"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi-bedel iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, davalı ile 05.03.2011 tarihli 6.700,00 TL bedelli devre mülk satış sözleşmesi imzaladığını, bedelin tamamını ödediğini, tapuda devir işleminin gerçekleşmediğini belirterek 05.03.2011 tarihli 6.700,00 TL. bedelli devremülk sözleşmesinin iptalini ve 6.700,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile iadesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
Asliye Hukuk Hakimliği Tarihi :08.01.2015 Numarası :2013/758-2015/2 Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı-k.davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Asıl ve karşı dava eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup sözleşmenin feshi nedeniyle ödenen iş bedelinin iadesi, karşı dava ise hakedilen imalât bedelinden ödenmeyen kısmın tahsili istemine ilişkindir....
Bankası'ndan sorularak, ibraz edilmişse suretleri getirtilip, bu çeklerin sözleşme gereği davalıya verildiği tespit edilirse sözleşmenin feshine ve 19.09.2014 tarihli sözleşme bedeli ile ilgili davacının davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, tarih, numara ve meblağı belirtilen çeklerin davacıya iadesine, kabul edilemeyecek derecede ayıplı olup reddedilen imalâtın davalıya iadesine, bu çeklerle ilgili tespit yapılamazsa sözleşmenin feshine, söz konusu sözleşme nedeniyle davacının davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, kabule icbar edilemiyecek derecede ayıplı olup reddedilen imalâtın davalıya iadesi ile birlikte 19.04.2014 tarihli sözleşmede belirtilen 2 adet 10.000,00'ar TL çekler yönünden iade kararı verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu sadece sözleşmenin feshi ile yetinilmesi, istirdat talebi olmadığı halde bunlarla ilgili hüküm kurulması ve menfi tespit ile çeklerin iadesi talebinin reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür....
yönünden iradelerinin tespiti bakımından ihtarnameler incelendiğinde davacı tarafından keşide edilen 14/02/2018 tarihli ihtarname ile, davalı tarafa devir işlemlerini tamamlaması için süre verildiği, böylelikle sözleşmenin devamı yönündeki iradenin halen devam ettiği, davalı tarafça keşide edilen 29/01/2018 tarihli ihtarname ile sözleşmedeki bedellerin kendisine ödenmesini ve devir işlemlerinin tamamlanmasını davacıya ihtar ettiği görülmekle davalının da sözleşmenin feshi yönünde iradesinin olmadığı, böylelikle sözleşmenin feshedilmemiş olduğu, davacı ile davalı arasındaki sözleşmede devir bedeline mahsuben davacının davalı lehine borç ödemeleri yapacağı, bu ödemelerin daha sonra devir bedelinden mahsup edileceği düzenlendiğinden sözleşme feshedilmediği sürece bu ödemelerin ileride gerçekleşecek devirden mahsubu söz konusu olabileceğinden geri istenmelerinin (muaccel hale gelmelerinin) feshe bağlı olacağı, sözleşme feshedilmediği sürece davacının davalıdan bedel talebinde bulunamayacağı...
Asliye Hukuk ile Yalova 4. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanun’un 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -KARAR- Dava, devremülk sözleşmesinden cayma nedeniyle sözleşmenin feshi, verilenlerin iadesi istemine ilişkindir. Van 5....
E blok 2. kat 5 nolu daireyi satın aldığını, ancak geçen süre içerisinde müteahhit ve belediye arasında çıkan uyuşmazlıklar neticesinde sözleşmenin feshi ile sonuçlandığını, bedelinin tamamını ödediği bu dairenin kat irtifak tapusunun davalı ... üzerinde kaldığını, Belediyenin dairesi üzerinde bir hakkı bulunmadığını ileri sürerek, dava konusu dairenin davalı ... adına olan kat irtifak tapusunun iptal edilerek adına tesciline, bunun mümkün olmaması halinde rayiç değerinin ... ile davalı ... arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte ödenmesine, bu olay nedeni ile uğradığı tüm menfi ve müspet zarar ve fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP 1. Asıl ve birleşen davada davalı ......
KARAR Davacı, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulayarak 5.8.2005 tarihinde 4.185 EURO bedel ile 99 yıllığına devre tatil sözleşmesi imzalandığını, kendisine cayma bildirim belgesi verilmediğini, tatil hakkını kullanma imkanının kalmadığını, sözleşmenin haksız şartlar içerdiğini, bu nedenlerle fesih koşullarının oluştuğunu, ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile ödediği sözleşme bedelinin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacının tesisi görerek sozleşmeyi imzaladığını, kapıdan satışın söz konusu olmadığını süresinde cayma hakkını kullanmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, cayma hakkının süresinde kullanılmadığı, uzun süre sonra fesih hakkının kullanılmasının iyiniyet kuralı ile bağdaşmayacağı, tatil hakkını da kullandığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
KARAR Davacı, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulayarak 13.8.2005 tarihinde 5.350 EURO bedel ile 99 yıllığına devre tatil sözleşmesi imzalandığını, kendisine cayma bildirim belgesi verilmediğini, tatil hakkını kullanabilmesi için bir davetiye gönderilmediğini, tarafına tatil hakkını kullanmak uzere yer teslimi yapılmadığını, sözleşmenin haksız şartlar içerdiğini, bu nedenlerle fesih koşullarının oluştuğunu, ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile ödediği 3.372 euro sözleşme bedelinin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacının tesisi görerek sozleşmeyi imzaladığını, kapıdan satışın söz konusu olmadığını süresinde cayma hakkını kullanmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir....
Mevcut uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için davaya konu sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi gerekli olmayıp, şekil şartına uyulup uyulmadığı hususunun tüketici mahkemesince tartışılarak bir karara varılması gerektiğinden, 6502 sayılı Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. Somut olayda, dava taraflar arasındaki devremülk sözleşmesinin cayma hakkı kullanıldığından bahisle sözleşmenin feshi ve verilenin iadesi istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Sözleşmenin feshi ve verilenlerin iadesi istemine ilişkin davalarda yetki konusunda özel bir düzenleme bulunmadığına göre, yetkili mahkeme genel yetki kuralı gereği davalının yerleşim yeri mahkemesidir. HMK'nın 6/1. maddesi uyarınca "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir."...
Mevcut uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için davaya konu sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi gerekli olmayıp, şekil şartına uyulup uyulmadığı hususunun tüketici mahkemesince tartışılarak bir karara varılması gerektiğinden, 6502 sayılı Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. Somut olayda, dava taraflar arasındaki devremülk sözleşmesinin cayma hakkı kullanıldığından bahisle sözleşmenin feshi ve verilenin iadesi istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Sözleşmenin feshi ve verilenlerin iadesi istemine ilişkin davalarda yetki konusunda özel bir düzenleme bulunmadığına göre, yetkili mahkeme genel yetki kuralı gereği davalının yerleşim yeri mahkemesidir. HMK'nın 6/1. maddesi uyarınca "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir."...