Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TL bedelle, ... marka bir ticari araç satın aldığını, aracın satıştan sonra 4-5 saat gibi kısa bir süre içerisinde arıza yaptığını ve yolda kaldığını, yolda arızalanan aracın çekici vasıtası ile 7.670,00 TL masraf yapılarak Antalya'da servise getirildiğini, serviste yapılan kontrollerde aracın daha önceden motor arızası olduğunun anlaşıldığını, motorda kaynaklar olduğunu gösteren fotoğraf ve videolarında mevcut olduğunu, bunun üzerine davacının yapılan masrafların ve bedel iadesi istemini de içeren sözleşmeden dönme iradesiyle Büyükçekmece ......

    Davalı .... vekili, davacının yasal süresinde ve usulüne uygun ayıp ihbarında bulunmadığını, araçta üretimden kaynaklı sorun olmadığını, davacının ilk şikayetinin 19 ay sonra gerçekleştiğini, uzman incelemesi yaptırıldığını ve kullanım hatasından kaynaklı arızaların oluştuğunu, sözleşmeden dönme kabul edilecekse davacının kazançlarının da dikkate alınması gerektiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir. Davalı ... vekili, davacının ayıp ihbarında bulunmadığını, araçta üretimden kaynaklı sorun olmadığını, akitten dönme değerlendirilmesi halinde aracın değer kaybı ve davacının araçtan kazancının da dikkate alınması gerektiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davaya konu araçta üretimden kaynaklı herhangi bir sorun olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "davacı 20.07.2017 tarihinde almış olduğu aracın öncelikle misli ile değişimini aksi halde ise sözleşmeden dönme ve bedel iadesini talep etmiş olmakla;bilirkişi marifetiyle yapılan keşif ve bilirkişi raporları incelendiğinde sıfır olarak alınan bir araçta bulunması beklenmeyecek ayıpların araçta bulunduğu ve kullanıcıdan kaynaklı olmadığı anlaşılmış, her ne kadar davalı tarafından bu arızaların giderilebileceği belirtilmiş ise de sıfır olarak aldığı araca yapılacak tamir işlemlerini kabul etmesi davacıdan beklenilemez bu durumda davacını sıfır araç almakla kazanacağı gönül rahatlığı, güvenlik ,iç huzurdan mahrum kalacağı açıktır....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava konusu jeneratörün ayıplı olduğu yönündeki iddialarını kabul anlamına gelmemek üzere, davacı tarafça yapılan ayıp ihbarının süresinde olmadığını, davanın öncelikle bu sebeple reddini, jeneratörün ayıplı olduğunu kabul anlamına gelmemek üzere, davacının, sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin kabul edilemeyeceğini, zira seçimlik hakkın orantısız şekilde kullanılmasının yerleşik yargıtay kararları ile sabit olduğunu, davacının iddiasının, ... enerji sağlama gücüne sahip jeneratörün her biri 55 kVA enerji ihtiyacı bulunan iki adet elmas telli dağ kesme makinesine enerji sağlayamadığı, sık sık stop ettiği ve sözleşme konusu maldan fayda sağlanamadığı yönünde olduğunu, oysaki hem davacının beyanlarında hem de dilekçesi ekindeki teknik raporda davaya konu jeneratörün ilk adımda %100 yük kaldırması beklenerek inceleme yapıldığını ve buna bağlı olarak hatalı tespitlerde bulunulduğunu, davacının iddia ettiği üzere, dava konusu jeneratörde...

        Davaya konu cep telefonu 14.04.2013 tarihinde satın alınmış olup cep telefonu garanti süresi içerisinde arızalanmış, davacı üretimden kaynaklı gizli ayıplı olduğu ve ayıp nedeniyle üründen faydalanmamanın süreklilik arzettiğini ileri sürerek sözleşmeden dönme hakkını kullanarak cep telefonunun iadesi ile ödenen bedelin tahsilini istemiştir. 4077 sayılı Kanunun 4/3. maddesi gereğince, imalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur ancak 4077 sayılı Kanunun mezkur maddesi gereğince tüketiciye karşı sorumlu olan davalılara karşı ayıp ve seçimlik hak iddiasının kabul edilebilmesi için 14.06.2003 tarihli, 25138 sayılı Garanti Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelik esas alınarak uyuşmazlık çözümlenmelidir....

          Davacı, bağımsız bölümün süresinde teslim edilmemesi nedeni ile sözleşmeden dönme, ödenen bedelin iadesi, konut kredi sözleşmesinin feshi, ödenen taksitlerin faizi ile iadesi, konuttaki ipotek şerhinin kaldırılması ve kira kaybının tahsili istemi ile eldeki davayı açmıştır. 15.01.2015 tarihli celsede davacı vekili; öncelikli taleplerinin sözleşmeden dönme olduğunu, aksi halde yoksun kalınan kira bedelinin tahsilini istediklerini bildirmiştir. Mahkemece, teslimden itibaren süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığından sözleşmeden dönme hakkının kullanılamayacağı, ancak yoksun kalınan kira kaybının istenebileceği gerekçesi ile diğer taleplerin reddine, yoksun kalınan kira kaybının davalılardan tahsiline karar verilmiştir....

            DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava, tüketici koruma kanunundan kaynaklı alacak davasına ilişkindir....

            Eşinin rahatsızlığı sebebiyle tedavi masraflarını karşılamakta güçlük çeken müvekkilim sözleşme bedelini ödeyemez duruma geldiğini, Sözleşmeden doğan bedel ödeme yükümlülüğünü yerine getiremeyeceğini anlayan müvekkilim 10/08/2017 tarihinde sözleşmeden dönme hakkını kullandığını şifaen davalı yan yetkililerine iletmiştir. Bunun üzerine müvekkilim davalı firma yetkilileri ile irtibata geçerek dönme tazminatının ödenen bedel mahsup edilerek geri kalan tutarın evraklar ile birlikte kendisine iade edilmesini talep etmiştir. Ancak davalı yanca hem olumsuz cevap verilmiş hem de herhangi bir ödeme yapılmadığını, haklı davanın kabulü ile; davalı - satıcının iade etme yükümlülüğüne aykırı davrandığının ve temerrüde düştüğünün tespiti ile 28.270,00 TL'nin davalı yandan faizi ile birlikte tahsili ile müvekkile ödenmesine, Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Seçimlik hak kullanılıp yükleniciye ulaştırıldıktan sonra seçimlik haktan dönülmesi ve değiştirilmesi mümkün değildir. Dairemizin ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik karar ve içtihatları uyarınca sözleşme kapsamında ödenen bedelin iadesi talep edilmiş olmakla sözleşmeden dönüldüğünün kabulü gerektiği, seçimlik hak kullanıldıktan sonra bundan dönülmesi ve sözleşmeden dönen davacının tapu iptâl ve tescil talebinde bulunması mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmesi yerine yanlış değerlendirme sonucu davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, temyiz eden davalı yararına bozulması uygun bulunmuştur....

              GEREKÇE : Açılan dava, ayıplı ürün nedeniyle bedel iadesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi yapılan yargılama sonucunda, dava konusu aracın ayıplı olduğu ancak yapılan onarım ile ayıpların kalıcı olarak giderilmiş olduğu, ücretsiz onarım hakkı kullanıktan sonra sözleşmeden dönerek bedel iadesi talebinde bulunamayacağı, çoğun içinde azın da mevcut olduğuna ilişkin temel hukuk kuralı gözetilerek araçta meydana gelen değer kaybının istenebileceği bu nedenle 3.000,00 TL değer kaybının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu