60.000,00 TL manevi tazminat ile 20.169,86 TL maddi tazminatın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir....
İlk Derece Mahkemesince davanın feragat nedeniyle reddine, davalı ... şirketleri ile yapılan protokol gereği yargılama gideri ve vekalet ücreti takdir edilmemesine, davalılar ... A.Ş. ve ... A.Ş. yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinde bulunduğundan lehine yargı gideri ve 5.100-TL vekalet ücreti takdirine karar verilmiş; davalılar ... A.Ş. ve ... Tic. A.Ş. Vekili;maddi ve manevi tazminat istemleri açısından müvekkilleri lehine iki ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğini istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür. AAÜT nin 10(4) nolu bendi manevi tazminat davasının maddi tazminat veya parayla ölçülmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması halinde manevi tazminat açısından vekalet ücretinin ayrı bir kalem olarak hükmedileceği düzenlenmiştir. Maddi ve manevi tazminat talepleri bakımından ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi tarife gereği olup davalılar ... A.Ş. ve ... Tic....
Bu halde, davacının sözleşmenin haksız nedenle feshi nedeniyle uğranılan zararlarının tazmini isteminin değerlendirilmesi gerekmektedir. Davacı taraf sözleşmenin haksız feshi nedeniyle uğranılan kar mahrumiyeti, portföy tazminatı ve reklam ve tanıtım giderleri talep edilmektedir.Yoksun kalınan kar istemi bakımından; taraflar arasında yapılan sözleşmenin belirsiz süreli olduğu, sözleşmenin herhangi bir ihbarda bulunulmaksızın davalı tarafça haksız olarak feshedildiği, davacı yanın sözleşmenin haksız olarak feshedilmesi nedeniyle uğradığı müspet zararı talep edebileceği, davacının olağan fesih süresinin sonuna kadar belirlenecek süre ile kar mahrumiyeti isteminde bulunabileceği, her ne kadar sözleşmenin 10....