Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı aleyhine 12/02/2013 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18/02/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Davacı mermer arama ruhsatının devri konusunda davalı ile aralarında 04/03/2011 günlü yapılan sözleşme gereğinin davalı tarafça yapılmaması nedeniyle sözleşmede öngörülen cezai şart ile ruhsat masraflarının ödetilmesini istemiştir. Davalı cevabında: mermer arama sahasında işlenebilir mermer rezervi olmadığından akdin konusunun imkansız olduğunu, sözleşmenin yok hükmünde olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir....

    Irmak'ın müvekkillerinden sözleşmeye dayalı olarak hak ve alacak iddiasında bulunmasının hukuken mümkün olmadığını, bir an için sözleşmenin 4.6 maddesinde söz konusu taşınmaza dair Satış vaadi Sözleşmesinin veya Tapusunun ...'a devri ön görüldüğü beyan edilecek ise de iş bu davada bedel talebinde bulunulduğundan ve sözleşmenin 4.6 maddesinde ...'a bedel olarak ödeme hususunda bir kayıt bulunmadığından ...'...

      Çünkü sözleşmenin yorumunda taraf iradelerine önem verilmesi ve sözleşmenin mümkün olduğunca ayakta tutulmaya çalışılması gerekir. Bu nedenledir ki şekil koşuluna uyulmadığından geçersiz olan bir sözleşme tümüyle geçersiz sayılmayıp, şekil koşulu gerektirmeyen hükümleri, kurulduğu anlaşılan eser sözleşmesi için uygulanması gereken geçerli hükümlerdir. Özellikle bedelin devredilecek taşınmaz olarak kararlaştırıldığı eser sözleşmesi taşınmaz devri yönünden geçerli değil ise de yapılacak işin bedeli olarak geçerli ve bağlayıcıdır. Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Sözleşmenin, iş bedelini göstermek bakımından taşınmazların değerini belirleyen hükümleri geçerli ve tarafları bağlayıcıdır....

        10.4 maddesi gereğince ilk tapu serbestisinde devri yapılması gereken 5 adet konutun devri yapılmamış olup gecikme nedeniyle 1.700.000,00 TL, müvekkili şirketin aleyhine devrin yapılmaması nedeniyle 10.000.000,00 TL tutarında munzam zarar oluştuğu, davalı şirketin bu yükümlülüğünü de gereği gibi yerine getirmediği, davalı tarafa verilen ödeme ile iade alınan çekler bakımından 2018/Temmuz tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte şimdilik 125.000-TL’ nin tapu devri yapılması gerektiği halde müvekkiline devredilmeyen 5 adet villa için cezai şart bedeli olarak ve gecikme nedeniyle 2018/Temmuz tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte şimdilik 125.000- TL’ nin, müvekkilince yapılan imalat karşılığı devredilmesi gereken tapuların devredilmemesi ile oluşan zararın karşılığı olan 250.000- TL’nin 2018/Temmuz tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle ile birlikte davalıdan tahsiline, iş bu dava dosyasının İzmir 5 Asliye Ticaret Mahkemesinin ......

          Noterliğinin 04.08.2016 tarihli payı devir sözleşmesi imzaladıklarını, bu sözleşmede hisse devri bedelinin 500.000-TL olarak gösterildiğini, gerçekte şirketin hisse değerinin sözleşmede yazılı miktarlardan çok daha az olduğunu, sonradan düzenlenen resmi sözleşmenin, taraflar arasındaki adi yazılı sözleşmeyi ortadan kaldırdığını, adi yazılı sözleşmenin irade sakatlığı ve gabin nedeniyle geçersiz olduğunu, yine adi yazılı sözleşmenin taşınmaz devrine ilişkin 2. maddesindeki hükmün şekil şartlarına aykırılık nedeniyle geçersiz olduğunu, 30.06.2016 tarihli sözleşmenin davacının gerçek iradesini yansıtmaması, edimler arasında aşırı nisbetsizlik bulunması, müvekkilinin zor durumundan faydalanmak suretiyle değerinden çok yüksek bedelle hisse devri yapılması ve ahlaka aykırılık nedeniyle hükümsüz olduğunu belirterek, 30.06.2016 tarihli sözleşmenin hükümsüzlüğünün tespiti ile sözleşme gereği ödenen 360.000-TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

