Davalı cevap dilekçesinde davacı tarafın aracın ithal olduğunu aracı satın alırken bildiğini ve piyasa değerinin çok altında satın aldığını, araç satış sözleşmesi tarihinde aracın ÖTV’den muaf olduğunu, dolayısıyla davalının sorumluluğunun olmadığını, davanın reddini, %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı talep etmiştir. Davalı taraf ayrıca yetki itirazında da bulunmuştur. Dava konusunun araç satış sözleşmesinden sonra ortaya çıkan araç vergi borcunun aracı sonradan satın alan davacı tarafından ödenmesi nedeniyle bunu aracı satan davalıdan tahsil etmek için başlattığı icra takibine itirazın iptali davası olduğu sabittir. Davalının adresi ... olup araç satış sözleşmesinde yetki konusunda sözleşme yapılmamıştır. HMK'nın 6. maddesine göre genel yetkili mahkeme davalının ikametgâhı mahkemesidir. HMK'nın 10. maddesine göre sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifa edileceği yerde de dava açılabilir. Yetki itirazı ilk itiraz olup davalı süresinde yetki itirazında bulunmuştur....
saklı kalmak üzere 6.500 TL tazminatın sözleşme tarihinden işleyecek faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....
7000 euronun araç bedeli olduğuna dair bir açıklama olmadığına göre verilen aracın ortaklıkla bir ilgisi olmadığının kabulü gerekir....
maddesine göre terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında tapulu taşınmazlar bakımından yapılacak sözleşmeler yazılı olması koşulu ile geçerlidir. (Bknz. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 2019/1357 Esas, 2019/2434 Karar sayılı ilamı) "Asıl dava, miras payının devri sözleşmesine dayalı tapu iptali ile tescil isteğine, birleşen dava ise taraflar arasındaki sözleşmenin iptali istemine ilişkindir. .....Elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlarda miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmeler yazılı olmak koşulu ile geçerlidir. (TMK.nun 677. mad.) Resmi şekil şartı öngörülmemiştir....
nun 20/d maddesinde “Tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirleri, satış ve devri yapılacak araçtan dolayı motorlu taşıtlar vergisi, gecikme faizi, gecikme zammı, vergi cezası ve trafik idari para cezası borcu bulunmadığının tespit edilmesi ve taşıt üzerinde satış ve/veya devri kısıtlayıcı herhangi bir tedbir veya kayıt bulunmaması halinde, araç sahibi adına düzenlenmiş tescil belgesi veya trafik tescil kayıtları esas alınarak noterler tarafından yapılır. Noterler tarafından yapılmayan her çeşit satış ve devirler geçersizdir” hükmünü içermektedir. Görüldüğü gibi Yasa'nın 20/d maddesinde tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirlerinin ancak noterler tarafından yapılacağı hükmüne yer verilmiştir. Ancak böyle bir satış ve devir işlemi araç üzerindeki mülkiyet hakkını devre elverişlidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Araç mülkiyetinin tespiti ve tescili Dava, sahte belgeye istinaden yapılan araç satışı nedeniyle araç kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemenin de nitelendirmesi bu yöndedir. Bu durumda hükmün temyiz inceleme görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait bulunduğundan ancak bu daire tarafından görevsizlik kararı verildiğinden görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Başkanlar Kuruluna sunulmak üzere Yargıtay Birinci Başkanlığı'na gönderilmesine, 22.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu aracın trafik kaydına haciz konulmasından önce noterde yapılan sözleşme ile üçüncü kişi tarafından satın alındığı, mülkiyetin davacıya geçtiği, ticari kayıtlar üzerinden yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda yapılan satışın gerçekliğinin tespit edildiği, ticaret sicil kayıtlarına göre de iki şirket arasında organik bağ bulunmadığı“ gerekçesi ile istihkak davasının kabulü ile karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” ve İİK’nun 97/17. maddesi uyarınca alacaklının karşı dava olarak açtığı “tasarrufun iptali” davası niteliğindedir. İcra takibine konu borç, 13.09.2008 tarihli çekten kaynaklanmaktadır. Çeklerin ileri tarihli olarak düzenlenmesi ticari yaşam içinde sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Dava konusu araç satışı çekten yaklaşık 20 gün kadar önce yapılmıştır....
Davalılar vekili, davalı ... ile davacının, davacıya ait aracın davalıya devri ve 50.000.- TL ödemesi karşılığında, davalıya ait taşınmazın davacıya devredilmesi konusunda anlaştıklarını, davalılardan ...’nun bu sözleşmenin tarafı olmadığını, davalı ... ile davacı arasında imzalanan araç satış sözleşmesinin aracın resmi şekilde satışı yapılmadığından dolayı imzalandığını, araç teslim tutanağı mahiyetinde olduğunu, davalı ...’in sözleşmeyi diğer davalı babası...’ı temsilen imzaladığını, kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, davacının sözleşme gereği ödemesi gereken 50.000.- TL’yi ödediğini, tarafların taşınmazın resmi şekilde devri için işlemlere başladığını, ancak tapuda taşınmaz üzerinde hacizler bulunduğunun anlaşıldığını, davacının taşınmazı bu şekilde devralmak istemediğini, davalı ...’ın taşınmaz üzerindeki hacizleri kaldırtmasına karşın davacının taşınmazı yine devralmadığını, her iki tarafın sözleşme ile bağlı kalması koşuluyla taşınmazın devrinin davacının satacağı üçüncü kişi...
Çünkü henüz doğmayan bir hakkın devri söz konusu olmaz. Söz konusu sözleşmelerde mülkiyet sahibi tarafların anneleri Fatma, miras payının devrine ilişkin sözleşmeye katılmadığı için böyle bir sözleşme, hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz. Katılımın tanık veya benzeri delillerle kanıtlanması mümkün değildir. Taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri isteyebilir. (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2008/3067 E- 2008/3437K, HGK 2011/14- 408- 2011/402K.)...
/d bendi “Tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirleri, satış ve devri yapılacak araçtan dolayı motorlu taşıtlar vergisi, gecikme faizi, gecikme zammı, vergi cezası ve trafik idari para cezası borcu bulunmadığının tespit edilmesi ve taşıt üzerinde satış ve/veya devri kısıtlayıcı herhangi bir tedbir veya kayıt bulunmaması halinde, araç sahibi adına düzenlenmiş tescil belgesi veya trafik tescil kayıtları esas alınarak noterler tarafından yapılır. Noterler tarafından yapılmayan her çeşit satış ve devirler geçersizdir” hükmünü içermektedir. Görüldüğü gibi Yasa'nın .../d bendinde tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirlerinin ancak noterler tarafından yapılacağı hükmüne yer verilmiştir. Ancak böyle bir satış ve devir işlemi araç üzerindeki mülkiyet hakkını devre elverişlidir....