Şerhin terkini doğrudan onun kişisel hakkını etkileyecektir. Ancak, davada temel iddia bu şerhin satın alma işlemi tamamlandıktan sonra önceki malik adına, kayıtta varmışçasına resmi senede işlendiği şeklindedir. Burada sicil memurlarının hatalı işleminin iptali istenmektedir ve ilgili tapu sicil müdürlüğüne davanın yöneltilmesi doğrudur. Mahkemece, maddi hukuk açısından zorunluluk olmadığı halde, maddi gerçeğin ortaya çıkmasına yardımcı olmak amacıyla birden fazla kişiye karşı dava açılmasının zorunluluğu söz konusu olduğundan, bir başka anlatımla haciz şerhi alacaklısı ile tapu sicil müdürlüğü arasında şekli anlamda zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan, haciz şerhi alacaklısının da usulünce davada yer alması sağlanarak yargılamaya devamla bir hüküm kurulması gerekirken yazılı nedenlerle davanın reddi doğru değildir....
Bunların da ötesinde yapılan harcamalardan sözleşmenin tarafı olmayan sonraki malik ... ve ...’in sorumlu tutulması olanağı yoktur. Harcamalar sebebiyle zenginleşen taraf önceki arsa malikleridir. Bütün bu açıklamalardan sonra mahkemece yapılması gereken iş; yeni bir bilirkişi kurulundan yukarıda yapılan saptamalar doğrultusunda ayrıntılı, gerekçeli ve Yargıtay denetimine olanak verir rapor almak, sonucuna göre kanıtlanan harcamalardan arsanın ilk malikleri ve 15.07.2004 günlü sözleşmenin tarafı olan davalıları sorumlu tutmak olmalıdır. 3-1900 ada 14 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydındaki arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi şerhi yüklenici davacı ve davalı ... yararına konulmuştur. Dolayısıyla şerhin terkini davasının tarafı bu kişidir. Asıl davada tapu siciline husumet düşmeyeceğinden hakkındaki davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan ötürü reddi yerine tapu sicil müdürlüğü leh ve aleyhinde hüküm kurulmaması da doğru değildir. Karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.06.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydındaki şerhin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 26.05.2015 günlü karar ve 22.01.2016 tarihli ek kararın Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu kaydındaki şerhin kaldırılması istemine ilişkindir. Davacı; 09.10.2013 tarihinde satın aldığı bağ vasfındaki taşınmaza ait tapu kaydı üzerinde, "Maliye tahsildarı ... oğlu ... Efendiye kefalet T:6 Mayıs 1926" başlıklı bir şerhin bugüne değin geldiğini, söz konusu şerhin ne için konulduğunun bilinmediğini, miktar ve süresinin de kayıtlarda görülmediğini beyanla anılan şerhin terkinini talep etmiştir....
GEREKÇE ve DEĞERLENDİRME : Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; Dava konusu taşınmazın tapu taydındaki davacı payına davalı T3 lehine 11/11/1986 tarih ve 1613 yevmiye ile 2942 sayılı Kamulaştırma Yasasının 31/b maddesi uyarınca kamulaştırma şerhi konulduğu, şerhin Kamulaştırma Yasasının 7. maddesi uyarınca konulan şerh niteliğinde olduğu, şerhin konulduğu tarih itibariyle terkin süresinin dolduğu, tapu kaydındaki şerhin taşınmazın mülkiyetinin kamulaştırıldığı anlamına gelmediği, kamulaştırmanın varlığı halinde idarenin tescil için dava açma hakkı bulunduğu gözetilerek, şerhin bedelsiz olarak terkinine ilişkin mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Bu nedenle, tapu kaydındaki şerhin sadece davacının müşterek payına hasren kaldırılması gerekirken HUMK.nun 72. maddesine aykırı olarak taşınmazın tamamı üzerinden şerhin terkini yasaya aykırı ise de; düşülen yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün HUMK.nun 438/VII. maddesi gereğince düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı ... İdaresi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın hüküm fıkrasının 1.paragrafının bütünüyle karardan çıkartılması ile bunun yerine "davanın kabulü ile Lüleburgaz İlçesi, Kocasinan Mah. 627 ada 1 parsel sayılı taşınmazda davacı ...'un 34/143 müşterek payı üzerinden davalı kurum tarafından tapu kaydına yazılan 03.02.2006 tarih ve 606 yevmiye nolu işlem ile konulmuş bulunan ......
