Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, asıl davanın, taraflar arasındaki sözleşme ile belirlenen işin davalı tarafça ayıplı olarak yapılması nedeniyle doğan zararların tazmini, sözleşmeden dönme nedeniyle ödenen bedelin iadesi ve manevi zararın tazmini, karşı davanın ise bakiye alacağın tahsili talebi olduğu, davacı tarafça davalının yaptığı işin gizli ayıplı olduğu, davalının ayıplı ifası nedeniyle başkaca işlerin zarar gördüğü ve onarılması için yapılan masrafların ödenmesi talep edildiği, alınan bilirkişi raporları ve davalının cevap dilekçesinin içeriği dikkate alındığında, davalı tarafça davacının peşinatı geç ödemesinden kaynaklı olarak sözleşmeye göre kullanılması gereken malzemenin kalan süre içerisinde ayarlanması mümkün olmadığından, sözleşmede belirlenmeyen ve davalının elinde bulunan hazır malzemeler ile imalatın yapıldığı ve yağan yağmur nedeniyle su akıntısına neden olduğu, davacının talebinin sözleşme nedeniyle ödenen peşinatın iadesini de kapsadığından sözleşmeden dönme iradesini ortaya koyduğu, sözleşmeden...

TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 11/10/2018 NUMARASI : 2018/172 ESAS, 2018/757 KARAR DAVA KONUSU : Sözleşmenin İptali ve Bedel İadesi KARAR : Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali ve bedel iadesi davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen karara karşı davalı Kuşadası Otel İşl. Tur. İnş. Tic....

Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden davacı-birleşen davalının 799.908,70 USD kısmi ödeme yaptığı, buna karşın davalı-birleşen davacının BK 68. maddesinde düzenlenen kısmi ödemeyi red ve sözleşmeden dönme hakkını kullanmadığı, ayrıca BK 106. maddesinde öngörülen haklarını kullanabilmek amacıyla bakiye borcunu ödemesi için uygun bir süre tanıma yoluna da gitmediği, davalı-birleşen davacının malı teslim borcunu ifada temerrüde düştüğü, BK 107. maddede düzenlenen sözleşmeden dönme hakkını kullanma koşullarının oluştuğu, davacı-birleşen davalının ödemiş olduğu bedelin iadesini talep hakkının doğduğu, davalı-birleşen davacının kendi edimini ifada temerrüde düşmüş olması nedeniyle herhangi bir talepte bulunamayacağı, ayrıca malın 3. şahıslara daha düşük bedel ile satışından dolayı zarara uğradığını ispatlayamadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulüne ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı-birleşen...

    Davacı vekili müvekkili tarafından davalıdan bir kısım malzemeler sipariş edildiğini ve buna karşılık toplam 20.850,00.-TL kredi kartı ile ve banka havalesi ile ödeme yaptığını, sipariş edilen tüm ürünlerin bedelinin ödendiğini, davalının sipariş edilen mallardan bir kısmını müvekkiline teslim ettiğini, ancak kalan ürünlerin teslim edilmediğini, bundan dolayı ürünlerin teslimi için davalıya mail atılmışsa da teslimat yapılmadığından müvekkili tarafından ödemelerinin iadesi talebiyle davalı tarafa noter ihtarnamesi gönderildiğini, buna rağmen ödenen bedelin iadesinin gerçekleşmediğinden bahisle davalının ticari satımdan doğan ifa yükümlülüğünü yerine getirmeyerek temerrüte düştüğünü ileri sürerek siparişlerin iptalini ve ödenen paranın iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır....

      hata/eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak yeniden hüküm verilmesine ,aracın davalıya iadesi ile ödenen bedelin davalıdan tahsiline ,hesaplanan ve ıslah edilen kira kaybı talebinin kısmen kabulüne ,koşulları olmayan manevi tazminat ve fazla istemlerin reddine karar verilmiştir....

