WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sözleşmenin feshine ilişkin mahkeme kararı bulunmamaktadır. Bu kuralın istisnası, taraf iradelerinin sözleşmenin feshi konusunda uyuşmasıdır. Bu davanın açılmasına kadar tarafların iradelerinin sözleşmenin feshi konusunda da uyuşmadığı görülmektedir. Davacı yüklenici şirket bu davadaki kâr kaybı ve iş bedeli istemleriyle sözleşmenin feshini kabul etmiş sayılır. Bu davanın açılmasıyla yüklenici şirket ile iş sahibi Belediye yönünden sözleşmenin feshi konusunda iradeler birleşmiştir. Ancak sözleşmenin feshedilmiş sayılması için, sözleşmede imzası bulunan ve davanın tarafı olmayan gerçek kişilerin de fesih iradesine katılmaları gerekir....

    Davalı vekili, davanın aktif ve pasif husumet nedeniyle reddi gerektiğini, davacı taraf 07.12.2013 tarihli sözleşmeye dayanarak alacak talebinde bulunmuşsa da, sözleşmenin geçersiz olduğunu zira sözleşmeyi şirket adına imzalayan ...'in şirket hisselerini tek başına devretmeye yetkili olmadığını, şirket hisselerinin devri, 16.12.2013 tarihinde noterde gerçekleştirilen limited şirket pay devri sözleşmesiyle gerçekleştirildiğinden daha önce yapılan 07.12.2013 tarihli sözleşmenin geçersiz olduğunu, 16.12.2013 tarihli sözleşmede alıcının, şirketi, bütün hukuki ve mali yükleriyle birlikte almayı kabul ettiğini bu nedenle müvekkilinin devirden önceki borçlardan sorumlu olmadığını, 16.12.2013 tarihli noter senedinin sahteliği ispat edilinceye kadar davacılar aleyhine kesin delil niteliğinde olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 21.06.2013 gününde verilen dilekçe ile miras payının devri sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 13.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, miras payının devri sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davacı vekili, 103 ada 44, 45 ve 56 sayılı parselde kayıtlı taşınmazların, davacı müvekkili tarafından bedeli noterden yapılan sözleşme ile kendilerine ödenmek sureti ile davalı kardeşlerinden satın alındığını, bir araya gelemediklerinden tapuda devir ve intikal işlemlerini yaptıramadıklarını, davalılar ... ve ...'ın ... 7....

        Taraflar arasındaki 19.03.2014 tarihli devir sözleşmesinin imzalandığında, sözleşmenin teminat olarak davalıya dava konusu bononun verildiğinde uyuşmazlık bulunmamaktadır. Diğer yandan bononun teminat olarak verildiği mahkemenin de kabulündedir. Bu durumda sözleşmenin gerçekleşmediği dikkate alındığında, teminat bonosunun davalının alacağı miktar kadar geçerli olacağından, davalının davacıdan olan alacak miktarı belirlenerek bir karar verilmek gerekirken, bononun sözleşmede hüküm olmadığı halde cezai şart olarak değerlendirilip davanın reddi doğru değildir. Açıklanan nedenle hükmün bozulması gerektiğini düşündüğümden çoğunluğun onama kararına katılamıyorum....

          "İçtihat Metni" Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı aleyhine 12/02/2013 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18/02/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Davacı mermer arama ruhsatının devri konusunda davalı ile aralarında 04/03/2011 günlü yapılan sözleşme gereğinin davalı tarafça yapılmaması nedeniyle sözleşmede öngörülen cezai şart ile ruhsat masraflarının ödetilmesini istemiştir. Davalı cevabında: mermer arama sahasında işlenebilir mermer rezervi olmadığından akdin konusunun imkansız olduğunu, sözleşmenin yok hükmünde olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir....

            İnşaat'taki ... hisselerinin bedelsiz olarak kendilerine devrini talep edebilecekleri" hususlarının tespit edildiği ve kararın kesinleştiği, taraflar arasında düzenlenmiş olan sözleşmenin 1.c.7, 2.a.11 ve 2.c.1 maddelerinde, yapılacak tüm masraflardan ... şirketlerinin sorumlu olduklarının, 1.c.7 maddesinde ise ayrıca bu harcama ve yükümlülükler nedeniyle mal sahiplerinden hiçbir şekilde alacak isteminde bulunulamayacağının hüküm altına alındığını, kesinleşmiş mahkeme kararı ile de sözleşmenin ifasının davacıların kusurlu davranışları sonucunda imkansız hale geldiğinin tespit edildiğini, bu durumda sözleşme ile şirkete devredilen taşınmaz nedeniyle mal sahiplerinden hiç bir bedel talep edilmeyeceği açıkça kararlaştırıldığından, davalı taraf bakımından sebebsiz zenginleşme teşkil etmeyen taşınmazın proje çizimi, yapılacak iş nedeniyle alınan danışmanlık ücreti, etrafın çitle çevrilmesi gibi masrafların da sözleşmenin feshine kusuruyla sebep olan davacılarca talep edilemeyeceği, öte yandan...

              Irmak'ın müvekkillerinden sözleşmeye dayalı olarak hak ve alacak iddiasında bulunmasının hukuken mümkün olmadığını, bir an için sözleşmenin 4.6 maddesinde söz konusu taşınmaza dair Satış vaadi Sözleşmesinin veya Tapusunun ...'a devri ön görüldüğü beyan edilecek ise de iş bu davada bedel talebinde bulunulduğundan ve sözleşmenin 4.6 maddesinde ...'a bedel olarak ödeme hususunda bir kayıt bulunmadığından ...'...

                Çünkü sözleşmenin yorumunda taraf iradelerine önem verilmesi ve sözleşmenin mümkün olduğunca ayakta tutulmaya çalışılması gerekir. Bu nedenledir ki şekil koşuluna uyulmadığından geçersiz olan bir sözleşme tümüyle geçersiz sayılmayıp, şekil koşulu gerektirmeyen hükümleri, kurulduğu anlaşılan eser sözleşmesi için uygulanması gereken geçerli hükümlerdir. Özellikle bedelin devredilecek taşınmaz olarak kararlaştırıldığı eser sözleşmesi taşınmaz devri yönünden geçerli değil ise de yapılacak işin bedeli olarak geçerli ve bağlayıcıdır. Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Sözleşmenin, iş bedelini göstermek bakımından taşınmazların değerini belirleyen hükümleri geçerli ve tarafları bağlayıcıdır....

                  10.4 maddesi gereğince ilk tapu serbestisinde devri yapılması gereken 5 adet konutun devri yapılmamış olup gecikme nedeniyle 1.700.000,00 TL, müvekkili şirketin aleyhine devrin yapılmaması nedeniyle 10.000.000,00 TL tutarında munzam zarar oluştuğu, davalı şirketin bu yükümlülüğünü de gereği gibi yerine getirmediği, davalı tarafa verilen ödeme ile iade alınan çekler bakımından 2018/Temmuz tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte şimdilik 125.000-TL’ nin tapu devri yapılması gerektiği halde müvekkiline devredilmeyen 5 adet villa için cezai şart bedeli olarak ve gecikme nedeniyle 2018/Temmuz tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte şimdilik 125.000- TL’ nin, müvekkilince yapılan imalat karşılığı devredilmesi gereken tapuların devredilmemesi ile oluşan zararın karşılığı olan 250.000- TL’nin 2018/Temmuz tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle ile birlikte davalıdan tahsiline, iş bu dava dosyasının İzmir 5 Asliye Ticaret Mahkemesinin ......

                    Noterliğinin 04.08.2016 tarihli payı devir sözleşmesi imzaladıklarını, bu sözleşmede hisse devri bedelinin 500.000-TL olarak gösterildiğini, gerçekte şirketin hisse değerinin sözleşmede yazılı miktarlardan çok daha az olduğunu, sonradan düzenlenen resmi sözleşmenin, taraflar arasındaki adi yazılı sözleşmeyi ortadan kaldırdığını, adi yazılı sözleşmenin irade sakatlığı ve gabin nedeniyle geçersiz olduğunu, yine adi yazılı sözleşmenin taşınmaz devrine ilişkin 2. maddesindeki hükmün şekil şartlarına aykırılık nedeniyle geçersiz olduğunu, 30.06.2016 tarihli sözleşmenin davacının gerçek iradesini yansıtmaması, edimler arasında aşırı nisbetsizlik bulunması, müvekkilinin zor durumundan faydalanmak suretiyle değerinden çok yüksek bedelle hisse devri yapılması ve ahlaka aykırılık nedeniyle hükümsüz olduğunu belirterek, 30.06.2016 tarihli sözleşmenin hükümsüzlüğünün tespiti ile sözleşme gereği ödenen 360.000-TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu