Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, haricen düzenlenmiş taşınmaz satış sözleşmesi ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemiyle açılmış, ıslah dilekçesiyle ödenen bedelin iadesi, cezai şart alacağı ve taşınmaz için yapılan faydalı giderlere karşılık toplam 50.000,00 TL tazminat isteminde bulunulmuştur. Davalılar, dayanılan sözleşmenin geçersiz olduğunu, iyiniyetli kayıt maliki olduklarını, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece dava reddedilmiş, hükmü davacı temyiz etmiş, karar Dairemizin 09.03.2010 tarihli ilamıyla ve ilamda belirtilen nedenlerle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulmuş, tapu iptali ve tescil istemiyle açılan davanın reddine, bilirkişinin bulduğu 50.000,00 TL davacı alacağının taleple bağlı kalınarak davalı ...’dan tahsiline karar verilmiştir....

    Böylece davacının maddi tazminat talebinin 15.772,93 TL üzerinden kabulüne, alacağa fesih tarihi olan 22.11.2018 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar verilmiştir. Davacı ayrıca sözleşmenin haksız feshi nedeniyle şirket itibarının zedelendiğinden bahisle 50.000,00 TL manevi tazminat talep etmiştir. Kural olarak, malvarlığı zararları nedeniyle manevi tazminat istenilemez. Gerek Borçlar Kanunu'nun 58. maddesi, gerekse TMK'nın 24. maddesinde, kişilik haklarının zarara uğratılması durumunda manevi tazminat istenilebileceği öngörülmüştür. Bu düzenlemeler, mal varlığına ilişkin zararları içermez. Somut olayda taraflar arasındaki kurulan sözleşme ilişkisinin davalı tarafından haksız feshinin davacı şirketin kişilik haklarına yönelik bir saldırı niteliğinde bulunmadığı gibi haksız fesih nedeniyle davacının itibar kaybına uğradığı ispat edilemediğinden davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi HÜKÜM : Kısmen kabul Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali, müdahalenin önlenmesi ve maddi tazminat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkeme kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

        Bu sözleşmenin ifa edilmemesi sonucu vaat alacaklısı alacağını kısmen veya tamamen elde edememiştir. Dolayısıyla sözleşmenin ademi ifası sebebiyle bir zarara uğradığı açıktır. Borçlar Kanununun 96. maddesindeki “alacaklı hakkını kısmen veya tamamen istifa edemediği takdirde borçlu kendisine hiç bir kusurun isnat edilemeyeceğini ispat etmedikçe bundan mütevellit zararı tazmine mecburdur” hükmü uyarınca alacaklının bu zararının sözleşmenin borçlusu tarafından karşılanması gerekir. Yasada öngörülen bu tazminatın nedeni, borçlunun taahhüdünü ihlal etmesidir. Borçlunun taahhüdü genellikle bir akte dayanır. Onun için buna (akdi tazminat), borçlunun sorumluluğuna da (akdi sorumluluk) denilmektedir. Alacaklının Borçlar Kanununun 96. maddesi hükmüne dayanarak isteyebileceği zararı uygulama ve doktrinde kabul edildiği üzere müspet zararıdır. Müspet zarardan maksat, sözleşme ifa edilerek sonuçlansaydı alacaklının mal varlığının geleceği durum ile bugünkü durumu arasındaki farktır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki birleşen tazminat ve itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

            "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Dava, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali ve tazminat istemine ilişkindir. Davalı vekili, müvekkilinin kredi sözleşmesini borçlu şirketin müdürü sıfatı ile imzaladığını müvekkilinin Hollanda vatandaşı olup Türkçe bilmediği kefil olma iradesi bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir....

              ne vaat edildiğini, davalı tarafından taşınmazların tescilinin yaptırılmadığını ileri sürerek, ... kaydının iptali davalı ... A.Ş. adına tescilini veya 9.000 TL bedelin davalıdan alınmasını istemişlerdir. Birleştirilen davada davacı ... A.Ş. davalılar ... ve ...a yönelttiği davasında, davalı ... ile düzenlenen satış vaadi sözleşmesinin iptali ile taşınmazlar ... kaydındaki sözleşme şerhinin terkinini istemiştir. Mahkemece, asıl davanın ... iptal tescil yönünden kabulüne; birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalı-davacı ... A.Ş. vekili temyiz etmiştir. Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı ... iptali ve tescil veya tazminat; birleştirilen dava sözleşmenin iptali ve şerhin terkini istemlerine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213....

                Mahkemece, davaya konu sözleşmeyi davacıyı temsilen imzalayan ...’nin tanık sıfatıyla verdiği beyanlar ve sözleşmenin 4.2.maddesi hükmü de gözetilerek benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, yanlar arasında sözleşmenin geçerli olduğu, davalı yanca sözleşme gereği fiyat farkı uygulaması yapıldığının sabit olup sözleşmenin tamamı itibariyle taraflar arasında uygulandığı, davalının usulüne uygun tutulmuş ve davacı yanca aksi ispatlanamayan defter ve kayıtları hep birlikte değerlendirildiğinde davalının takip tarihi itibariyle davacıya bir borcu bulunmadığının belirlendiği ve davalının tazminat koşullarının da oluşmadığı gerekçesiyle davanın ve davalının tazminat isteminin ayrı ayrı reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat, sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün asıl davada davacılar-karşı davada davalılar vekilince duruşmalı, asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan gelen olmadığından incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil mümkün olmazsa tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

                      UYAP Entegrasyonu