WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

maddelerinde belirlenen yanılma, 36 ncı maddesinde belirtilen aldatma hükümleri dikkate alındığında müvekkilinin gerçek iradesinin yansıtmaması nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürerek, taraflar arasında imzalanan 07.12.2011 tarihli sözleşmenin feshine, davacı tarafından davalıya ödenen 110.000,00 TL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

    Bilindiği üzere; hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir....

      in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -K A R A R- Dava, hile (aldatma) hukuksal nedenine dayalı taşınmaz bedelinin tazmini isteğine ilişkindir....

        İddianın ileri sürülüş biçimi ve tüm dosya içeriğine göre; asıl ve birleştirilen davaların hukuki ehliyetsizlik ve aldatma hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil ile tazminat isteklerine ilişkin olduğu açıktır. Bilindiği üzere; hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz....

          Dava aldatma (hile) hukuksal sebebine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Sözleşme hukuki bir sonuç doğurmak üzere iki veya daha ziyade kişinin karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları ile uyuşmasını ifade eder. Mülga 818 Sayılı BK'da olduğu gibi 6098 Sayılı TBK'da da sözleşme borç ilişkisinin kaynakları arasında sayılmış ve sözleşmenin tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulacağı hüküm altına alınmıştır. İrade beyanı, irade ve beyan unsurlarından oluşur. Bir sözleşme yapılırken taraflardan birinin işlem iradesinin oluşum veya beyanı aşamasında ortaya çıkan sakalıklara irade bozukluğu denir. İrade bozukluğu halleri 818 sayılı BK'da rızadaki fesat başlığı altında hata, hile ve ikrah olarak, 23 ila 31 maddeler arasında hükme bağlanmışken, 6098 Sayılı TBK'nın 30 ile 39. maddeleri arasında yanılma, aldatma ve korkutma başlıkları altında düzenlenmiştir....

          Ana ve babanın bu yolla kurulan soybağına, bu suretle tescilin, yanılma, aldatma veya korkutma sebebine dayandığı iddia edilmedikçe itiraz etme hakları bulunmamaktadır. Davacının, bu yolla kurulan soybağının ve çocuğun nüfusa bu suretle tescilinin yanılma, aldatma ve korkutmaya dayalı olduğuna ilişkin bir iddiası bulunmamaktadır. Diğer taraftan davacının yanılma, aldatma ve korkutma olduğunu iddia ettiği kabul edilse dahi Türk Medeni Kanunu'nun 300. maddesinde yer alan hak düşürücü süreler geçerli olacaktır. Bu durumda soybağı 21.03.1997 tarihinde kurulduğundan beş yıllık, tanık beyanlarına göre ise davacı bu çocukların kendisinden olmadığını çok önceden beri bildiği için öğrenme tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü sürelerin geçtiği anlaşılmaktadır. Davacı gecikmenin haklı bir sebebe dayandığını iddia ve ispat da edememiştir....

            B)DAVALININ CEVABININ ÖZETİ: Davalı T5 vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılan tapu iptali ve tescili davasının hukuka aykırı olduğunu, davacı dilekçesinde uyuşmazlık konusu taşınmaza ait tapunun kendi üzerine çıkarılması gerekirken aldatma veya yanılmaya dayalı olarak kızı olan davalı adına çıkarıldığından bahsedildiğini, ancak söz konusu iddiaların gerçeğe aykırı olup aldatma veya yanılma şeklinde bir durum kesinlikle bulunmamakta olduğunu, davacı kendisi hakkında İstanbul Anadolu 21....

            Bilindiği üzere hile(aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun(TBK) 36/1.(818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma(hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili(makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVATÜRÜ:TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; KARAR- Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, davalı oğlunun evlenmesi için yalnızca 397 parsel sayılı taşınmazını oğluna devretmek istediğini, okuma-yazması olmamasından ve yaşlılığından yararlanan davalının onu tapu müdürlüğüne götürerek dava konusu 30 ve 713 parsel sayılı taşınmazları da devir niyeti ve iradesi olmadığı halde hile ile üzerine devraldığını; kaldı ki, satış yapılan yerlerin bedelinin dahi kendisine ödenmediğini ileri sürerek 30 ve 713 parsel sayılı taşınmazların davalı adına olan kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir....

                Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Taraflar arasındaki uyuşmazlık; hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 6.2. İlgili Hukuk 6.2.1. Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir....

                  UYAP Entegrasyonu