Bu nedenle, tapu kaydındaki şerhin sadece davacının müşterek payına hasren kaldırılması gerekirken HUMK.nun 72. maddesine aykırı olarak taşınmazın tamamı üzerinden şerhin terkini yasaya aykırı ise de; düşülen yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün HUMK.nun 438/VII. maddesi gereğince düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı ... İdaresi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın hüküm fıkrasının 1.paragrafının bütünüyle karardan çıkartılması ile bunun yerine "davanın kabulü ile Lüleburgaz İlçesi, Kocasinan Mah., 275 ada 8 parsel sayılı taşınmazda davacı ...'nın 1/4 müşterek payı üzerinden davalı kurum tarafından tapu kaydına yazılan 03.02.2006 tarih ve 606 yevmiye nolu işlem ile konulmuş bulunan ... ......
- KARAR - Davacı arsa sahibi vekili, müvekkilinin hissedarı olduğu arsa üzerinde inşaat yapılmak üzere davalı yüklenici ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlenerek sözleşmenin tapuya şerh edildiğini, taşınmazın müvekkilinden başka hissedarlarının da bulunduğunu, 2009 yılından bu güne kadar davalının taşınmazdaki tüm hissedarlar ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi akdedemediğinden sözleşmenin uygulanabilir niteliği kalmadığını, sözleşmenin geçerli olabilmesi için TMK'nın 692. maddesi gereğince tüm hissedarlarla sözleşme yapılmasının şart olduğunu ileri sürerek, taraflar arasında düzenlenen İzmir 18. Noterliği'nin 04.11.2009 tarih ve 22529 yevmiye no'lu arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geçersiz olduğunun tespiti (feshi) ile, tapu kaydındaki 05.11.2010 tarih ve 4510 yevmiye no'lu şerhin terkinine karar verilmesini talep etmiştir....
Bu nedenle, anılan şerhin terkinini yapacak makam da yine kaydı koyan Manavgat Tapu Müdürlüğü olduğunu, Böyle bir terkin işlemi müvekkilin talebiyle gerçekleşmediğini, Müvekkil de tescil yapıldıktan sonra şerhin terkini için tapu müdürlüğüne müzekkere yazılmasını mahkemeden dilekçeyle talep ettiğini, Mahkeme kabul ettiği taktirde terkin müzekkeresi tapuya yazılıp şerhin kaldırıldığını, terkin işlemini en nihayetinde tapu müdürlüğünün yaptığını, aleyhine olan maliklerin bu şerhin terkini için müvekkile değil doğrudan tapu müdürlüğüne husumet yöneltmesi gerektiğini, tescil işlemlerinde herhangi bir gereksiz gecikmeye mahal bırakılmadığını, ilgili bedel tespiti ve tescil davasına dair kısa kararın verilmesinden eldeki davanın açıldığı 08.10.2019 tarihine kadar henüz 3 aydan daha kısa bir süre geçmediğini, Bu kısa süre ve yasa maddesinde şerhin geçerliliği için herhangi süre öngörülmemesi hususları birlikte düşünüldüğünde tescil işlemlerinde makulü aşacak derecede bir gecikmeye sebebiyet...
"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki tapu kaydındaki şerhin terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacılar vekili dava konusu 5981 ada 6 parsel sayılı taşınmazdaki "ZAVAR ALİ ve ALİ KILINÇ" lehine olan şagil kaydının yolsuz nitelik kazandığından bahisle şerhin terkinini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı davanın reddini istemiştir. III....
Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki şerhin kaldırılması istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi, tapu kaydındaki şerhin terkini isteminin malvarlığına ilişkin bir dava olmadığı ve çekişmesiz yargı işi olup görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın malvarlığı haklarına ilişkin olduğu ve asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Somut olayda davacı, murisinden intikal eden taşınmaz üzerinde tedbir şerhi bulunduğunu belirterek tapu kaydındaki şerhin kaldırılmasını talep etmektedir....