            olan pay devri sözleşmesinde yer alan ------- şeklindeki ifadenin, noterlerin devir sözleşmelerinde bu yönde bir kayıt konulmasının usul ile ilgili bir takım sebeplerden dolayı taraflardan istemesi nedeniyle konulmuş olduğu, bu nedenle de hisse devir bedelinin ödenmesi hususunda ön sözleşme hükümlerinin esas alınması gerektiği, ön sözleşmenin, bedeli karşılığında pay devrinin yapılması taahhüdünü ------ de içeren bir çerçeve sözleşme niteliğinde, noterde düzenlenmiş olan pay devri sözleşmesinin ise, çerçeve sözleşmede taahhüt edilmiş ----- olan pay devrinin gerçekleştirilmesine ilişkin tasarruf sözleşmesi niteliğinde olduğu, davacı/satıcının bu sözleşmeyle taahhüt etmiş olduğu pay devretme borcunu -----yerine getirmiş ve payları devretmiş olmasından sonra, davalı/alıcının, işbu çerçeve sözleşmenin ---- noterde resmi şekilde düzenlenmediği için geçersiz olduğunu ile sürmesinin ------ kötüye kullanılmasını oluşturacağı, taraflar arasında akdedilmiş olan ön sözleşmenin geçerli ve taraflar...

              Sözleşmenin yapılmasından sonra davalı ... tarafından davacı ...'e tapuda pay devri yapılmadığından tapuda pay devri şartı geçekleşmemiştir. Ancak inşaatın getirildiği seviye dikkate alındığında artık yüklenici davacı ...'in sözleşmenin geçersiz olduğunu ileri sürmesi TMK'nın 2. maddesindeki objektif iyiniyet kurallarıyla bağdaşmaz. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın bağlayıcı nitelik kazanan 07.09.2006 tarihli daire karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca çözümlenmesi gerekir. Söz konusu sözleşmeyi arsa sahipleri olarak ..., müteahhit olarak da ... imzalamıştır. Sözleşmenin 2. maddesinde A ve B bloktan 4 dairenin arsa sahiplerine verileceği kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin sonundaki ... isminin üzerinde arsa sahipleri ibaresi yer aldığından, davalı ...'a A ve B bloktan 2'şer dairenin verileceği sonucuna varılmaktadır. Kalan A ve B bloktaki 6'şardan 12 daire ise yüklenici ...'e ait olacaktır. Daire yapım karşılığı inşaat sözleşmeleri kural olarak mahkeme kararıyla feshedilebilir....

                Sözleşmede kararlaştırılan devir yasağına rağmen alacak temlik edilmiş ise yapılan devir nedeniyle alacağı devralan üçüncü kişi, borçluya başvuramaz. Bu durumda borçlu, alacağı devredene karşı akdî devir yasağı savunmasında bulunabilir. Diğer bir deyişle, devri caiz olmayan bir alacak hakkında yapılan temlik işlemi ilke olarak geçersiz olup, böyle bir devir sadece borçlu karşısında değil, temlik edenle temlik alan arasında da hüküm ve sonuç doğurmaz. Sözleşmede temlik yasağı bulunması ya da borçlunun rızasına bağlanmış olup, borçlunun rızasının bulunmaması hâlinde alacağın temliki borçluya karşı ileri sürülemez. Nitekim aynı hususlar, Hukuk Genel Kurulunun 03.06.2021 tarihli ve 2017/15-427 E., 2021/685 K. sayılı emsal kararında da açıklanmıştır. 16.06.2016 tarihli gayrimenkul satış vaadi ve inşaat yapım sözleşmesinin 9. maddesinde sözleşmenin devri düzenlenmiştir....

                  Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasındaki sözleşmede, davacıya ait ...ın müvekkiline devri karşılığında müvekkilinin sahibi olduğu işhanının gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davacının uygun göreceği bir kişiye devrinin öngörüldüğü, ancak noterler tarafından resen düzenleme şeklinde yapılmayan gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinin batıl olduğunu, bu tür sözleşmelere dayalı olarak gayrimenkul mülkiyetinin devrinin istenemeyeceğini, ifanın hukuken imkansız bulunması nedeniyle BK'nun 20/1. maddesi uyarınca sözleşmenin de batıl hale geldiğini, davacının müvekkilini aldatarak sözleşmenin yapılmasını sağladığını, söz konusu sözleşmenin bir an için geçerli olduğu düşünülse bile davacının sözleşme ile kendisine yüklenen edimleri yerine getirmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık, taraflar arasındaki İşletme Hakkının Devri Sözleşmesine istinaden rücuen alacak istemidir. Mahkemece taraflar arasındaki sözleşmenin hasılat kirası hükümlerine tabi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davalı ... ile davacı ...Ş. arasında imzalanan 24.06.2006 tarihli İşletme Hakkının Devri Sözleşmesi mahkemece kira sözleşmesi olarak kabul edilmişse de, taraflar arasındaki sözleşme TEDAŞ'in özelleştirilmesin de kabul edilen yöntemin gerçekleştirilmesine yönelik olarak imzalanan bir sözleşmedir....

                      UYAP Entegrasyonu