Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın cebri icra ile satıldığını, davacının sebepsiz zenginleşme iddiasının muhatabının kendisi olmadığını, müvekkili yönünden sebepsiz zenginleşmenin söz konusu olmadığını ve talebin zamanaşımına uğradığını savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; davacının talebinin TMK. 723 vd ve 994- 995 maddeleri çerçevesinde eski malike karşı açılmış tazminat davası niteliğinde olduğu, TMK. 994- 995 maddelerinin tabi olduğu 5 yıllık zamanaşımının dolmadığı, taşınmazla ilgili tüm işlemleri gerçekleştiren şahısların davacı şirketin sahibi ve yöneticileri olduğu, davacı yönünden aktif husumet bulunduğu anlaşıldığından davalının zamanaşımı ve husumet itirazının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir. HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, TMK 723, 994 ve 995 maddelerine dayalı sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir....

Yapılan ödeme sonucu davalı tarafın sebepsiz zenginleştiğinin iddia edilmesi davanın başlı başına TBK'nun 78.maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme davası olması sonucunu doğurmaz. Buna göre davanın TBK'nun 78.maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme davası olduğu yolundaki davacı tarafın istinaf talepleri yerinde değildir. Öte yandan ilk derece mahkemesinin isabetle karar yerinde belirttiği üzere işbu istirdat davası İİK'nun 72/7 maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde de açılmamıştır. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    “Borç İlişkisinin Kaynakları” başlığı altında, sözleşmeden doğan borçlar (TBK m. 1– 48) ile haksız fiilden doğan borçlar (BK m. 48– 76) düzenlenmiş; yine aynı başlık altında, borçların üçüncü genel kaynağı olarak sebepsiz zenginleşme (BK m. 77– 83) yer verilmiştir. Bunların dışında bir de kanundan doğan borçlar bulunmaktadır. Böylelikle, hukukumuzda borçların kaynağı; sözleşme, haksız fiil, sebepsiz zenginleşme ya da bir kanun hükmü olarak kabul edilmiştir. Hukukî işlemden doğan borç ilişkilerinin başlıca kaynağı ise sözleşmedir. Her sözleşme, taraflar arasında bir hukukî ilişki meydana getirir ve bu ilişkiye “sözleşmeye dayalı=akdî ilişki” denir. Sözleşme; hukukî bir sonuç doğurmak üzere, iki veya daha ziyade kişinin karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarının uyuşmasını ifade eder. Bu noktada “satış sözleşmesi” ile ilgili kavram ve yasal düzenlemelerin de açıklığa kavuşturulmasında fayda vardır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Sebepsiz zenginleşme K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak isteğiyle ilgili yapılan icra takibi konusu alacağın bulunmadığının menfi tespiti isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 07.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Sebepsiz Zenginleşme K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 10.01.2020 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı kararı ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilen, 28.01.2020 tarihli ve 31022 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 08.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi KARAR Mahkemece, bozma öncesi verilen karar sebepsiz zenginleşme olarak nitelendirilmiş ve temyiz incelemesi Yargıtay 3. Hukuk Dairesince yapılmıştır. Dava, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan uyuşmazlığa ilişkindir. 9.2.2011 gün ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik yapılmasına Dair Kanunun 8.maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca; Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 günlü ve 2014/1 sayılı kararı uyarınca işbu davada temyizen incelenme görevi 01.02.2014 tarihinden itibaren Yargıtay 3.Hukuk Dairesine verilmiştir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 20.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Şti. arasında kredi sözleşmesi imzalandığını ve sözleşmeye istinaden kredi kullandırıldığını, sözleşmeden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi üzerine kredi hesabının kat edilerek ihtarname keşide edildiğini, dava dışı firmanın müvekkili bankaya kredinin ödeme aracı olarak davalının keşide ettiği toplam bedeli 895.000,00 TL olan çekleri ciro ettiğini, müvekkili bankanın çeklerin yasada öngörülen ibraz süreleri içinde ibraz edilmemesi ve süresinde takip yoluna başvurulmaması nedeniyle söz konusu senetlerin kambiyo senedi vasfını yitirdiğini, TTK’nın 732.maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde alacağın talep edilmesinin mümkün olduğunu belirterek çek bedeli olan 895.000,00 TL'nin davalıdan sebepsiz zenginleşmenin vaki olduğu tarihten itibaren temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur....

              Uyuşmazlık, üye ortak ile kooperatif arasında üyelik sorunundan kaynaklanmakta ve bağlama kuralının 1163 sayılı yasanın 3476 sayılı yasa ile değişik ...-...-....madd hükümlerine göre çözümlenmesi gerekli bulunan kurulma şeklinin ise aynı yasanın 98-99.madde hükümleri gereğince yapılıp görülmesinden kaynaklanan ve sonuçta verilen kararın temyiz incelemesi nitelendirmenin sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olsa bile belirtilen yazı doğrultusundaki her türlü davanın sonucunda verilen karar temyiz incelemesinin 2014 yılı ... İşbölümünün belirttiği esaslar gereğince anılan dairenin görevleri arasında sayılan (....iş) olarak nitelendirilmesine göre incelenmesi Dairemizin görevi dışındadır. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi ... ....... Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere ... ....... Dairesine gönderilmesine, 24.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Bu durumda, bağlanma parası olarak parayı alan kişinin, aldığı parayı sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre (6098 sayılı Kanun m. 77-82) iade etmesi gerekecektir. Çünkü bağlanma parası tahakkuk etmeyen bir sebep dolayısıyla verilmiş olacaktır. Bağlanma parası fer’î (yan) bir hak olması nedeniyle bağlı olduğu asıl sözleşme geçerli değilse, yan hak olan bağlanma parası da geçerli olmayacaktır. 6. Cayma parası ise; kişiye sözleşmenin yapılması sırasında verdiği şeyi (parayı) yitirme pahasına dilediği zaman sözleşmeden dönme hakkını sağlayan bir paradır, şeklinde tanımlanmaktadır (Türk Hukuk Lûgatı, s. 206). 7. Sözleşmenin yapılması sırasında taraflardan biri diğerine bir miktar para verir ve aralarındaki açık ya da örtülü anlaşmaya göre parayı veren verdiği parayı karşı tarafta bırakması karşılığında sözleşmeden cayma yetkisine sahip olursa, burada cayma parası söz konusu olur. 8. Cayma parası taraflara sözleşmeden dönme yetkisi verir....

                  Mahkemece; dava sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayanan alacak davası olarak nitelendirilmiş ve davacının istirdada hakkı olduğunu ıttıla ettiği tarihten itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresinde davasını açması gerekirken BK'nun 66.maddesinde düzenlenen 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın ise tefrikine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık; dava zamanaşımı süresinin sözleşme hukuku çerçevesinde mi, yoksa sebepsiz zenginleşme kurallarına göre mi belirleneceği, dava açma süresi ve bu sürenin başlangıç tarihinin ne olduğu; sonuçta eldeki davanın yasal sürede açılıp açılmadığı, noktalarında toplanmaktadır. Karayolları Trafik Kanunu'nun 20/d maddesi uyarınca trafikte tescilli araçların mülkiyetini nakledici nitelikte sözleşmelerin noterde yapılması zorunludur. Bu hükme aykırı olarak yapılan sözleşmeler hukuken geçersizdir....

                    UYAP Entegrasyonu