kaşe ve imzasını taşıyan proforma fatura ile davacı tarafından ithal edildiği, motordaki arızanın imalat hatasından kaynaklandığı, gizli ayıplı olan malın tamirinin uygun bulunmadığı, yenisi ile değiştirilmesi gerektiği gerekçeleriyle davacının sözleşmenin feshi talebinin kabulü ile sözleşmenin feshine, malın sözleşmedeki değeri olan 79.500 Euro’nun dava tarihindeki karşılığı olan 146.081.10 TL’nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınıp, davacıya verilmesine, fazla istemin reddine, sözleşme konusu ayıplı malın davalıya iadesine, edimlerin birlikte ifa edilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacının temyizine gelince: Davacı yabancı para (Euro) ile satın aldığı mal bedelinin yine yabancı para (Euro) ile iadesini...
İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ :Davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde sunulan istinaf dilekçesi ile; davalıdan satın almış olduğu davaya konu ürünlerin ayıplı olduğunun sabit olduğunu, bu nedenle sözleşmenin feshi ile bedel iadesine karar verilmesi gerekirken bedelden indirime karar verilmesinin doğru olmadığını beyanla , hukuka aykırı olan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 355/1 maddesi gereğince istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin olarak yapılan incelemede; Dava, davacı tarafından davalı şirketten satın alınan dava konusu mobilyaların ayıplı olduğu gerekçesiyle 6502 sayılı yasa uyarınca seçimlik haklardan sözleşmenin feshi bedel iadesi istemine ilişkindir....
Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde davacıya satılan römorkların ayıplı olduğu ve ayıbın üretim hatasından kaynaklandığı, tamiratla hatanın giderilemeyeceği, her ne kadar kambiyo senetleri temel ilişkiden bağımsız ise de dava konusu 27.000 TL.'lik senedin römork alışverişi nedeniyle davacı tarafından davalıya verildiğinin anlaşılmasına göre toplam 32.000 TL'nin davalıdan tahsili, davacı elindeki römorkların davalıya iadesi gerektiği, diğer taleplerin yerinde olmadığı gerekçeleri ile taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ile 32.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacının elindeki 4 adet römorkun davalıya iadesine, davacının fazlaya dair talep ve davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Ticari satışlarda satılan malın ayıplı olması halinde satıcının ayıba karşı tekeffülü hükümlerinin uygulanabilmesi için gereken ayıp ihbar süreleri TTK.'nun 25/3 maddesinde düzenlenmiştir....
Davacı dava dilekçesinde ayıplı malların satıcıya iadesi ile ödediği bedelin istirdadını istemiştir. Bu durumda davacının açıkça sözleşmeden döndüğü ve sözleşmenin feshini talep ettiği kuşkusuzdur. 4077 sayılı yasanın 4.maddesine göre tüketici, ayıplı mal teslimi halinde bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Her ne kadar yasada “ Tüketicinin sözleşmeyi sona erdirmesi, durumun gereği olarak haklı görülemiyorsa, bedelden indirim ile yetinilir.” Hükmü mevcut ise de somut olayda dava konusu edilen satıma konu eşya mobilya olup her zaman göz önünde bulunan ve umulan faydadan ziyade estetik amaçlı olarak kullanılması hedeflenen bir mal olduğundan tüketicinin ayıplı eşyanın görüntüsüne katlanmasını beklemek doğru değildir....
Mahkemece, davanın kabulüne, 3.485,00 TL'nin dava konusu ürünün davalıya teslim tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı tarafından ayıplı mal satışı sebebiyle sözleşmenin feshi ve ayıplı mal bedelinin iadesi istemli davada, satışa konu malın ayıplı olması nedeniyle mahkemece malın ayıbının tespiti hususunda yapılan incelemenin yeterli olmadığı açıktır....
