Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, davalılar murisi 17.08.1999 tarihinde vefat eden... ile yapılan 22.04.1983 tarih 7869 yevmiye no'lu taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile 415 ada 2 sayılı parselde davalı murisin payından 1/2 payın bedelini peşin ödeyerek satın aldığını, halen zilyet olduğunu ileri sürerek tapu iptali, tescil istemiştir. Davalı mirasçılar vekili, zamanaşımı ve esas yönünden davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne 415 ada 12 parsel (imar görmesi sonucu oluşan 4922 ada 3, 4, 7 ve 4921 ada 6 sayılı parselde) davalılar adına kayıtlı bulunan paylara ilişkin tapu kayıtlarının 1/2 oranında iptaliyle davacı adına tesciline karar verilmiştir. Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır....

    Gayrimenkul satış vaadine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında görevli mahkeme, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 14.2.1996 gün ve 1995/14-963 E, 1996/69 K. sayılı kararında da vurgulanıp kabul edildiği üzere; tarafların sözleşmede özgür iradeleri ile saptadıkları satış değeri esas alınarak belirlenir. Yargılama giderlerinden olan harç ve vekalet ücreti takdirinde de bu bedel esas alınır. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan-'davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanunun 125. maddesi gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğmasından sonra işlemeye başlar. Ancak, satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vadini kabul eden kişiye, yani vaad alacaklısına teslim edilmiş ise, on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda, zamanaşımı savunması Medeni Kanunun 2. maddesi uyarınca iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağından dinlenmez....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 02.02.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.11.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir....

        Kaynağını Borçlar Kanunu'nun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanunu'nun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun 706 ve Noterlik Kanunu'nun 89. madde hükümleri uyarınca noter önünde resen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Medeni Kanun'un 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağının bulunması zorunludur....

        T4 2-T5 3-T6 4-T7 5-T5 MÜTEVEFFA : T9 - - T10 - - DAVA : Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan Tapu İptali Ve Tescil KARAR TARİHİ : 07/04/2022 GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 22/04/2022 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dava dosyası incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İ D D İ A: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalılar arasında dava konusu taşınmazlardaki tüm hak ve hisselerine ilişkin satış vaadi sözleşmesi akdedildiğini, satış bedelini aldıklarını, zilyetliğin müvekkiline teslim edildiğini, ancak hisselerin devredilmediğini, açıklanan nedenlerle dava konusu taşınmazlardaki davalılar adına kayıtlı hisselerinin iptali ile müvekkili adına tesciline, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalılar üzerinde bırakılmasını talep etmiştir....

        Davalılar, dava konusu taşınmazların elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olduğunu ve satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunmadığını, ayrıca satış vaadi sözleşmelerinin teminat amacıyla düzenlendiğini ve geçerli olmadığını, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davalılar ..., ..., ..., ... ve ... aleyhine açılan davanın feragat nedeniyle reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın ise dava konusu taşınmazların elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olduğu ve elbirliği mülkiyeti çözülmeden satış vaadi sözleşmelerinin ifa olanağının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş ve reddi gerekmiştir. 2-Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verilebilmesi için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09.05.2013 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan ... iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; ... iptali ve tescil talebinin reddine, tazminat talebinin kısmen kabulüne dair verilen 07.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan ... iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Sinop 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/333 esas, 2022/210 karar sayılı dava dosyasında verilen tapu iptali ve tescil (satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan) talebinin kabulüne karşı, davalı T5 tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; tapu iptali ve tescil (satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "......

            Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 2012/14799-2013/3587 -2- Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 25.03.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 25.03.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı, 18.12.1984, 03.01.1985 ve 21.01.1986 tarihli satış vaadi sözleşmeleri ile ortak murisleri adına kayıtlı bulunan 40 ve 333 parsellerdeki davalıların hak ve hisselerini satın aldığından davalıların paylarının iptali ile adına tescilini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur....

                UYAP Entegrasyonu