Davalı vekili, belediye meclis kararının idare mahkemesi tarafından iptali üzerine sistemin uygulanmasının sona erdiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin idare mahkemesinin kararı ile geçersiz hale gelmiş olması nedeniyle kendilerine herhangi bir kusur yüklenemeyeceğini, mücbir sebeple ifanın imkansız hale gelişi dikkate alındığında kar mahrumiyeti talep edilemeyeceğini, talebin zaman aşımına uğradığını, davacının halen önceki hattında çalışmaya devam ettiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, sözleşmenin hukuki imkansızlık nedeniyle ifa edilemez duruma geldiği ve sözleşme sonrası objektif imkansızlık durumunun bulunduğu, davacının katılım payı adı altında ödediği bedelin iadesi yönünden mahkemece karar verildiği, elde edemediği kar kaybını talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir....
nin dava konusu taşınmazdaki ipoteği kaldırmak için para aldığının dosya kapsamında sabit olduğunu ancak bu para ile ipoteği kaldırmayarak taşınmazın satılmasına neden olduğunu ve ihaleden de kendisinin aldığını, kötü niyetli olduğunu, dava dışı ...’ın yatırdığı paranın iadesi için dava açtığını ve davanın kabul edildiğini, ...'nin faize ödediği bedel düşülerek kalan bedelin tahsiline karar verilmesi gerektiğini, davanın tapu iptali ve tescil istemli olduğunu, terditli olarak da bedel talep edildiğini, bedel isteminin reddi hususunda gerekçe olmadığını, birleştirilen dava yönünden davacı ...'ın taşınmaz için 20.000,00 TL bedel ödediğini ve taşınmazı malik sıfatıyla kira ödemeden kullandığı, bu nedenle mahkemece keşfen tespit edilen değerin değil ödenen bedelin iadesi yoluna gidilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir. 6. Gerekçe 6.1....
Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/409 Esas sayılı dosyasıyla açılan davanın feshin iptali olmayıp feshin haksız olduğunun tespiti ile tazminat isteğine ilişkin olduğu, neticede mahkemece 29.05.2013 tarihinde feshin haklı olduğundan bahisle davanın reddine karar verildiği, dolayısıyla gerek sözleşmenin ifasının imkansız hale gelmesi ve gerekse de davacının fesih talep etmekle menfi zararını isteyebileceği, menfi zararın, alacaklının sözleşme yapılmasaydı uğramayacağı fiili zararlar ile yoksun kaldığı kârı kapsadığı, bunun da sözleşme kapsamında ödenen bedel ile taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedeli ile ödenen bedel arasındaki fark olduğu, Belediyenin sorumluluğunun güven sorumluluğu olduğu, TBK 51 inci maddesi uyarınca somut olayın özelliği ve hakkaniyet gereği Belediyenin kusuru daha hafif olduğundan Belediyenin sadece sözleşme kapsamında ödenen bedel yönünden sorumlu tutulması gerektiği, zarar yönünden yüklenici firmanın kusurlu olduğu dikkate alınarak zarardan sadece Boytaş Boyacıoğlu...
Bilirkişi tarafından hazırlanan raporda; aracın km'sinin düşürülerek satışın gerçekleştiğinin Tüvtürk kayıtları ile tespit edildiği, satış tarihinde rayiç değerine uygun satılmadığı, satış tarihindeki piyasa koşullarına göre 14.000,00 TL fiyat ile satılması gerektiğini belirtmişlerdir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; gizli ayıp nedeni ile sözleşmenin iptali ve satış bedelinin iadesine dair karar verilmiştir. HMK m.355 gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; davacının dava dilekçesinin talebinin öncelikle sözleşmeden dönme ve terditli olarak kusur oranında bedel iadesine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı ... ile müvekkilinin aralarında satım sözleşmesi yaptıklarını, sözleşme gereğince müvekkilinin toplam bedelin bir kısmı olarak 80.000 TL peşin ödeme yaptığını, bu ödemenin karşılığında müvekkiline 40.000 TL'lik mal teslim edildiğini, bakiye bedel için mal teslim edilmediğini, alacağın tahsili için başlatılan ilamsız takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini ve icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : SÖZLEŞMENİN FESHİ VE BEDEL İADESİ Taraflar arasında görülen sözleşmenin feshi ve bedel iadesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulü ile, sözleşmenin feshi isteğinin reddine, 362.070,00 (435.000,00 TL-72.930,00 TL) TL'nin sözleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı ...’den tahsiline karar verilmiş, karara karşı taraflarca yapılan istinaf başvurusu üzerine, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1....