        Ltd.Şti'nin yükümlülüğünde olduğu, ancak iş sahibinin inşaat ruhsatı almamasından dolayı davacı tarafça inşaata başlanılmadığı, bu nedenle davacı şirketin sözleşmeden dönme hakkını kullanarak kendisine ödenen 615.000,00 TL bedeli banka kanalı ile iade edilmiş olmasına rağmen davalı şirket tarafından feshin kabul edilmeyerek davacıya gönderildiği, davacının sözleşmeden dönme iradesinin karşı tarafa ulaştığı, uhdesinde kalan bedeli iade etmesine rağmen bu bedelin kabul edilmediği, bu durumda davacının ödeme yeri tevdii talebinin haklı olduğu gerekçesi ile talebin kabulü ile taraflar arasında imzalanan 21/10/2020 tarihli sözleşmeden davacı tarafça dönülmüş olması nedeni ile sözleşme gereğince kendisine ödenen 615.000,00 TL'nin açılacak üçer aylık vadeli hesaba yatırmak üzere ... Bankası .....

          Davacı dava dilekçesinde, sözleşmenin feshi, ödenen bedellerin iadesi ve sözleşme sebebiyle verilen senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespitini talep edip ıslah dilekçesi ile de menfi tespit talebine konu olan senetlerin icra dosyasına ödenmiş olması sebebiyle bu talebinin istirdada dönüştürdüğünü beyan etmiştir. Davacı seçim hakkını ayıplı üründen kaynaklı sözleşmeyi feshederek ödediği bedelin faiziyle iadesi yönünde kullanmıştır. Dolayısıyla mahkemenin öncelikle yazmış olduğu gerekçede, davalının aracın teslim edildiğini ispatlayamadığı, ispatladığı kabul edilse bile aracın ayıplı olduğu, bu nedenle de sözleşmeden dönme ve bedel iadesi hakkını kullanmasının mümkün olduğu belirtilerek hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır. Oysa ki gerekçe içeriği göz önünde bulundurulduğunda, aracın kimin elinde olduğunu tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlemesi gerekir. Bu husus faizin başlangıcı yönünden ve kurulacak olan hükmün içeriği açısında önemlidir....

          HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, davacı iş sahibi ile davalı yüklenici arasında yapılmış, davacının taşınmazına yapılacak prefabrik ev inşaatına ilişkin eser (istisna) sözleşmesinden kaynaklı, ayıplı ve eksik iş ve imalatlar nedeniyle sözleşmeden dönülmesi,feshi,ödenen bedelin iadesi,ödenmeyen bedel yönünden borçlu olmadığının tespiti ve ayıp nedeniyle uğranılan zararlardan dolayı söküm bedeli alacağı taleplerine ilişkindir....

          Dava; eser sözleşmesinin kabul edilemeyecek şekilde ayıplı ifa edildiğinden bahisle, sözleşmeden dönme ve bedelin iadesi kapsamında, ödenen bedelin faiziyle iadesi için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; ... tarihli davacı iş verenin ...' da bulunan otelinde kullanılmak üzere, davalı yüklenici tarafından yapılan asfalt yapım işine ilişkin sözleşmenin ayıplı olarak ifa edilip edilmediği, eserin kabul edilemeyecek düzeyde ayıplı olup olmadığı hususlarındadır. Dosya içerisine davacı vekili tarafından sözleşme sureti, tespit bilirkişi raporu ibraz edilmiş, Antalya ... İCra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyası ile Bordum ... Asliye Hukuk Mahkemesinin ... D. İş sayılı dosyaları celp edilmiş, İnşaat Mühendisi bilirkişiden rapor aldırılmıştır. Antalya ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklı ... A.Ş tarafından davalı borçlu ......

            Hal böyle olunca mahkemece, davanın reddi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir." şeklinde hüküm kurulduğu görülmüştür. Ancak her ne kadar yargıtay 13. Hukuk dairesi tarafından ibra sözleşmesi ve tarafların iradeleri esas kabul edilerek bu yönde hüküm kurulmuş olsa da tüketici yasasında cayma hakkı, sonuçları ve sınırları kanunda emredici bir şekilde düzenlenmiştir. 6502 sayılı TKHK'nın 43.maddesinde cayma hakkı, 45.maddesinde ise sözleşmeden dönme hususu düzenlenmiştir. Buna göre :"MADDE 45 – (1) Ön ödemeli konut satışında, devir veya teslim tarihine kadar tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı vardır. Sözleşmeden dönülmesi durumunda satıcı; konutun satışı veya satış vaadi sözleşmesi nedeniyle oluşan vergi, harç ve benzeri yasal yükümlülüklerden doğan masraflar ile sözleşme bedelinin yüzde ikisine kadar tazminatın ödenmesini isteyebilir....

            UYAP Entegrasyonu