Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'un 73 üncü maddesi. 3. Değerlendirme Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. V. KARAR Açıklanan sebeplerle; Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA, Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 24.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

    a izafe edilemeyeceğinin belirtildiği, -İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi akdedildiğinde de davacı şirketin %100 hissesinin davalı ...'...

      ye ait olup takip alacaklısı işletme hakkı devir sözleşmesine taraf olmadığınan alacağın nitelik olarak üçüncü kişi alacağı olduğunu, yine söz konusu yargı kararına konu faizin İHS imza tarihi öncesine ait olup 2003-2005 yılları arasındaki dağıtım faaliyeti kapsamında düzenlenn faturalara dayalı olduğu belirtilerek davacının dava kapsamında toplam 341.332,03-TL rücuen alep hakkının doğduğu, söz konusu miktarın 324.225,00-TL kısmının ödeme tarihi olan 07/11/214, 4.435,60-TL'lik kısmının 05/11/2014, 801,40-TL'lik kısmının 04/08/2016, 11.870,03-TL'lik kısmını ise; 18/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan rücuen tahsilinin talep edilebilceği mütalaa edilmiştir. Taraflar arasında akdedildiği hususunda her hangi bir ihtilaf bulunmayan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.1 maddesinde; sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluğun ...'...

        Davacı vekili alacağa konu taraflar arasında akdedilen 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi ile 28/06/2013 tarihli Hisse Satış Sözleşmesini delil olarak dosyaya sunmuştur. Dava konusu alacağın taraflar arasında akdedilen 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesine dayandığı ve sözleşme tarihi itibariyle uygulanması gereken 818 sayılı Yasa'nın 125.maddesi gereğince 10 yıllık zaman aşımına tabi olduğu, 19/03/2014 ödeme tarihi itibariyle zaman aşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla davalının zaman aşımı itirazı yerinde görülmemiştir. Ayrıca davacı tarafın husumet itirazı da, işletme devir sözleşmesine göre davalı taraf sözleşme gereği muhatap olduğundan red edilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; taraflar arasında imzalanan işletme hakkı devir sözleşmesi kapsamında dava dışı alacaklının ... 1....

          ın özelleştirme kapsamına alınması ve 20 ayrı dağıtım şirketine ayrılması kapsamında müvekkili ile davalı arasında 24.07.2006 tarihinde "İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi" akdedildiğini, anılan sözleşmenin 7.1, 7.2, 7.3, 7.4, 7.5 ve 7.6 maddelerinde dağıtım faaliyetinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen iş ve işlemlerden kaynaklanan sorumluluğun dönemsel olarak paylaştırıldığını, davalının sözleşme öncesi gerçekleştirdiği işlemler nedeniyle tazminat istemine ilişkin .... İş Mahkemesi'nin 2004/959 E-2009/3003 K sayılı kararına istinaden müvekkilinin icra dosyasına 5.908,33 TL ödediğini ileri sürerek, bu meblağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan rücuen tahsilini talep ve dava etmiştir....

            Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, üçüncü kişiye yapılan ödemenin İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin akdedildiği tarih olan 24.07.2006 tarihinden önceki döneme isabet eden olaylara dayandığı, davacının İşletme Hakkı Devir sözleşmesi'nin "Üçüncü Kişilerin Hak İddialarını Düzenleyen" 7. maddesi gereği, icra dosyasına veya alacaklı vekilinin hesabına ödediği tutarın, davalı kurumdan rücuen ödenmesini talep ve dava hakkı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir....

              İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi gereğince davalıdan istenip istenemeyeceğine ilişkin olduğunu, davacı şirket vekili İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi 7. maddesi uyarınca sorumluluğun davalı kurumda olduğunu belirterek huzurdaki davayı ikame ettiklerini dilekçesinde ifade ettiğini, “ Üçüncü Kişilerin Hak İddiaları” Başlıklı 7....

                Hisselerin tamamının kamuya ait olduğu 30.09.2013 tarihi öncesi, yapılan ödeme nedeniyle davacının (devir öncesi) 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne istinaden yine hisselerinin tamamı kamuya ait bulunan davalı TEDAŞ'tan dava konusu alacağı talep etmesi nasıl mümkün değil ise, 30.09.2013 tarihli hisse devir sözleşmesi ile tamamen el değiştiren davacının, kendisi tarafından yapılmayan ödemeyi, kesinleşen devre esas bilançolarda yer almaması nedeniyle davalıdan talep etmesi de hukuken mümkün değildir. Aksi düşüncenin kabulü, davacı yönünden sebepsiz zenginleşme, davalı yönünden ise ikinci kez aynı parayı ödeme sonucu doğuracaktır....

                  Hisselerin tamamının kamuya ait olduğu 30.09.2013 tarihi öncesi, yapılan ödeme nedeniyle davacının (devir öncesi) 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne istinaden yine hisselerinin tamamı kamuya ait bulunan davalı TEDAŞ'tan dava konusu alacağı talep etmesi nasıl mümkün değil ise,30.09.2013 tarihli hisse devir sözleşmesi ile tamamen el değiştiren davacının, kendisi tarafından yapılmayan ödemeyi, kesinleşen devre esas bilançolarda yer almaması nedeniyle davalıdan talep etmesi de hukuken mümkün değildir. Aksi düşüncenin kabulü, davacı yönünden sebepsiz zenginleşme, davalı yönünden ise ikinci kez aynı parayı ödeme sonucu doğuracaktır....

                    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava, işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde davacının ihbar yükümlüğünü yerine getirmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak tarafın, davayı üçüncü kişiye ihbar etmemiş olması, üçüncü kişiye karşı olan rücu hakkının düşmesini gerektirmez. Yalnız, kendisine karşı rücu davası açılan üçüncü kişi (davalı), davacının birinci davayı iyi takip etmediği için(yani kusuru nedeniyle) kaybettiğini ispat ederek, kendisine karşı açılan rücu davasının kısmen veya tamamen reddini sağlayabilir....

                      UYAP Entegrasyonu