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre, dava, davalıdan alınan cep telefonunun ayıplı çıkması nedeniyle sözleşmenin feshi ile ödenen paranın iadesi talebine yönelik olup, her ne kadar davacı anonim şirket, davalı taraf limited şirket ise de, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3/k maddesinde tüketicinin, 3/1 maddesinde ise tüketici işleminin tanımlandığı, davacı şirketin tekstil şirketi olması sebebiyle alınan cep telefonunun ticari veya mesleki amaç ile alınmadığı, bu sebeple davaya bakma yetki ve görevinin HMK'nun 1. ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 73/1 maddesi uyarınca Tüketici Mahkemesi'ne ait olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, satın alınan cep telefonunun ayıplı olduğu iddiası ile bedelin iadesi istemine ilişkindir....
Bankası'ndan sorularak, ibraz edilmişse suretleri getirtilip, bu çeklerin sözleşme gereği davalıya verildiği tespit edilirse sözleşmenin feshine ve 19.09.2014 tarihli sözleşme bedeli ile ilgili davacının davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, tarih, numara ve meblağı belirtilen çeklerin davacıya iadesine, kabul edilemeyecek derecede ayıplı olup reddedilen imalâtın davalıya iadesine, bu çeklerle ilgili tespit yapılamazsa sözleşmenin feshine, söz konusu sözleşme nedeniyle davacının davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, kabule icbar edilemiyecek derecede ayıplı olup reddedilen imalâtın davalıya iadesi ile birlikte 19.04.2014 tarihli sözleşmede belirtilen 2 adet 10.000,00'ar TL çekler yönünden iade kararı verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu sadece sözleşmenin feshi ile yetinilmesi, istirdat talebi olmadığı halde bunlarla ilgili hüküm kurulması ve menfi tespit ile çeklerin iadesi talebinin reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi KARAR Dava, malın ayıplı olması nedeniyle sözleşmenin feshi ve bedel iadesi istemine ilişkin olup, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2011/11727 Esas-2011/21133 Karar sayılı bozma ilamına uyularak hüküm kurulmuştur. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 20.01.2017 tarihli ve 2017/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay (13) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ne var ki; (13) Hukuk Dairesince de görevsizlik kararı verildiğinden 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6644 sayılı kanunla değişik 60. maddesine göre görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna sunulması gerekmiştir....
Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, sözleşme konusu cihazların imalat hatalı ve ayıplı oldukları, ayıbın niteliğine göre sözleşme bedelinin uygun bir oranda tenkis yapılmasını gerektirir nitelikte bir ayıp da olmadığından davacının bunları kabule zorlanamayacağı ve sözleşmenin feshi talebinin haklı olduğu, sözleşmenin feshi nedeniyle tarafların aldıklarını iade ile yükümlü oldukları, davadan önce temerrüdün gerçekleşmediği, manevi tazminatın koşullarının oluşmadığı, maddi zararın da ispatlanamadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile 6.303.02 TL.nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacının maddi-manevi tazminatla ilgili fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, ayıplı oldukları anlaşılan davaya konu sıramatik sistemli elektronik yazıcılı cihazların (kioks) davacı tarafça davalıya iadesi ve teslimine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesince verilen görevsizlik kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi nedeni ile gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -KARAR- Dava, satın alınan malın ayıplı çıkması nedeni ile sözleşmenin feshi, ödemenin iadesi, zararın tazmini istemine ilişkindir. H.Y.U.Y.’nın 25/II. maddesinde “iki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar temyiz edilmeksizin kesinleştiği takdirde görevli veya yetkili mahkeme Yargıtay’ca belirlenir” hükmü yer almaktadır. Somut olayda; dosya içerisinde, ... 1. Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) verilen görevsizlik kararının kesinleştiğine ilişkin kayıt veya belgeye rastlanmadığı gibi bu kararın süresinde temyiz edildiği anlaşılmakla yargı yeri belirleme olanağı bulunmayan dosyanın, davanın niteliği gözetilerek temyiz incelemesi yapılmak üzere Yüksek Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesi gerekir....