Dava, ayıplı mal nedeni ile sözleşmenin iptali ile bedel iadesi talebine ilişkindir. Davacı tarafından davalıdan 27/08/2016 tarihinde 3.797,00 TL bedel ile Philips marka televizyon satın alındığı ancak televizyonda arıza olduğu bildirilmesi üzerine gelen teknik servis tarafından arızanın giderildiği belirtilerek dava konusu ürünün davacıya iade edildiği ancak sorunun giderilmeyerek sık sık devam ettiği anlaşılmıştır. Mahkemesince elektronik öğretmeni teknik bilirkişiden alınan raporda; televizyonun standartlarına uygun performans özelliklerinde olmadığı, ihbar olunan firmanın tespit edilen bu sorunlara çözüm getirmemesi neticesinde tüketicinin maldan yararlanamamaya bağlı mağduriyet yaşadığı, davalı ve ihbar olunan firmanın sorumluluğunda olduğu belirtilmiş bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır....
Hal böyle olunca, Mahkemece, davacının tapu iptali ve tescile yönelik talebinin reddi ile davacı, dava dilekçesinde ayrıca bedel talebinde bulunmuş olmakla, davacının bedel talebi yönünden toplanmış ve toplanacak deliller neticesinde oluşacak duruma göre bir hüküm verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru olmamıştır” gerekçesi ile bozulması üzerine, Mahkemece yeniden yapılan yargılama neticesinde, davacının tapu iptal ve tescil talebinin reddine, dava konusu taşınmazın bedelinin tahsili talebinin kabulüne, 15.495,00 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi üzerine; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava miras payının devrine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir. 1....
Davacı her ne kadar davalının mükerrer satış yaptığının iddia ederek tapu iptal tescil talebinin kabul edilmemesi halinde ödediği bedelinin iadesine karar verilmesini talep etmiş ise de, davalının mükerrer satış yaptığına ilişkin dosyaya yansıyan herhangi bir ve belgenin bulunmadığı, davalının sözleşmenin feshi yönünde bir iradesinin bulunmadığı, davacının haklı bir neden olmaksızın tek taraflı irade beyanı ile sözleşmeden dönerek bedel iadesi talep edemeyeceği, halihazırda sözleşmenin halen ayakta olduğu anlaşıldığından bedel iadesi talebi de kabul edilmeyerek davanın reddine..." şeklinde karar verilmiştir. İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı avukatı tarafından verilen 24.03.2023 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; "...Yukarıda belirtilen sebeplerle ve re’sen gözetilecek nedenlerle Aydın 4....
Bu hali ile davalının, sunulan --- yazışmalarının kendisinden sadır olduğunu kabul etmiş sayılmıştır. Sunulan --- konuşmalarında; sözleşmenin feshedildiği ve ---- tutarında bedel iadesi yapılacağı hususlarının davalı şirket yetkilisinin de kabulünde olduğu anlaşılmaktadır. Bu hali ile artık sözleşme bedelinin ödendiği de sabit hale gelmiştir. Sözleşme konusu hizmetin verildiğine dair dosya kapsamında herhangi bir delil de bulunmamaktadır. Ancak davacı vekilince sunulan --- yazışmalarından, davacı yanın kredi faiz desteğine ilişkin olarak --- tutarı iade etmekle yükümlü olduğu anlaşılmıştır. İşbu tutarın davacı ödemesinden mahsubu ile davacı alacağının ---olduğu kanaatine varılmıştır. Taraflar arasındaki işin ticari iş olduğu, taraflar tacir olduğu dikkate alınarak; tespit olunan miktara takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda avans faizi işletilmesi yerinde bulunmuştur....